Terör eylemlerinden uzak olmasıyla huzur ve güven şehri olan Konya son birkaç yılda ciddi tehlikelerle bulun buruna geldi; 2017 yılından bu yana büyük tehlikeler atlattı. Militanların eylem girişimleri emniyet görevlilerinin dikkati ve titizliği sayesinde bertaraf edildi. Son olarak, Ocak ayında Karapınar ilçesinde Meke gölü havzasının kumsalına gömülü olarak ele geçirilen yüklü miktardaki patlayıcı malzemelerinin sorumluları da geçen hafta yakalandı.

Son birkaç yılda Konya’da gerçekleştirilmek istenen eylemleri hatırlayalım; 

Konya’ya yönelik sansasyonel ilk terör faaliyeti 2017 yılının temmuz ayında DAEŞ’li militanların barındığı bir villaya yapılan operasyonla ortaya çıkarılmıştı. Eylem hazırlığındaki teröristler teslim olmayıp polisle çatışınca Meram ilçesinden silah sesleri yükselmiş, sonuçta beşi de öldürülerek etkisiz hale getirilmişti. Hadisenin 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü Kutlamaları öncesinde yaşanması dikkat çekiciydi.

2018 yılında Ekim ayında Cihanbeyli ilçesinde Ankara-Konya yoluna yakın bir bölgede hafriyat malzemesine gömülü patlamaya hazır 60 kilo civarında C4 tipi bomba, belediye çalışanı tarafından fark edilerek emniyete bildirilmişti. Ele geçirilen bomba teröristlerin hedefi konusunda birçok şüpheyi de beraberinde getirmişti. Bombanın Konya’yı başkente bağlayan güzergâhta ve patlamaya hazır vaziyette ele geçirilmesi ‘eylemin bu bölgede yapılacağı’ fikrini veriyordu. Ancak yol kontrol ekiplerine yakalanmamak için ‘asıl eylem bölgesine daha sonra nakledilmek üzere’ bu bölgeye gizlenmiş olması da ihtimal dâhilindeydi.

Diyarbakır İl Jandarma Komutanlığı ekipleri 2019 yılının Ocak ayında bir kırsal operasyonunda ele geçirdikleri PKK’lı iki kadın teröristin üzerindeki dijital materyallerde Konya Büyükşehir Belediye Stadyumu ve stadyum yakınındaki bir kafeye ait görüntüleri tespit etmişti. Araştırmalar neticesinde 30 Kasım 2018 tarihindeki Konyaspor-Alanyaspor maçının olduğu gün stat ve civarında keşif yapıldığı ortaya çıkarıldıktan sonra keşfi yapanlar da tespit edilip yakalanarak adli makamlarca cezaları verilmişti.

2019 yılı Ağustos ayında da Ereğli-Konya güzergâhında yol kontrolü sırasında, Suriye uyruklu sekiz kişinin bulunduğu araçta çocuk oyuncağı ayıcık içerisine gizlenmiş bomba güvenlik güçlerinin hassasiyeti neticesi ortaya çıkarılmıştı. Yakalananlar, bombanın şehirde, ‘kendilerine daha sonra bildirilecek bir yerde’ patlatılacağı yönünde ifade vermişlerdi.

2017, 2018, 2019 derken 2020 yılının ilk ayı içerisinde de Konya ciddi bir terör eylemi tehlikesi atlattı. Yılın ilk ayında bir vatandaş emniyeti arayarak, Ereğli-Karapınar yolu üzerinde Meke gölü havzasında, kumsal alana gömülü patlayıcı madde gördüğü ihbarında bulundu. Bölgede yapılan araştırmada içinde bomba yapımında kullanılan anilin maddesi bulunun birer litrelik 16 adet kavanoz ele geçirilmişti. Önde seyreden haberci aracın, güvenlik kontrolüyle karşılaşınca durumu nakil aracına bildirerek eylem malzemelerini uygun alanda toprağa gizlemesini sağlamış olacağı değerlendiriliyordu. O günden bu yana, patlayıcıları bölgeye getirenlerin izini süren emniyet güçleri geçen hafta 30 yaşındaki A.Ç. ile kardeşi 28 yaşındaki M.Ç.’yi Diyarbakır ve Adana'da yaptıkları eş zamanlı operasyonla yakaladı. Böylece PKK’nın Konya'da yapmayı planladığı bir eylem daha, bombalar şehre sokulmadan engellenmiş oldu.

Yıllardır Konya’yı silahlı eylem için tercih etmeyen PKK’nın 2017 yılından bu yana şehre Ankara, Ereğli ve Karapınar güzergâhlarından bomba sokma girişiminde bulunması ve ‘eylem noktası seçmesi’ açısından dikkat çekiyor. Eylem envanterinin yüzlerce kilometre yolu kat ederek Konya sınırlarına girebilmiş olması da dikkate değer bir ayrıntı!

**

CHP’NİN MASKESİ DÜŞTÜ

Bayrak Türk milletinin en değerli kutsallarından biridir ki, başında gelir. İstiklâl Marşımız ‘Ey nazlı hilal’ diyerek şanlı bayrağımıza hitap eder. Arif Nihat Asya’nın marşa dönüşen Bayrak adlı şiiri bir milletini yüreğinin tezahürüdür. Daha yüzlerce bayrağa yazılmış şiirden, destandan bahsetmek mümkündür.

Diğer milletlerde bayrağı iç çamaşırından, olur olmaz şeylere kadar motif olarak işleyenleri görebilirsiniz, fakat bizde olmaz, olamaz. Çünkü bizim bayrağımız ancak göklerde, doğanın nefesiyle dalgalanır, belirlenen ebatlarda ve mekânlarda usulünce kullanılır. Bunun için de ‘Bayrak kanunu’ vardır.

Onlarca yıldır Atatürkçülük adına uygulamalarıyla öne çıkan CHP milletvekillerinin geçen hafta TBMM oturumuna, bir yanında Atatürk imzası, diğer yanında Türk bayrağı bulunan kırmızı bezden mamul maske ile katılmaları dikkat çekti. Tek kullanımlık maskelerin oturum sonunda çöpe atılması gerektiği nasıl düşünülememiş olabilir?

**

RUMLARIN BİZANS HAYALİ

Güney Kıbrıs’ta Larnaka Şehrinde bir camiye kimliği belirsiz kişilerce Bizans Bayrağı asılması Rumların ruh dünyasını ortaya serdi. Asırlardır Bizans hayaliyle yaşayan Rumlar Camiye astıkları Bizans bayrağı sebebiyle Türkiye’den ciddi tepki gördü. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay Tuzla Camisi'ne asılan tahrik ve provokasyon amacıyla asılan Bizans bayrağı ile yatığı açıklamada “Rum yönetimi, adanın güneyinde son dönemde bir takım karanlık odaklar tarafından diriltilmeye çalışılan Türk ve İslam karşıtlığını cesaretlendirmeye son vermeli ve bu hastalıklı zihniyetin önüne geçecek önlemleri süratle uygulamaya koymalıdır” dedi. Türkiye’den gelen tepkilerin akabinde bayrağın camiden indirildiği bildirildi.

Türkiye’nin son yıllarda Akdeniz ve kıyı ülkelerdeki faaliyetlerinden rahatsız olan Yunanistan da batılı çevreleri Türkiye’ye karşı kışkırtabilmenin yollarını arıyor. Yunan Savunma Bakanı Nikos Panagiotopoulos'un sarfettiği "Türkiye ile çatışmaya hazırız" şeklindeki sözlerin ardından bir skandal çıkış da Dışişleri Bakanı Nikos Dendias'tan geldi. Lozan Anlaşması üzerinden Türkiye’ye sataşan Dendias, "Revizyonist ve gri alan yaklaşımları Türkiye için bir bumerang etkisi yaratır” dedi. Dendias bununla da yetinmeyip, Türkiye'nin uluslararası toplum tarafından kınandığı ve Ege'deki egemenliğinin de maksimum 3 mil olduğu iddiasını ortaya attı. 

AB'nin yasa dışı olarak tanımlamasına rağmen Türkiye'nin Kıbrıs açıklarında petrol ve doğal gaz arama çalışmalarını sürdürerek ileri gittiğini savunan Güney Kıbrıs Rum Kesimi lideri Nikos Anastasiades’te Türkiye'nin Doğu Akdeniz'deki agresif tavrını sonlandırmaması halinde Avrupa Birliği'ne aday ülke statüsünün düşürülmesi gerektiğini savundu.

**