“Kadın dişi değil evvela kişidir” önce bunu, kadınlarımızın tamamen kabullenmesi, kendi kimliğinin, değerlerinin, hak ve özgürlüklerinin farkına varması akabinde ise evlatlarını geliştirirken özenli olmaları gerekmiyor mu?

Kadınlarımızın, çocuklarını yetiştirirken kız - erkek ayrımı yapmamaksızın, kendi elleriyle geleceğimizi şekillendirdiklerinin bilincinde olması şarttır. Erkek çocuğu olanlar, oğullarına; kızların - kadınlarında onlar ile aynı hak ve özgürlüklere sahip olduğunu, onların düşüncelerine katılmasalar dahi saygı göstermek zorunda olduğunu, sorunlarını fiziksel ve sözlü şiddete başvurmaksızın çözmeleri gerektiğini, kadınları cinsel obje gözüyle değil birey olarak bakması gerektiğini, kızları - kadınları fiziksel görünüşüne ve giyim tarzına bakarak değil düşünce yapısına göre değerlendirmesi gerektiğini öğretmelidirler. Üzüldüğüm birkaç noktaya değinmeden geçemeyeceğim. Bir kızımız - kadınımız tacize yahut tecavüze uğruyor... Yaşadığı acı ona yetmiyormuş gibi, el alem denilen vicdansızlarla da mücadele etmek durumumda kalabiliyor. “Olay nerede yaşanmış, saat kaçmış, nasıl olmuş, kapalı mı - açık mıymış, alkollümüymüş, çalışıyormuymuş yoksa gezmedemiymiş, oynakmıymış, kuyruk mu sallamış, acaba ne giymiş?” gibi anlamsız, yersiz, ne insanlığa, ne de hiçbir inanca sığmayacak soruları peşi sıra sıralayıp, neredeyse “oh iyi olmuş, haketmiş zilli” noktasına getiren hemcinslerimizin olduğunu bilmek ne acı... Kadının kadına olan kıskançlığını, , hemen alenen ortaya döküverdiği sorular değil mi bunlar? Hele kadın güzelse, çalışıyorsa, başarılıysa vay ki vay haline. Zaten çevresinde kıskançlıktan gözü dönmüş, ayağını kaydırmak için fırsat kollayan düşmanlarına gün doğmuştur. Yazık ki bu zavallılar, o kadının - kızın başarılarını emeklerini, didinmesini, azmini görmezler. Bu tipler sadece onların, saçını, başını, giyinişlerini, konuşma tarzını taklit etmeye çalışırlar çünkü kafaları ancak şeytanlığa ve görsel taklite çalışır. Yaptıkları iş ile ilgilenmezler ki onları kendilerine örnek alsınlar, kendilerini geliştirmeye çalışsınlar. Alkışlamayı değil sadece tenkit etmeyi severler, mat etmek için fırsat kollarlar. İşte bu ışıldayan kadınlardan birisine taciz edilse bu onlar için en güzel çamur atma fırsatıdır. Bu tür davranışlar sergileyen hemcinslerimden utanıyorum. Oysa en iyi kadın kadını anlamalı, destek olmalı, elinden tutmalı ki daha güzel, güvenli, adil, eşit yarınlar bizlerin olsun değil mi?

Bu arada bilirim ve inanırım ki, herkes er yada geç kendi yüreğinin ekmeğini yer. Başkasına attığı çamur dönüp dolaşıp sahibini bulur. Yine diyeceğim ki empati yapın... Hadi düşünün, tacize veya tecavüze uğrayan bir kadının yaşadığı acıyı, hissettiklerini... Bu acıya dayanamayıp intihar eden kadınları ve onların geride kalan evlatlarını, yakınlarını düşünün. Düşünmek bile azıcık vicdanı olan herkesin yüreğini acıtır, acıtmalı da. Yapmayın be! Unutmayın ki yarın aynı acı sizin sınavınız da olabilir.

Kızları - kadınları kuyruk sallamak ile itham edenlere bir sorum olacak. Peki kundaktaki bebekler, küçücük çocuklar hatta erkek çocukları, hayvanlar onlar da mı kuyruk sallıyorlar da tecavüze uğruyorlar? Bu sorunun cevabı da, net olarak belli değil mi? Ee... O zaman sapık zihniyetler uygun buldukları hiçbir fırsatı kaçırmadan kim, ne denk geldiğine bakmaksızın taciz ve tecavüz ediyorlar diyebiliriz değil mi?

Sevgi ve saygılarımı sunarım.