Başta ABD olmak üzere, dünyanın birçok ülkesinde, arzu eden fertlerin, halka hizmet etmek, vakitlerini değerlendirmek, para kazanmak maksadıyla başvurdukları “UBER” organizasyonu, bizde de vardı. Amerika’da bulunduğum yıllarda birçok arabası olan ev kadının belli saatlerde ‘UBER’ sistemine dahil olup, aile bütçesine katkı yaptığını gözlemlemiştim. Bu sistem serbest piyasa ekonomisine uygun olup, mevcut ticari taksi sistemine rekabet yarattığı için daha nazik muamele, daha makul fiyatla vatandaşı taksicilerin elinde perişan etmediği için, çok tutuluyordu. Ancak taksicilerin baskıları sonucu, çok yanlış bir kararla, devlet tarafından kaldırıldı. Bunun anlamı vatandaş kaba muameleye maruz kalsın, taksiciler istediği, istemediği müşteriyi alsın veya almasın, müşterinin değil, kendi istediği yere gitsin, özellikle turistleri 10 dakikalık yere tüm İstanbul’u dolaştırarak götürsün, astronomik, keyfi ücret alsın, küfür etsin, darp etsin, arabasında kendi istediği müziği yüksek sesle çalsın, sigara içsin ve devlette buna seyirci kalsın.

Taksi konusu Türkiye’de önemli bir sorun haline gelmiştir. Halk çok şikayetçidir! 17 milyonluk İstanbul’daki 15.000 taksi olup, son derecede yetersizdir. Taksi baskı grupları, taksi sayısının artmasına itiraz ediyorlar. İktidar sahipleri de oy kaygısı ile buna boyun eğiyorlar! Özellikle İstanbul ve İzmir, bu konuda kangren olmuştur. Bizim Mülkiyede okuduğumuz yıllarda Ankara’da taksiler çok revaçta olup, makul fiyatlı olduklarından herkes rahatça binerdi. Şimdi nasıl bilemiyorum. UBER’in kaldırılmasında, nahoş olaylar yaşanmış, UBERciler darp ve tehdit edilmişlerdir. Taksi şoförleri ve motosiklet kuryeleri arasında iş bulamayan eski hükümlü, suçluların olduğu biliniyor! İstanbul Belediye Başkanı, bu taksi hadisesine el atmış, ancak belediye meclisinde her konuda olduğu gibi kendisine iş yaptırtmayan, zorluk çıkaran üyeler tarafından engellenmiştir.

Nüfusu 18 milyona yaklaşan İstanbul’da kamu vasıtaları yeterli değildir. Ne yazık ki, vatandaş, taksilere, UBER’e muhtaçtır. Taksi esnafı yaptıkları işin bir kamu görevi olduğunun farkında değillerdir. Son olarak şunu da ifade edeyim ki, taksi şoförleri arasında efendi, kibar, saygılı, vatandaşı dinleyenler olmakla beraber, bunlar azınlıktadır!

Şimdi her şeyimiz tamammış gibi, bir de scooter olayı çıkardılar. Scooterler, motosikletler, bisikletler, kural, kanun tanımadan, yaya kaldırımlarına, ters yollara, canları ne istiyorsa, her yere giriyorlar, kendilerine itiraz edenleri tartaklıyorlar! Kanun, nizam dinlemeyen, bu saygısız sürücüler, geçenlerde devlete müsteşar olarak hizmet etmiş, tanıdığım bir beyefendiye çarpıp, yaraladılar. Yanındaki eşi, “Ne yapıyorsunuz, burası yaya kaldırımı, eşime nasıl çarparsınız”  deyince, sırıtarak “Bize kimse karışamaz, istediğimiz gibi süreriz” diye cevap verdiler!

Evet bunları kontrol eden, caydırıcı cezalar veren hiçbir kamu makamı yok, bu hadiseler bile Türkiye’nin nasıl kötü yönetildiğini gösteriyor! Gece yarısı egzozu çıkarılmış, motosikletler, drift yapan, makas yapan arabalar, bunlara hesap soran, hasta, yaşlı, sade vatandaşı düşünen, onların haklarını koruyan bir makam yok! Bir milletvekili olarak rica ediyorum, görevliler harekete geçsin, taksiler, motosikletler, bisikletler, scooterler zaptı, rapt altına alınsın, caydırıcı cezalar verilsin, hatta scooterler kaldırılsın, UBER sistemi tekrar başlatılsın, yaya yolları ve kaldırımları, vatandaşa ait olsun, bunlar sağlansın! Yoksa toplumu üzecek olaylara şahit olacağız...