Suriye’de 2011’de halkın demokratik talepleri ile başlayan çatışmalar malumları Suriye’yi iç savaşın acımasız koşulları içine sürüklemişti. Bu süreçte Suriye’de her yer büyük ölçüde tahrip edilmiş, onbinlerce Suriyeli öldürülmüş ve yaralanmış, 10 milyonun üzerinde Suriyeli de evinden, yerinden, yurdundan olmuştu. Ve başta ABD ve Rusya olmak üzere büyük güçlerin, bölge ülkeleri ile çıkarları ve beklentileri olan ülke ve grupların tarafları desteklemesi ile bölgesel ve mezhepsel bir nitelik de alan iç savaşla Suriye artık anarşinin, terörün bir merkez üssüne dönüşmüştü. 

Ve Suriye adeta paylaşılmakta idi. 

Suriye’nin kuzeyinde ABD’nin desteğinde bir Kürt Koridoru oluşturulmaya başlanmıştı. 

Türkiye’nin Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekâtları ile bu koridora mani olunması ve Fırat’ın doğusunun terörden arındırılması çalışmalarını hızlandırması üzerine ABD’de, yeni bir planı malumları geçenlerde devreye sokmuştu. 

ABD Suriye’den 2 ile 3 ay içinde çekilecekti. 

Başkan Trump’un kararını açıklamasının ardından Türkiye-ABD arasında yoğun görüşmeler, hatta zaman zaman Türkiye’yi tehdit içeren dozda görüşmeler, bilindiği gibi halen de devam ediyor. 

Bugün halen; Fırat’ın doğusu ve kuzeyi Irak sınırına kadar, ABD’nin desteklediği, kimilerine göre mevcudu 70 bin kadar olan silahlı PYD-YPG militanlarının kontrolünde. Ve bu bölge Suriye’nin de 1/3’ü kadar. 

Türkiye ise güvenliğini sağlamak ve toprak bütünlüğünü tehdit eden PKK’yı uluslararası hukukun meşru sınırları içinde yok etmek için Fırat’ın doğusuna operasyon hazırlığı içinde idi. Ama bölgede ABD’nin varlığı operasyonun yapılabilirliğini de zora sokuyordu. 

Suriye’den çekilme kararının ardından Senatör Graham aracılığı ile ABD, Türkiye’ye önce Menbiç için kararlaştırılan planın uygulanması ile IŞİD’in tamamen yok edilmesini ve Türkiye sınır bölgesinde bir tampon bölge tesisinin uygun olacağı mesajlarını iletti. Ayrıca YPG ile PKK arasındaki bağlantıyı da açıkça kabullenen Graham; Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna müdahalesinin ABD ile koordineli bir şekilde icrası ile Kürt müttefiklerinin himaye edilmesini ve İran’ın bölgeye yerleşmemesine müsaade edilmemesinin gerektiğini de işaret etti. 

Baştan beri İran’la birlikte Suriye’de hem rejimi hem de PKK’yı destekleyen Rusya ise; Menbiç’e ve Fırat’ın doğusuna Esat güçlerinin yerleşmesini ve ABD’nin çekilmesinden sonra doğacak boşluğun YPG-PYD tarafından doldurulmasından yana idi. Ve Rusya aynı zamanda da nihai amacın, Suriye’nin terörden arındırılması olduğu konusunda Türkiye ile görüş birliği içinde olduğunu da açıklamıştı. 

Değerli okurlarım, artık şimdi ABD’nin Suriye’den çekilme kararı ve Türk-ABD görüşmeleri üzerine durdurulan operasyonların ardından gözler Erdoğan-Putin görüşmelerine çevrildi. 

Yazıyı gazeteye teslim ettiğimde henüz Erdoğan-Putin görüşmesi yapılmamıştı. 

Bekleyelim, yeni gelişmeler olacak mı?