Bir zamanlar bu ülkede Yerli Malı Haftası vardı. Tohum gibi en hassas olan bir sektör, yıllarca yabancı bir tohum firmasının Türkiye’deki taşeron firması tarafından yönetildi. Tohum Güneydoğu Anadolu’dan Meksika’ya gitti, orada hibrit tohum haline getirilip Türkiye’ye geri satıldı.

Biyolojik çeşitliliğe sahip çıkmak hem insan hem de çevre açısından büyük önem taşıyor. Tohum denince milli güvenlik söz konusudur. Tarımın en stratejik bir alanıdır. Öyleyse öncelik Ata tohumun olmalı. Binlerce yıllık üretim kültürünü bugüne taşıyan köylünün ve çiftçinin yeni tohumlar üretme, çeşitliliği geliştirme imkânları teşvik edilmeli. Yerli çiftçinin yerli tohum üretimini destekleyen düzenlemeler yapılmalı. Yoksa yabancılar iflas eden çiftçinin toprağını satın alırsa nasıl bir sonuç çıkar.

Sağlıklı bir toplum olarak hayata devam etmek yerli tohumla, organik tarımla beslenmeye bağlı. Gıda güvenliği ve bağımsızlığı açısından yabancı şirketlerin tohumlarına bağımlı olmak yerine yerel tohumlar tercih edilmeli. Aksi halde gelecek nesillerde kanserin artması, hormonlu bebek doğumları gibi sağlıksız hastalıklı bir neslin yetişmesi kaçınılmazdır.

Yapılacak destekler ülkemizin dışa bağımlılığını azaltacak, üretimi teşvik edecektir. Sertifikalı tohum kullanımından kârlı çıkacaklar, bu tohumların sertifikasını elinde tutan çokuluslu şirketler ve onların yerli ortakları olacaktır. 

Oysa bu tohumların kaynağı çiftçidir, yüzlerce yıldır bu tohumları ekip geliştirmişler, bu yüzden hak sahibi de çiftçidir, şirketler değildir. Genetiği değiştirilmiş tohumların gelirinin tamamen yabancı şirketlerin cebine girmesini bakınız Prof.Dr. Tayfun Özkaya bir yazısında nasıl anlatır:

“Bu tohum şirketlerinin çoğu aslında tarım ilacı da satıyor. Dolayısıyla onları da alıyoruz. Çünkü tohumlukları hastalık ve zararlılara dayanıklı değil. Üstelik bu ürünlerin besin değerleri de düşük. Daha sonra bu tarım ilaçlarını kullanırken çiftçiler, ürünleri tüketirken halk zehirleniyor. Besin değerleri düşük olduğundan bizleri hastalıklardan korumuyor. Dahası bu şirketlerin bir kısmı beşeri ilaç da satıyor. Dolayısıyla bir satış daha yapılıyor. Bu gibi şirketlerin üç ayrı cebi var. Sağ cebine tohum, soluna tarım ilacı, arka cebine de beşeri ilaç parası giriyor.”