Tel dolap benim dönemime denk gelmiyor aslında. Tel dolabın tarihi oldukça eskiye dayanıyor. Buzdolabının ecdadıdır tel dolaplar. Bence çok daha sevimli ve sıcak bir yüzü vardır. Tel dolaplar günümüzde nostaljiyi çağrıştırıyor ne yazık ki artık. Anneannemin de tel dolabı vardı mesela. Ve ben evin en çok tel dolaplı köşesini severdim. İçerisinde yok yoktu . Neler mi saklanırdı? Hemen saymaya başlayayım. Tenekeden çıkarılan peynirlerin korunma bölgesiydi mesela. 

Günümüzde buzdolabında dahi muhafaza edemediğimiz peynirler orada huzurlu ve dipdiri olarak yenmeyi beklerdi. Zeytin, zeytin yağı, kavurma etli yemekler, mis gibi kokan tereyağları, ve zeytin yağlılar. Lahana dolması, kuru patlıcan dolması, kurutulmuş biber dolmaları, ekşili bamya, börülcenin türlü halleri, tarhananın darhanelere uğramadan evvelki halleri… Evet, tel dolaplar görsel olarak ufak görünse de içine dünyalar sığardı. Ve ilk günkü kadar taze olarak korunurdu.  Sevdanın yemeği olarak adlandırdığım bamyanın kokusu buram buram doldururdu sızdığı tellerin arasından. Anneannemin odun ateşinde pişirdiği katmer, etli börek, otlu börek, kabak çiçeği dolmasından söz etmeyeceğim bile. Anneannemin tel dolabının eskilerden günümüze sızması ve o dönemlerde pişirilen yemeklerin, katıkların dimağımda bıraktığı izleri sizlerle paylaşmak istedim. 

Tel dolaplar sır küpleriydi aslında. Çünkü dışarıda iki gün kendisini koruyamayan kavurma et, günlerce tel dolabın içinde aynı şekilde kalabiliyordu. Sanırım tel dolaba giren yiyeceklerin dolap ile aralarındaki sırdı bu. Anneannemin ekmeğinden söz ediyordum. Evet, eşeğiyle dağdan getirdiği odun parçalarını yakıp yaptığı kendi buğdayını yoğurarak yaptığı ev ekmeğinin kokusunu belki siz de duyuyorsunuzdur. Buram buram, mis gibi sevgi kokardı o gün ev ve avlu. Tel dolap da sakince beklerdi nasiplenmeyi. Ekmek ile buluştuğu an dolabın içi adeta aşk kokardı ve dolap aşk mahmuru olurdu. Tüm ev aşk kokardı. 

Tel dolap küçümsenecek bir dolap değildi. Tel dolap evin demirbaşıydı ve analar yokluğu tel dolapta saklardı. İçine sevgi katardı, aşk, huzur, neşe, bereket, sabır, emek. İşte yemekler ve erzaklar birçok aşamadan geçerek mideye inerdi. Ne diyelim. Umarım gelecek nesiller de tel dolapları tanır ve içerisindeki yıllanmış tat ve kokuları içerine çeker.

Sevda kaçsın çayınıza.