Askerin etkinliğini azaltmak için önemli kurullarda yapılan değişiklikler!..

Yalnız değişiklik Milli Güvenlik Kurulu (MGK ) da mı olmuştur?! Hayır!...O halde devam edelim.

*Ülkenin hayati değerdeki kurumlarının başarıyla görev yapabilmesi için mutlaka müştereken çalışması -Tüm Milli Güç Unsurlarıyla birlikte- ve bu doğrultuda mücadele vermesi gerekmektedir!...Burada dayatılmaya çalışılan ve son derece sakıncalı bulduğum bir konuyu açıklamak isterim..

Diğer bölümlerde de belirttiğim gibi günün savaşı haline gelen Psikolojik Harp/Asimetrik Savaşın kavramı; ; ülkenin önemli kurumlarıyla (sivil ve silahlı güçler) müştereken yapıldığında başarıya ulaşacağı üzerine kuruludur..

Yani ülkeyi korumakla görevli olan ve /fakat desteksiz bırakılan askerin, bu görevi yerine getirmesini düşünmek dahi, ülkenin bekasına - ölümsüzlük,kalıcılık- vurulan bir darbedir!...O derece konu hayatidir yani!...

Biz uyumlu şekilde müştereken mücadele yapmayı bir tarafa bıraktık, MGK bünyesinde yapılan değişikliklerle, zamanında Türkiye’nin milli çıkarlarını savunmak için tesis edilen bazı önemli kurumların söndürülmesine bile olur verdik, kayıtsız kaldık!..

Milli Güvenlik Kurulu Genel sekreterliğinin bünyesinde olan Toplumla İlişkiler Başkanlığını ( Psikolojik Harekat Başkanlığını ) ve bu teşkilatla uyum içinde görev yapan Genelkurmay Karargahındaki Psikolojik Harekat Başkanlığını ne yazık ki söndürdük!..

SONUÇ: TERÖRÜ AZALTMANIN VE ÜLKEYİ HUZURA KAVUŞTURMANIN ŞARTLARI!...

1-Her zaman dile getirdiğim gibi,  Türk Silahlı Kuvvetlerinin görev yapamaz hale getirilmesi Türk ulusunun da sonunu   getirir!.. Terörü uzun süreli durdurmak istiyorsak eğer; iç ve dış güçlerce darbe yapacağı yalanı yayılarak etkinliği azaltılan askerin görevlerinin polise devrini düşünmek bile bu ülkeye yapılacak en büyük darbe olur!..

Zira askerin   görevlerinipolise devri’, acımasız dış güçlerin  dayatmasıdır!. Bana göre Türk ulusunun bir ‘kırmızı çizgisi’ daha olmuştur!...

Böyle absürt önerinin telaffuzu dahi kabul edilebilir değildir..Hele hele dikte edilmesi Türk ulusunun yaradılışına terstir!...

Bu nedenlerle de, hiç zaman kaybetmeden suçsuz yere içeri tıkılan ve/fakat her yönden aklanmış askerimizi, polisimizi ve kıymetli sivil eşrafı eskiden olduğu gibi, ülkenin bütün kurumlarıyla birlikte koordineli olarak asli görevlerini icraya yönlendirmeliyiz!

Yargının kararıyla suçsuz bulunan vatanseverlerin, hiç zaman kaybetmeden maddi ve manevi kayıpları giderilmeli ve terfi etmeleri ve de görev yerlerine tekrar atanmaları sağlanmalıdır…

Başka yolu yoktur yaşama küsmüş bu masum insanların kalbini kazanmanın!..

Alın size son derece kıymetli bir öneri daha!..

Tarumar edilen ‘Eğitim örgütünü’ çağdaş normlara uygun hale getirip,  eğitim müfredatını  bu  sağlam temelin üzerine bina etmediğimiz müddetçe, bu kutsal topraklarda nefes alma şansını bulamayız!..

Görev yaparken şahit olduğum ve son derece önemsediğim bir hususu daha sizlerle paylaşmak isterim..Askere, harekat emri verildikten sonra görevini yapana kadar karışılmamalıdır. Tam hedefi bertaraf ederken veya düşmanı kıstırmışken, dış güçlerin dayatmasıyla dur emrini vermek askerin caydırıcı olma özelliğini bitirdiği gibi, şevk ve heyecanını da öldürür..

Aman dikkat!...Zira son zamanlarda çok sık yapılan bir hatadır!..

Atalarımızın özverili mücadeleler sonunda elde ettiği  ve bir o kadar da dış güçler tarafından elde edilmek istenen bu güzel vatanda dönen dolapları, ülkenin kıymetini, tarihini ve ayakta kalabilmesi için verilen savaşları bilenlerin çoğalması, bilinçli olarak geri bırakılan Türk toplumunun uyandırılması dileklerimle….03 Mayıs 2016