Öncelikle bize  kendinizden  bahseder misiniz? 

Tabii ki. Ben Suel PALA 1992’de Elazığ’da doğdum. 2016 Kasım ayında Fırat Üniversitesi Matematik bölümünden mezun oldum. Şu an özel bir kurumda matematik öğretmeniyim. Bunun yanı sıra 2019 Mart ayında kitabımın basılmasıyla yazarlık yoluna adım atmış oldum. Yazarlıkla birlikte yerel bir tv kanalında kültür sanat programı sunmaya başladım. Ve hala devam ediyorum. 

Neden yazarlık? 

Çünkü yazmak özgürleştirir. Kesinlikle buna inanıyorum ve bu sebeple yazmayı çok seviyorum. Bunun yanı sıra tabii ki ölümsüzlük arzusuyla yazarak dünyaya bir iz bırakmak istiyorum. Bende vardım diyebilmenin en güzel ve kalıcı yollarından biri bence. 

Yazarlığa ilk adımı nasıl attınız? 

Az önce de söylediğim gibi çocukluktan beri büyük bir hayalim vardı. Ölümsüz olmak. Bunu gerçekleştirmek için çok düşündüm ve çabaladım. En sonunda yazım yönümün güçlü olduğu kanısına vararak bu yolda ilerlemeye karar verdim. Bu kararımı üniversiteye başladığım yılda hayata geçirdim. 

Yazarlık dışında yapmak istediğiniz çalışmalar var mı? 

Elbette ki var. Önceliğim her ne kadar başarılı bir yazar olarak sayısız okura ulaşmak olsa da bunun yanında sunuculuk alanında da kendimi geliştirmek ve farklı konsept programlarda yer almak istiyorum. Ayrıca iyi bir hitabet yeteneği ile kitlelere seslenmekte hayallerim arasında. :) Bunun yanı sıra eğitimci olarak akademik başarılarda arzuluyorum. 

Mesleğinizde bir rekabet baskısı/etkisi hissediyor musunuz? Eğer hissediyorsanız bu mesleğinize nasıl yansıyor? Bu rekabet ortamının size ve mesleğe olumlu olumsuz etkileri nelerdir? 

Rekabet ve baskı çok fazla hissetmiyorum aslında yani en azından dış ortamdan kaynaklanan bir baskı yok. Çevrem gerçekten çok destekleyici ve bu yüzden çok şanslıyım. Ancak kendi içimde bir baskı ve stres var. Bu da başarısızlık korkusundan kaynaklanıyor sanırım ama çözmek için çabalıyorum.  

Medya dünyasında bir şeyleri değiştirme şansınız olsa neleri değiştirirdiniz? 

Hmm kesinlikle yanlış haber algısını ve olayları, durumları olduğu gibi değil de kendi bakış açısıyla göstererek insanların algısıyla oynayıp, yönlendirme kısmını değiştirmek isterdim. Maalesef ki bu durum çok fazla hatta zaten medyanın hele ki sosyal medyanın amacı bu. Bu konuda bir şeyler yapmayı isterdim. 

Yaptığınız iş için kurs eğitimi şart mı  ya da bu işi yapabilmek için sizce nasıl bir eğitim almak gereklidir ? 

Yaptığım üç iş olduğundan dolayı her biri için ayrı ayrı ele alacak olursam. Eğitim sektörü için kesinlikle akademik ve sosyal eğitime ihtiyaç var onu söylememize bile gerek yok aslında. Ancak yazarlık ve sunuculuk için bilemiyorum şahsen ben eğitim almadığım için bu konuda pek bir şey diyemem. Ama imkanım olduğunca kurslara seminerlere katılıyor ve kendimi geliştirmek için çabalıyorum. Yani şöyle söyleyeyim bu sadece bu alanlar için değil hayatın her alanı için aslında eğitim ve kursa ihtiyaç var eğer en iyisi olmak ya da en azından olduğunuzdan daha iyi olmak istiyorsanız sürekli kendinize bir şeyler katmalı ve gelişmelisiniz. Bunun içinde durmadan çalışmalı ve koşturmalısınız.

Yenik Zafer kitabınızdan bahseder misiniz nasıl ortaya çıktı? 

Yenik Zafer yazmaya başladığımdan beri benim dünyamın merkezi diyebilirim. Ortaya çıkış kısmını daha önce de bahsettiğim gibi dünyaya iz bırakma hayaliyle yaptığım bir çalışmaydı. Uzun bir zamanımı aldı tamamlamak ve yayınlamak o kısımlarda tabii ki inişler çıkışlar yaşadım. Tıkandığım ve umutsuzluğa kapıldığım zamanlarda oldu. Ama her zaman onu elimde tutacağıma inandım ve bu hayalle yaşadım.

Yenik Zafer fragmanlı ilk kitap bu fikir nasıl ortaya çıktı?  

Evet kitabım bir ilke imza attı. Onunla gurur duyuyorum. Şöyle ki piyasada çok fazla eser var ve okuma oranımız maalesef ki düşük. Bunun yanı sıra fantastik türdeki kitapların özellikle Türk yazarların ki pek tercih edilmiyor ve önyargıyla yaklaşılıyor. Bir şeyler yaparak diğer eserlerden öne çıkarmalı ve kitap hakkında az da olsa insanları cezbedecek bir şeyler yapmalıyım diye düşünüyordum. Üstünde uzunca düşündüm. Sonra hayallerim arasında kitabımın filme dönüşmesi var. Bunu düşününce neden bir fragman hazırlamayalım ki diye düşündüm ve bu fikri arkadaşlarımla paylaştım. Ufak ama sağlam bir ekibimiz var. Kendileri fikrimi çok güzel buldu ve çalışmalara başladık. Zor oldu ama sonunda güzel bir teaser ortaya çıkarmayı başardık. :) 

İyi yazarlığı  nasıl tarif edersiniz ? 

Bence her kesimden insana hitap edebilen, duygu ve düşüncelerini onlarınkiyle harmanlayıp bazen sorgulamalarını, bazen hüzünlenmelerini, yer yer merakla kaybolmalarını sonra kendilerini bulmalarını sağlayan yazarlar iyi birer yazar oluyor. Okurun bakış açısını değiştirebilmek ve ona bir şeyler katmak için yazılan eserler iyi oluyor. 

Sunuculukla ilgili çalışmalarınızdan bahseder misiniz?  

Sunuculukta daha çok yeniyim aslında. Şu an Kanal 23 ekranlarında Kitap Telvesi programını sunuyorum. haftada bir gün ve 45 dakikalık  paket bir program çekimim oluyor. Kesinlikle bana çok şey katıyor ve bu alanda beni geliştiriyor. Bunun için bana fırsat veren genel yayın yönetmenimiz Metin Erol’a buradan tekrar teşekkür etmek istiyorum.

Kitap Telvesi programınızı bize anlatır mısınız? 

Programım konsept ve tür olarak biraz farklı. Diğer kültür sanat programlarından da ayrıldığını düşünüyorum. Ana temamız kitaplar. Kitapları, okumayı merkeze alan bir kültür, sanat, edebiyat programı. İçerik olarak verimliliği çok yüksek. Belirlediğimiz konu üzerinde çalışmaları olan alanında başarılı şahısları konuk alarak sohbet tadında bir 45 dakika geçiriyoruz. Ben kendi merak ettiklerim başta olmak üzere çevreden gelen meraklı soruları da konuğumuza yönlendirerek açıklamalar getiriyoruz. Temamız kitap olduğu için konu sınırlamamamız yok. O yüzden gerçekten özgür ve özgün bşr program oluyor. İzleyenlerimizden güzel dönütler alıyoruz. Kısa sürede sevilen ve beğenilen bir program olmayı başardık. Bunun için mutluyum. Programımızda mutlaka bir kaç kitaptan bahsediyor ve izleyenlerimize kaliteli eserler öneriyoruz. Bu şekilde keyifli ve verimli bir program oluyor. 

Sunuculuğun dünyadaki stresli mesleklerden olduğu ifade ediliyor. Sizce böyle mi? Sunuculuğun stresli yanları neler?  

Ah evet gerçekten stresli ve zor bir meslek. Kamera karşısında konuşmanın insanı bu kadar zorlayacağını düşünmüyordum bu işe başlayana kadar. Ancak ilk program çekimimde kalbim duracaktı ve heyecandan sesim titriyordu. Bu çok değişik bir duygu. Canlı yayınları düşünemiyorum bile onlar daha da stres ve gerilim dolu oluyordur. Stresli olmasının sebebi çok fazla şey düşünüyor olmak bence çünkü aynı anda  görüntünüzü, sesiniz, düşüncelerinizi, bir sonraki cümlenizi sorunuzu, konuğunuzun durumunu, ağzımızdan çıkan sözcükleri her şeyi normalden yüz kat daha fazla düşünmek ve kontrol etmek zorunda kalıyor insan. Bu da haliyle stres yaratıyor. Yani bunun yanı sıra izlenme kaygısı oluyor. Her harekette ve sözcükte ister istemez izleyenler ne düşünür nasıl algılar diye de düşünüyor insan onunda streste büyük bir etkisi var. 

Birde Kısa Film projeniz var bize biraz projeyi anlatır mısınız ? 

Evet Evet bir kaç aydır üzerinde çalıştığımız gerçekten çok güzel ve ses getirecek bir projemiz var. Sadece Türkiye için değil dünya çapında dikkat çekeceğine inandığımız bir proje. Projeyi teaser ekibimizle yürütüyoruz, dört kişilik çekirdek ama sağlam bir ekip. Projemizde farklılıkları yüzünden dışlanan, ötekileştirilen kişileri konu alıyoruz. Batıl inançlardan sürü psikolojisine ve kadın cinayetlerine kadar pek çok konu zerinde durup sosyal mesaj veriyoruz. Amacımız hümanist bir düşünce yapısını insanlara göstermek. Cahilliğin etkilerini ve tepkilerini ortaya koymak için çalışıyoruz. Hayalimizdeki gibi bir çekime sahip olursak vermek istediğimiz mesajı herkesin alacağına inanıyoruz. 

Yeni Medyanın ( Sosyal Medya ve İnternet ) Geleneksel Medyayı ( Radyo – tv gazete ) Yok edeceği söyleniyor siz buna ne dersiniz? Yeni Medya sizce ne yönde ilerleyecek? Yeni medyanın sizin çalışmalarınıza etkisi nedir?

Ben geleneksel medyanın uzun bir süre daha kaybolmayacağını varlığını sürdüreceğini düşünüyorum. Yeni medya bence daha çok ilerleyecek hangi noktada duracağını kestirmek zor. Ancak ben yeni medyanın faydalı olduğunu düşünüyorum. Her sektörde daha da gelişip yaygınlaşacaktır. Faydalı kullandıkça faydalarını göreceğiz. Benim çalışmalarıma araştırma yapma konusunda ve özellikle duyuru daha fazla kişiye ulaşma kısmında olumlu etkileri oluyor. 

Boş zamanlarınız nasıl değerlendiriyorsunuz? 

Boş zamanım pek olmuyor bu aralar ve bunun eksikliğini hissediyorum. Aynı anda birden fazla işi bir arada yürütmek çok yorucu ve insanı zamansız bırakan bir durum. Ama fırsat buldukça müzik dinleyerek yürüyüşler yapmaya çalışıyorum. Doğayla iç içe zaman geçirmek için boş zamanlarımı kolluyorum. Çok geniş bir arkadaş çevrem var onlarla görüşme fırsatı olarak değerlendiriyorum. Okuma yazma gibi şeyleri boş zamanlarda yapıyorum diyemem çünkü onlar için ciddi mesai harcıyorum. Ve kitap boş zamanlarda okunacak bir araç değil tam tersine ondan arta kalan zamanlar boş zaman oluyor. Lütfen insanlar bunu anlasın çünkü burada çok ciddi bir yanlışlık var. Boş zamanlarda ne yaparsınız sorusuna %80 aldığımız klasik cevap kitap okurum olduğundan bu açıklamayı yapmak istedim. 

Hayatımın Kitabı/Filmi diyebileceğiniz bir kitap/film var mı? 

Aslında bir değil bir sürü var ama en çok etkilendiğim defalarca okuduğum her seferinde aynı etkiyi yakaladığım favori kitabım Şeker Portakalı. Film olarak da V For Vendetta favorilerim arasında.“Bu maskenin ardında etten fazlası var. Bu maskenin altında bir fikir var; ve fikirlere kurşun işlemez!” V for Vendetta. 

Gelecek planlarınız nelerdir? Şu an bulunduğunuz konumdan memnun musunuz ve gelecekte kendinizi nerelerde görmek istersiniz?

Gelecek planlarım bir hayli uzun ve uçuk. Şu an istediğim yerde değilim ama şuan ki konumumdan memnunum beni istediğim yere taşıyacağına inanıyorum. Gelecekte kendimi milyonlarca okuru olan kaliteli eserler üretmiş biri olarak görmek istiyorum. İnsanlara faydalı olan ve az önce bahsettiğim gibi 

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey, takipçilerinize vermek istediğiniz bir mesaj var mı?  

Öncelikle sizlere teşekkür etmek istiyorum. Takipçilerime söylemek istediğim şey ise şu, lütfen bol bol okuyun. Kitaplarla barışık ve iç içe bir yaşam sürün göreceksiniz pek çok şey değişecek.