Bir yılan sokunca, iplerden korktuk/
Pervasız havlayan itlerden korktuk/
Bir şimşek çakınca, sellerden korktuk/
Dal kırılır diye; tözden* olmuşuz//

‘Ha gayret!’, ‘Ha sabır!’ diye bekledik/
‘Bunda da hayır var! ‘ diye ekledik/
Küçükken ezmedik; sütle besledik /
‘Eyvah!’ diye diye; dizden olmuşuz//

‘Vatan!’ diyenleri karalamışız/
Altından hançerle yaralamışız/
‘Birleşmek!”  çareyken, parçalanmışız/
‘Sen!-Ben!’ kavgasında, ‘Biz!’den olmuşuz//

‘Aman ha; çok kokar, kimse deşmesin!’/
‘Kimse konuşmasın, kimse duymasın!’/
‘Halının altını kimse görmesin!’/
Sakınalım derken, gözden olmuşuz//

Dilimiz lâl olmuş, kulaklar sağır/
Kalmadı,  o demde, çekmedik kahır/
Özler çürümüştü;  parlaktı zahir*/
Ağız kilitliyken, sözden olmuşuz//

Dağdan kopan kaya garibe çarptı/
Karınca koşarken, aslanlar yattı/
Dokunulmayanlar keyfine baktı/
Astarı yamarken, yüzden olmuşuz//

Tuz fayda eder mi , etin kokmuşsa?
Dallar yeşerir mi, kökler kopmuşsa?
Kantar doğru tartmaz, ayar bozuksa/
Kış’ın korkusuyla, güzden olmuşuz//

Ayağa kalkmışsa; topyekûn, millet/
Bakidir bu vatan, bakidir devlet/
Adanmış yürekler, en büyük servet/
Yine, o sönmeyen, közden doğmuşuz//

Birlik olmayınca, dirlik de olmaz/
Rüzgar esmeyince, dal kıpırdamaz/
Doğru yolda giden, yanlışa varmaz/
‘Sen-Ben’ olmayınca, hep ‘Biz’ olmuşuz//

Hainler birleşip gelse dört koldan/
Serimiz gitse de dönmeyiz yoldan/
Hakk var, hakikat var, korkmayız kuldan/
Asla örs olmadık; hep gürz olmuşuz//

Canfer der; yürekle hüküm veririz/
Düşünüp de, sözü öyle söyleriz/
Hakkı, adaleti, düstur belleriz/
‘İki ne?’ bilmeyiz, hep ‘Bir’ olmuşuz//

*töz: kök, cevher
*zahir: dış görünüş

ALLAH BİRLİĞİMİZİ, DİRLİĞİMİZİ DAİM EYLESİN!