Nihayet Dünya Kupası Almanya'da başladı. Bundan önce yazdığım yazılarda Dünya Kupası'nda Türk milleti olarak ızdırap çekeceğiz demiştim. Ben şahsen Türkiye'nin Dünya Kupası'nda bulunmamasından dolayı maçları izlerken, ızdırap duyuyorum. İran'ından, Tunus'una, Gana'sına, Trinidot Tabogosuna, adı duyulmamış ülkelere kadar herkes orada, maalesef 3 milyon vatandaşımızın yaşadığı Almanya'da Türkiye yok. Bu sonucun sorumlusu yani 70 milyona televizyonları başında ızdırap çektiren topu topu 10 kişidir. Eski federasyon başkan ve ekibi, eski, yeni teknik direktör, spordan sorumlu bakan, bunlar baş sorumlulardır. Tabiatıyla sahada sonuç alması gereken milli sporcular da sorumludur. Ayağımıza kadar gelmiş fırsat kaçırılmıştır. Türkiye'ye yazık edilmiştir... Ve bu acı sonucun sorumluları şimdi Almanya'da maç izliyor ve keyif çatıyorlar. İnsanda biraz utanma, sıkılma olur. Teknik direktörlere, bu fakir millet ayda 140 milyar veriyor. Başarılı olsunlar diye paralar harcanıyor. Bir dedikleri iki edilmiyor. Sonuç hep hüsran... Türkiye, 2004 Avrupa Şampiyonasına da gidemedi! 2006 Dünya Kupasına da! Bir acı olan husus da şu: Dünya Futbol Şampiyonasında Türk hakemleri de yok. Futbol Federasyonu, UEFA, FİFA'daki temsilcilerimiz ne yaparlar. Hariciyecilerimiz ne yaparlar, anlamakta güçlük çekiyorum. Şimdi milletin ağzına bir parmak bal yani umut çaldılar. 2008 Avrupa Futbol Şampiyonasına gidecekmişiz. Son yıllarda, Türk futbolu bir gerileme süreci içinde. Alınan sonuçlar rezalet. Milli takım, dünya kupası öncesi 6 maç yaptı. Allahaşkına oynalınan oyunu ve alınan neticeleri beğenen var mı? Teknik Direktör, geleceğin takımını kuruyormuş. Takımında Nuri Şahin hariç temayüz eden, ümit veren var mı? Herkes Teknik Direktör'ü göklere çıkartıyor. Önce Florantino'ya gitti, olmadı. Oradan Milan'a gitti, işine son verdiler. Galatasaray'a geldi başarılı olamadı. Neden ve ne zaman başarılı oldu. Galatasaray'ın başarılarının asıl sahibi Lucesco'dur. Milli Takım deneme tahtası değil ki, oynuyorsun ve Makedonya'ya dahi yeniliyorsun. Bu kötü sonuçlar milli takım tarihine yazılıyor. Teknik adamdan sonuç beklenir! O beğenmediğiniz, kıro deyip, saçı, giyinişi, konuşması ile alay ettiğimiz Şenol Güneş, önce takımı Dünya Kupasına (2002) götürdü. Güney Kore ve Japonya'da yapılan Dünya Kupası'ndan da Türk Futbol Tarihinde ilk defa üçüncü olarak döndü. Yani kendisinden beklenenleri yerine getirdi. Sonra adamı "Tukaka" edip işine son verdiler. İşin asıl başında Türkiye Dünya Kupasına giden gruptan, grup birincisi olarak çıkmalıydı. Ayıp oluyor, beyler! 70 milyonun kaderi ile, haysiyeti ile oynamaya, grubetten bulunan, vatan hasreti ile eline Türk Bayrağı'nı alarak, Türk Milli Takımı'nı seyretmeye giden vatandaşlarımıza acı çektirmeye ne hakkınız var! Ben size söyleyeyim. Bu kafa yapısı, bu yönetici ve antrenörlerle, Türkiye'nin 2008 Avrupa Futbol Şampiyonasına gitmesi fevkalade zor görünüyor. Batı ülkelerinde bir gelenek vardır. Bu işi beceremeyen, yeteneksiz insanlara hesap sorarlar, kendisi istifa etmezse görevden alırlar. Biz de ise ülkeyi başarısız sonuçlara razı edenler ayda 100 milyar TL. alıp oturuyorlar, hepsi Almanya'da Dünya Kupası'nda seyirci istifa ise aklarına gelmiyor...