Türkiye’nin, Suriye kuzeyinde sınırdan itibaren 35 km. derinlikte “Barış Koridoru” adıyla bir güvenli bölge oluşturma talebi, ABD’nin işine gelmese de bugün yarın gerçekleşecek gibi...

Türkiye, Suriye’nin doğusunda PKK/YPG terör örgütünün kontrolünde olmayan, Suriye’nin toprak bütünlüğü içinde ve bölgede yaşayan halkların hakkaniyetle temsil edildiği, bölge insanının toprağına dönebildiği, Türkiye’ye terör tehdidi olmayan bir yapı ortaya çıkmasını istiyor. ABD ise, Suriye’nin içinde varlığını devam ettirebileceği, varlığını meşru kılabilecek ve mümkün olduğu kadar az askerle olabildiğince çok politik, askeri ve stratejik etki üretebileceği bir yapı istiyor.(1)

Türkiye’nin son derece haklı gerekçelerle ortaya koyduğu talepleri, 10.000 km. öteden gelip, bölgeyi kendi çıkarlarına göre dizayn etmek isteyen ABD tarafından hep görmezden gelindi. IŞİD’e karşı mücadele gerekçesiyle, “Suriye Demokratik Güçleri” adıyla PKK/PYD’nin oluşturduğu militanlara binlerce TIR silah vererek 80.000 kişilik ordu haline getirdi. (Yetmezmiş gibi şimdi de bunları 110.000’e çıkarma kararı almış.)

Önceki yıllar içinde vahşi terör örgütü IŞİD (Irak-Şam İslam Devleti) vasıtasıyla yapılan alan temizliği sonucu bölgenin demokrafik yapısı değiştirildi. Bölgenin yerli halkı evini, barkını , köyünü, topraklarını terkedip başta Türkiye olmak üzere, yabancı ülkelere sığındı... Onlardan boşalan bölgelere  ABD desteğiyle PKK/PYD devletçiği kurulmaya çalışılıyor. Haliyle, Fırat’ın doğusunda terör örgütünün bir devletleşme projesine dönüşmesi Türkiye’yi rahatsız ediyor.

2014’ten beri IŞİD Karşıtı Uluslararası Koalisyon’un bir üyesi olan Türkiye’nin, ABD tarafından oluşturulmak istenen PKK/PYD terör örgütünün dahil olduğu “GÜVENLİ BÖLGE” projesini kabul etmesinin mümkün olmadığı defalarca dile getirildiyse de hep göz ardı edildi... Ama bıçağın kemiğe dayandığı noktadayız.

ABD’nin güvenli bölge projesi içinde PKK/PYD terör örgütünün bir parçası varken, Türkiye’nin Güvenli bölge planları arasında sınır hattının tamamen terör örgütünden temizlenmesi var.  ABD, 5 km.lik bir hattan bahsederken, Türkiye, başından beri güvenli bölgenin Fırat’ın doğusunda coğrafi duruma göre 30 ila 40 kilometre arasında değişen derinlikte olmasını istiyor. 

Güvenli bölgenin derinliği, uzunluğu ve kimin kontrolünde olacağına dair iki taraf arasındaki görüş ayrılıklarını gidermek için teknik düzeyde müzakereler sürüyor.

ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’nden yapılan açıklamada ise Türkiye ve ABD heyetleri arasında mutabık kalınan maddeler, şöyle sıralandı (2)

a) Türkiye’nin güvenlik kaygılarına yönelik önlemler, öncelikli olarak ele alınarak hızlıca uygulamaya konulacaktır;

b) Güvenli bölgenin kuruluşunu koordine edip yönetmek için Türkiye’de mümkün olduğu kadar en kısa zamanda bir ortak operasyon merkezi kurulacaktır;

c) Söz konusu güvenli bölge, bir barış koridoru olacaktır ve yerlerinden edilmiş Suriyelilerin ülkelerine geriye dönüşlerini sağlamak için her türlü çaba gösterilecektir.”

Açıklanan mutabakat metni, eğer Türkiye’nin istediği amaçlara hizmet etmezse, Türkiye’nin gazını alma gibi düşünülebilir... Mühim olan kendi çıkarımız neyi nasıl gerektiriyorsa onu yapabilmektir. Baaram veya hemen sonrası günler sıcak geçecek gibi görünüyor... Bir yandan ABD’nin oyunları, öte yandan yanlış kurgulanmış Suriye politikamızın faturasını ödemek kahraman Mehmetçiğimize düştü... Bu vesileyle, İyi Bayramlar dilerim.

Süheyl ÇOBANOĞLU

RUBASAM Bşk.V.

 

K  A  Y  N  A  K  .......................:

(1)    Gündem  

(2)    Diken - Yaramazlara biraz batar!