BÜTÜN SAVAŞLARIN ARKASINDA FİNANS ÇEVRELERİ VAR Prof. Dr. Yalçınkaya, 1648 Westfalya Anlaşması’ndan bu yan bütün savaşların aslında finans çevrelerinin kapışması olduğunu vurguladığı 7 Şubat tarihli “Büyük Savaş Ne Zaman?” başlıklı yazısında şöyle diyordu: “Bir görüşe göre 1648 Westfalya Barışı’ndan günümüze bütün savaşların arkasında finans çevreleri bulunmaktadır. Genellikle Musevi kökenli bankerler, saraylara nüfuz ettikçe mali güçleriyle dış politikaları etkilemiştir. Sanayi devrimiyle başka ülkelere açılan krediler, hammadde temini ile pazar problemi birçok savaşın sebebidir. Son iki dünya savaşının da temelinde de petrol ve pazar kavgası vardır. 1929 Ekonomik Krizi, II. Dünya Savaşı’na giden yolun ilk adımıdır. Günümüzde finans sektörünün oyunlarıyla gelişmiş devletler Çin kapısında dilenmekteler. Çok uluslu şirketlerin kasalarında nice devletleri kurtaracak nakit bulunduğu halde üzerlerine gidilememektedir. Bazılarına göre III. Dünya Savaşı çoktan başladı. Savaş öncesinde şartların olgunlaşma dönemi, savaş demek değildir. Bu dönemde kıran kırana pazarlıklar yaşanır, diplomatik veya ekonomik saldırıları gerçekleşebilir, ufak tefek sıcak çatışmalar da olabilir. Ancak tarihte bu tür her gelişme sonrasında mutlaka savaş çıkmış değildir. ABD askerinin Irak’tan çekilmesi sonrası dikkatlerden kaçtı: Irak sessizce İran-Suriye’ye yamandı. Bağdat’ın İran-Suriye’yi destekler politikalarının ABD-İsrail’den gereken sertlikle karşılanmaması ilginçtir. Sanki önceden biliniyordu, mutabakat sağlanmıştı. Sanki Maliki kendisine verilen talimatları yerine getirmenin rahatlığı içinde. Suriye-Irak-İran eksenine karşı Suudi Arabistan ve Körfez emirlikleri kılıçlarını telaşla bilemekteler. Körfeze ABD’nin yanında İngiltere ve Fransa da savaş gemilerini gönderdi. Bir kıvılcımla çıkacak ateşin Kuzey Afrika’dan Pakistan’a yayılmasının alt yapısı hazır.