İnsan da çok aranan özelliklerden biridir, atak, çevik olmak. Çevik olmak zamanla insan kişiliğine alınabilse de genel de karakteristiksel bir özelliktir. 

Çevik, fiziksel bir kazanım için de olsak da olmasak da karar alışlarımız da, özellikle ciddi kararlarımız da çok düşünmek, olası binde birlik, hatta milyon da birlik ihtimalleri, saliselerle hesaba alma zorunluluğumuz var.

İnsan olmanın, tüm yaratılanlar için de akıla sahip olmanın bir gerekliliği değil mi? Hızlı karar almak insan için bilgisayarda ki işlemci hızı gibi, ne kadar hızlı ise o kadar iyidir de, bazen!

Vurgu yapmaya çalıştığım, düşünme ve karar alma meselesi, atasözlerimizle de mesajlar nesilden nesile aktarılmıştır “acele işe şeytan karışır” gibi. Şeytan, aceleci olduğu için mi, tüm alternatifler düşünülmediği için mi? güzel bir masal metni buldum, okuyalım.

<< Günlerden bir gün şeytanın yolu bir köye düşmüş.

Keyfi yerinde olan şeytan sırtını bir ağaca dayamış ve buzağısı kazığa bağlı olan ineğini sağan genç bir kadını uzaktan izlemiş.

Şeytan kadını epeyce izledikten sonra yerinden kalkıp kazığa bağlı buzağının ipini biraz gevşetmiş.

Buzağı bu az ötede annesinin sütünün kovaya sağılmasını aç karnına izlemeye daha fazla dayanamamış debelenmiş ve boynundaki ip çözülmüş.

Koşarak annesini emmeye giden buzağı süt kovasını devirmiş.

Sağdığı süt ziyan olunca sinirlenen genç kadın eline geçirdiği odunu buzağıya vurunca yavru yere yığılmış.

Yavrusuna saldırılan inek kayıtsız kalamayıp bir tekmede kadını yere serip öldürmüş.

Uzaktan geçmekte olan kadının kayın pederi, ineğin gelinini öldürdüğünü görüp ineği tüfekle vurmuş.

Silah sesini duyan koca , karısını yerde cansız yatar babasını da elinde tüfekle görünce silahını çekip babasını öldürmüş.

Kısa bir süre sonra gerçeği öğrenen genç adam , bu kadar acıya dayanamayıp intihar etmiş.

Bütün bu olayları bir kenardan izleyen şeytan;

“Bu felaketi de bana yüklerler, buzağının ipini gevşetmekten başka ben ne yaptım şimdi” demiş…>>

İslam inancın da şeytan tarifi vardır da, acaba bizler aklımızı kullanma konusun da yetersiz kalıp, geniş açılı ve tüm alternatifleri düşünmeksizin hareket ettiğimizden, şeytanı günah keçisi gibi kullanıyor olabilir miyiz? 

“Günah keçisi” deyimini de kısaca anlatmak isterim, bilen bilir de, bilmeyenlere. Musevi inancın da tüm günahlar bir keçiye yüklenir ve keçi uçurumdan aşağı atılarak günahlardan kurtulduğuna inanılır. 

Musevi inancı diye belirtmişken şunu yazmak isterim, bu dini inancın kitabın da var mıdır, hurafesi olarak mı kabul görür, bilmiyorum.