Ben Çocukken Öğretmenlerimizi Anne ve Baba Olarak Bilirdim.

Ben ilk gittiğim ana okuldaki Susan adlı öğretmenime yeni anne diye hitap ederdim. Yaklaşık sekiz yaşıma kadar da bütün öğretmenlerime anne ve baba gözü ile bakıyordum.  Anne ve babalar gibi kendi çocuklarına eğitim verircesine bu kutsal yola gönül adamış bütün öğretmenlerimizin, öğretmenler günü kutlu olsun.  

Sayın Hamdi SÜRÜCÜ ile öğretmenlerimizi yakından ilgilendirecek bir röportaj gerçekleştirdik.

- Sayın Başkanım, sizi tanıyabilir miyiz?

Ben Hamdi SÜRÜCÜ, Kayseriliyim. Emekli öğretmenim. Ankara’da oturuyorum. Şuurlu Öğretmenler Derneğinin kurucularındanım. 2015 Haziran ayından itibaren derneğin Genel Başkanıyım.

- ÖĞ-DER Şuurlu Öğretmenler Derneği Genel Merkezinin kuruluş amacı, eğitime olan faydaları nelerdir?

Türk Eğitim sistemi 1947 yılına kadar yönü avrupaya yapılandırılmış, 1947 Kahire anlaşması ve 1949 Fulbirght anlaşması ile yönünü Amerikaya döndermiş, o günden beride bir türlü kendine bir ideal oluşturamamıştır.  Yüz yıla yakın bir zamandır milletin kendi inanç, ahlak ve kültüründen uzak batı taklitçisi bir yapılanma ile milletin evlatlerını batı taklitçisi olarak yetiştirmektedir. Nihayetinde AB anayasasının imzalanması ve AB uyum yasalarının milletin hayatında hakim olmasıyla batılılaşma dahada hız kazanmıştır. Şuurlu Öğretmenler Derneği kurucuları olarak bu gidişatın milletimizin hayrına olmadığı düşüncesi ile harekete geçmiş ve çalışmalara başladık.

 Eğitim bir milletin geleceğini şekillendirme ve geleceğe yön verme çalışmasıdır. Yüz yıllarca  tarihe yön vermiş bu milletin evlatlarının batı taklitçiliğinden kurtarılması, kendi inanç, ahlak ve  kültürüne uygun yetiştirilmesi için çalışma yapmak üzere derneğimizi kurup çalışmalara  başladık. Ve çalışmalarımıza devam ediyoruz.

   

-Göstermiş olduğunuz faaliyetler ile hizmetleriniz nelerdir?

Faaliyetlerimiz: Millî Eğitim Bakanlığı’nın bastırıp öğrencilere dağıttığı kitapların içerik, dil ve görsel olarak inclemelerini yaptık. Bu incelemeleri yaparken önceliklerimiz innaç, ahlak, kültürümüz ve dil açısından açısından olumsuzlukların olup olmadığına dikkat ettik

. Yedi yılda toplam 45 ilde uluslararası eğitim konferansları yaptık. Bu konferanslardı yapmaktak amacımız küresel emperyalizmin eğitim yoluyla dünyanın çeşitli ülkelerinde ve ülkemizde ne gibi ifsat çalışmaları yaptığını bulmak bigi sahibi olmaktı. Gördük ki küresel emperyalizm dünyanın her yerinde insanların zihinlerini ifast etmek ve zihinsel köleleştirme için benzer çalışmalar yapmış. Sekiz yıldır her yıl 15 – 20 ilde il eğitim şuraları yapmaktayız. İllerin yerel ve genel eğitim sorunlarını tespiti için çalışmaktayız.

Bu yıl dokuzuncusunu yapacağımız ödüllü kısa film senaryo yarışması yapmaktayız. Bu çalışmadmızda her yıl ayrı bir konu işlenmektedir.

2014, 2016 ve 2018 yıllarında eğitimin durumunu değerlendirenve görüşlerimizi içeren eğitim raporları hazırladık.

Millî Şuur dergimiz yayınlanmakta, Bir Eğitimci olarak Hz. Peygamber, İyi İnsan Olmak ve Tarimizden Şeref Levhaları kiitaplarımız yayınlandı. Son ikikitap kısa film senaryo yarışmalarınını ilk ikisinde derceye giren senaryolrdan oluşmaktadır.

-Öğretmenler günü sizin için neleri ifade ediyor?

Öğretmenler günü  her yıl öğretmenler ile ilgili konuşmaların çokça yapıldığı, öğretmenler ile ilgili güzel konuşmaların yapıldığı bir gün olmaktan öteye geçmemektedir. Öğretmenler, öğretmenler gününün kendileri ve eğitim için için güzel haberlerin veridiği gün olmasını beklemektedirler.

-Türkiye’de öğretmen yetiştirilmesi ve istihdamı hakkında bizi bilgilendirir misiniz?

Türkiye’de öğretmen yetiştiren fakülteler gereğinden fazla açılmış gençler bir umutla okumaktalar fakat yeterli atma yapılmadığı için istihdam sağlanamamaktadır. Öğretmen yetiştirme ile ilgili yeterli düzenleme yoktur.

-Ülkemizdeki yeni sunulan eğitim reformu olarak, “4+4+4” diye tanınan yasa ile eğitim sistemimizde önemli değişiklikler yapıldı. Fakat bu yasada,öğretmenlerin yetiştirilme ve istihdam konuları yer almamaları konusu hakkında neler söylemek istersiniz?

Ülkede “4+4+4” eğitim reformu olarak sunulan uygulama ortaöretimin zorunlu hale gelmesi olan sistem eğitimin kalitesini bozan bir uygulama olmuştur.

 Türkiye’de 130 bin civarında öğretmen ihtiyacı mevcuttur. Yapılan atamalar ihtiyacı karşılamaktan çok uzaktır. Boş kontenjanlar şözleşmeli öğretmen ve ek der karşılığı çalışan öğretmenlerle doldurulmaktadır. Fakat bu iki yöntemde öğretmenler için zorluk üreten uygulamalardır.

- Sözleşmeli öğretmenlerin hukuki güvencelerinin olmamasına ve memur öğretmenler gibi bareme göre maaş almamaları hakkındaki görüşünüz nedir ?

Asıl  hukuki güvencesi olmayanlar ek ders karşılığı derse giren öğretmenlerdir. Sözleşmeli öğretmenlerin ve ek ders karşılığı derse giren öğretmenlerin ücretleri emeklerini karşılamaktan uzaktır. Özellikle ek ders karşılığında çalışanların durumu tam bir emek sömürüsüdür.

- Günümüzde Türkiye’nin, öğretmenlerini planlı ve nitelikli olarak yetiştiriliyor mu, devlet tarafından öğretmenlere doğru bir hizmet adına eğitim desteğini veriliyor mu?

Öğretmen yetiştirmede bir plan ve ve program olduğu görülmemektedir. Öğretmen yetiştirmede nietliğe dikkat edildiğide pek söylenemez.

- Türkiye'deki öğretmenlerin en önemli sorunu veya sorunları nelerdir?

Öğretmenlerin öğrenci ve veli karşısında güçsüzleştirilmesi, değersizleştirilmesi en büyük sorundur. Kadrolu, sözleşmeli ve ekders karşılığı görev yapan öğretmenler arasındaki ücret dengesizliği bir sorundur. Neredeyse her hafta darbedilen öğretmenlerin, idarecilerin olması, öğretmen ve idarecilerin görev başında öldürülmeleri ve güvenliğin sağlanamaması bir sorundur.

Hamdi SÜRÜCÜ

Şuurlu Öğretmenler Derneği

Genel Başkanı