İki buçuk yıldır devam eden Suriye olayları, dünyanın bir müdahale beklediği sırada, ABD ile Rusya arasında Cenevre’de varılan mutabakat üzerine kendi haline bırakılmış oldu.
Bu mutabakat, Suriye’de rejimin en azından birkaç yıl daha devam edeceğinin işareti. Bizim açımızdan da 877 km.’lik güney sınırlarımızın, gerek güvenlik bakımından, gerekse ekonomik ve sosyal olaylar açsından hassasiyeti daha da devam edecek anlamında.
Bugüne kadar Suriye’de sınırlarımıza yakın çatışmalar nedeni ile ve Reyhanlı’da yaşanan elim olayda birçok vatandaşımızı kaybettik.
Geçen yıl da Haziran ayında bir keşif uçağımız Suriye tarafından düşürüldü.
500 bin Suriyeli’yi misafir ediyoruz. Toplumsal olaylar ve kaçakçılık yanında önemli ekonomik kayıplarımız da var.
Yapılacak uluslararası bir müdahale ile Suriye’de Esat rejiminin yıkılarak istikrarın sağlanacağı beklentilerimiz suya düştüğü gibi, bugünlerde Esat karşıtı güçler arasında başlayan çatışmalar da iç savaşa yeni ve tehlikeli boyutlar kazandırmaya başladı. Şimdilik kıvılcım olarak nitelense bile bu çatışmaların güvenliğimiz açısından tehlikesi apaçık ortadadır.
Nitekim bir hafta önce bir Suriye helikopterinin, angajman kurallarına göre yapılan ihtara rağmen sınırlarımızı ihlaline TSK anında müdahale etti. Helikopter düşürüldü.
Daha henüz helikopterin bu macerası aydılanamadı.
Acaba bu helikopterin maksadı ne idi?
Reaksiyoumuzu ölçmek için bir helikopter feda edilir mi?
Provokasyon olabilir mi?
Daha başka sebepler de var mı?
İlerde her halde aydınlanacaktır.
Ancak şimdilik ortaya çıkan Türkiye’nin Suriye konusunda yalnız kaldığıdır.