Lider öyle buyurdu. ‘Bitaraf olan bertaraf olur’ dedi. Ama doğru mu dedi?
Bak şimdi haddini bilmezliğe. Liderin dediği acaba doğru mu diye muhakeme edildiği nerede görülmüş bre nadan.
Atalarımıza mal edilen bu vecize belki belli ve başka şartlarda bir hakikati ifade ediyor. Ya da her halüqarda bir hakikati ifade ediyor. Ama bunun  doğru bir durum olduğunu belirtmiyor.
Belki de uygulamaları inceden inceye tenkit etmek için söylenmiş bir söz.
İşin tahlilini yaptığımızda taraf olmak zaten başlıbaşına bir yanlışlıklar silsilesini içinde barındırabilir.
Taraf olmak bir erdem mi, yoksa bir zaaf mı?
Aslında hiçbir durum kıyamete kadar erdem, ya da kıyamete kadar zaaf olamıyor. İlk çağ filozoflarından Eflatun ‘cinayet işleyecek birine kesici veya ateşli bir alet vermenin iyi mi kötü mü olduğunu’ irdeler sıradan bir vatandaşla.
Aidiyet insana elbette birlikte hareket etmeyi, başkalarının da, taraf olunan başkalarının menfaati ile kendi bireysel menfaatimizi birleştirmeyi öğretir. Birlikten güçlülük doğar elbette. Bir elin nesi var iki elin sesi var elbette. Bir buz parçası hükmünde olan benliğini biz havuzunda eritmek gerekir elbette. Bütün bunlar taraf olmanın, bir yere, bir kitleye ait olmanın faydalarıdır muhakkak.
Ama bunun aksi durumların da varlığını reddetmek mümkün değil. Çete halinde çalışan şer odaklarıyla başa çıkmak daha zordur. Şer odakları da aidiyeti fevkalade kullanabilir. Tarafsız olan her zaman yalnızdır, tek başınadır, yapabileceği hayır da şer de sınırlıdır. Ama günahı da tek kişiliktir. Yaptıklarının şahidi yalnızca kendisi ve Yaratan olduğu için af dileyerek cezadan muaf tutulabilir.
Taraf olmak, aidiyet duygusuyla hareket etmek sadece kendi yanlışlarını değil, ait olduğu kitlenin de günahlarını onaylamayı gerektirir. Mensubu olduğunuz camianın özellikle liderinin yanlış yaptığını, yapabileceğini ima edemezsiniz. Lidere sadakat yükselmenin, ikbalin tek şartıdır. Bu yüzden de insanlar riyaqar olurlar. Kendi beyinleriyle bir konuyu düşünemezler. Düşündükleri liderin düşündüğünden farklı ise düşündüklerini unutmak zorundadırlar.
Bitaraf olanın bertaraf edildiği ülkelerde insanlar düşünmeyi unuturlar. Akıl kullanmayı bir kenara bırakırlar. Körü körüne kendi tarafının kabullerini kabul eder, karşı taraf belletilenlerin kabullerini de dinlemeden, anlamadan reddetmeye başlarlar. Kimse kimseyi anlamaz. Anlamak ta istemez. Herkes kendinden olmayana bütün kötü sıfatları vicdanının sesini dinlemeden yapıştırırlar. Ülkenin yarı nüfusuna göre öteki taraf, bu taraftakilere göre de diğer taraf vatan hainidir, satılmıştır, öldürülmeleri gereken insanlardır. Her türlü kötülüğün, eksikliğin sebebi karşı taraftır.
İşe adam almalarda taraf olmanın yararını görenler bu taraf, zararını görenler de karşı taraf olur. İşe adam almak yerine adama iş bulunur ve taraftarlar memnun edilir. Bu tam da Peygamberin lanetlediği bir durumdur, ama dindar lider çıkıp ‘Bitaraf olan bertaraf olur’ der.
Taraf olmanın muhakkak kazandırdıkları yanında kaybettirdikleri de vardır. Bunu göz önüne alarak taraf olmanın sonuna kadar iyiliğinden ya da kötülüğünden dem vurmak yanlıştır.
Hizipçilik, particilik, gırupçuluk işte bu tartışılası vecizeye dayanır.
Eğer beyniniz olduğunu, bunun size bir hikmete binaen verildiğini, aklını çalıştırma konusundaki Kur’ani emirleri dikkate alırsanız düşünmek, akıl etmek, fikiretmek mecburiyetiniz olduğunu görürsünüz.
Lideriniz taraf olun gerisini bana bırakın diyebilir, benim gemime bin selamet sahiline seni çıkarayım diyebilir. Siz yine de fert olduğunuzu, Allah karşısında akıl sahibi, rüştüne ulaşmış bir kul olduğunuzu, mezara tek başınıza gireceğinizi, kendi yapıp ettiklerinizden, ya da yapmadıklarınızdan, ama bir de sebep olduklarınızdan dolayı hesabınız olduğunu asla unutmayınız.
Taraf olmanın mutlak olduğu nokta Yaratıcı ve elçisine taraf olmaktır. Ondan gayrısı insanı muhakkak dalalete götürür.
Burada yeni bir tartışma konusu ortaya çıkar. ‘Şeyhi olmayanın şeyhi şeytandır’ yavesi var, tarikat ve cemaat taraftarı olma dayatması var. Her taraftarlık belli bir şirk tehlikesini içinde barındırır. Riyaqarlık taraf olmanın ikiz kardeşidir.