Bu kimine göre, 'tanıma' kimine göre ise izolasyonların kaldırılması için bir başlangıç...
Sanırız TC Başbakanı Erdoğan ile KKTC Cumhurbaşkanı Talat ilk kez Kıbrıs konusunda çelişki içinde bulunuyorlar...
Zira, Erdoğan bu ziyareti 'fiili tanıma' olarak yorumlarken, Talat ilk kez Erdoğan'dan farklı olarak bir söylem gerçekleştirdiği ve bu ziyaretin izolasyonların kaldrılmasına yönelik bir ziyaret olduğunu ifade etti...
Anlaşılan o ki Cumhurbaşkanı Talat için KKTC'nin tanınması şimdilik bir 'öcü' gibi bir şey...
Mümkün olduğu kadar bu kelimeyi ağzına almıyor ve alsa da KKTC'nin tanınmasının mümkün olmadığını ima etmeye çalışıyor...
Biz bunu Talat'ın eski bir alışkanlığı olarak algılamak istiyoruz ve kendisini anlayışla karşılıyoruz...
Elbette ki kolay değildir...Sen yıllar boyunca Kıbrıs'ta tek çatılı bir çözümden bahsedeceksin, Kıbrıs'ın yeniden birleştirilmesi için mücadele edeceksin, hele de son iki yılda Avrupalı ve dünyalı olmayı diline dolayacaksın, sonra da kalkıp KKTC'nin tanınmasından bahsedip herşeyi iki kelime ile berbat edeceksin!
Sonra da temsil ettiğin ve çeşitli sözler verdiğin arkanda ki kitle ile yüzleşeceksin...
Onun için Cumhurbaşkanı Talat'ın 'tanınma'dan israrla kaçmasının gerekçelerini çok iyi anlıyoruz...
Her ne kadar kendisi ile bazı görüşlerini paylaşmasak ta o makamda oturan birinin hissiyatlarını ve ezikliğini çok iyi anlıyoruz...
Talat muhakkak ki bir ikilem yaşamaktadır şu sıralar...Bir yüzü Birleşik Kıbrıs'ı ve 'hemen şimdi çözüm'ü yansıtırken, diğer bir yüzü de, ki o da makamınında verdiği sorumlulukla KKTC'nin artık kendi başının çaresine bakması gerektiğini yansıtmaktadır...Bu da KKTC'nin o veya bu şekilde kendisini tüm dünyaya tanıtması, halkın önünün açılmasıdır...
Talat'ın Rum yönetimlerini suçlaması, uzlaşmaz olan tarafın Rumlar olduğunu sık sık dile getirmesi, Papadopulos'a ateş püskürmesi ve 20 Temmuz etkinliklerinde yaptığı açıklamalar da göstermektedir ki Kıbrıs Türkü artık orta bir yolda buluşmaya başlamıştır...Bu da olumlu bir gelişmedir ve zaten doğrusu da budur...
Rum ve Yunan ikilisinin Türk düşmanlığı, AB ve ABD'nin Kıbrıs Türkü'ne söylediği yalanlar ve aldatmacalar Kıbrıs Türkü'nü hızla yeni alternatiflere doğru götürmekte, bu da tek kelimeyle 'tanınma' seçeneğini doğurmaktadır...
Biz elbette ki bu günlerde Talat'ın bunu teleffuz edeceğini sanmıyoruz...
Çünkü Talat yıllardır Kıbrıs'ta tek devletten yana tavır koymuş, hala 1960 Anayasası'nda takılıp kalmış, Rumlarla Türklerin birlikte huzur içinde yaşayacaklarına inanmıştır...
Artık bu politika Rumların ırkçı zihniyetiyle iflas etmiştir...
Bunu artık en koyu CTP'liler bile dile getirmeye başlamış, bu nedenle Türkiye'ye bakış açısında önemli değişikler yaşanmaya başlamıştır...
Biz eminiz ki, Talat da gün gelecek tüm barış umutları tükendiği vakit, tek seçenek olan KKTC'nin bir şekilde tanıtılması için mücadele edecek, belki de bu kez temsil ettiği kitleleri bu amaçla sokağa dökecektir...
Bunun için zaman ve zemin çok önemlidir....
Bu zemin için Sayın Cumhurbaşkanının biraz daha zamana ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz!
Umarız bu zaman çok gecikilmeden gelir ve 31 yıldır yapılan yanlışlıklar bu kez yapılmaz ve her şey daha fazla geç olmadan, arap saçına dönmeden mutlu sonla noktalanır...