STRESİN HAYATIMIZDAKİ OLUMSUZ ETKİLERİ VE STRESLE BAŞA ÇIKMA YÖNTEMLERİ

Abone Ol

Çağımızın hastalığı hepimizi çok yoran, üzen, çıkmaza sokan stres nedir?
Stres hayatımızda yaşadığımız değişikliklere karşı, bir gerginlik haline karşı, uyum gerektiren bir duruma karşı bedenen ve zihinsel olarak verdiğimiz tepkilerin bütünüdür. İnsanların fizyolojik ya da psikolojik dengesini etkileyen her şey bir stres kaynağı olarak görünebilir.
Strese en büyük neden değişimlerdir. Sanılanın aksine stresin sadece negatif olaylardan doğmadığını, pozitif olsa da büyük değişimlerin strese neden olabileceğini söyleyebiliriz. Bu değişimlerin olumlu ya da olumsuz oluşu, büyük ya da küçük oluşu çok bir fark göstermez. Yine en önemli stres kaynaklarından biri de baskıdır. Bu kendimizin kendimize yaptığı baskı olabilir ya da çevremizin, ailemizin bizden beklentileri ile oluşan baskı olabilir. Olay ne olursa olsun stresli zamanlarda hemen harekete geçmek isteriz ve bu da bize iyi gelmez. Genelde böyle bir alışkanlığımız olduğu için, kötü bir şey yaşayacağımızı hissettiğimizde hemen düşünsel olarak hızlı olma eğilimine gireriz. Stresli anlarda çok fazla ve hızlı düşünme bir süre sonra olayı yokuş aşağı çeker ve insana kendini çok daha kötü hissettirir. Bu durum bize iyi hissettirmediği için buna karşı koymamız gerekir. Çünkü stres anında bedensel durumumuz, salgılanan hormonlar, o anki zihin yapısına bağlı karar verme becerisi çok fazlaca olumsuz etkilenir. Sonuç olarak ise stres anlarında sağlıklı karar vermede de zorlanılacak ve bunlar hiçbir zaman iyi kararlar olmayacaktır.
      
Stres hem bedeni hem zihni inanılmaz derecede yorar ve böyle zamanlarda ise kendini dinlendirmede ya da ödüllendirme de biraz cimri davranır ve bu durum içinde boğuluruz. Ayrıca strese neden olan bu olaylar günler, haftalar bazen de aylar sürebilir, hatta işimiz tamamen stresli işlerden de oluşabilir. Böyle olunca da insan ne ile karşılaşır? Tabii ki hepimizin bildiği ‘’Tükenmişlik Sendromu’’ dediğimiz beden ve zihnin tükenme hali. Bu durum içerisinde sürekli ana mevzu üzerinde düşünmek, hatta olan olaydan çok daha ötesindeki olan ihtimalleri de düşünmek, onlar için de kaygılanmak, mantığı devre dışı bırakarak ilkel düşünceleri ön plana çıkarır. 

Bu durumun farkında olarak ana dönmek, zihnin istemese de bedenini dinlendirmek ki bedenin dinlenmesi zihne de şifa olacaktır ve ateşli düşünce yavaş yavaş sönecek, yoğun duygusal hissiyattan kurtulup daha sağlıklı kararlar alınabilecektir.
Bir de stresin diğer bir boyutunu konuşalım. Aslında stres, doğal yaşamda her bireyin başına gelebilecek doğal bir insan tepkisi olarak bilinir. Aynı zamanda hayatın da bir parçasıdır. Stres insanı tetikte ve motive tutar. İnsanı olası tehlikelerden korunması için hazırlar. Değişiklikler ya da zorluklar yaşadığınızda vücudunuz zihinsel ve fiziksel tepkiler üretir ve hafif olan stresler tam aksine büyüme, olgunlaşma, başarıya doğru yönelme ve kişinin kendisine olan güvenini arttırma açısından yararlı bile olabilir. Tabii ki kişinin kişisel özellikleri stresle baş etmede önemlidir, stres altında kişiler farklı tepkiler gösterebilir.
Stresle nasıl başa çıkılır?
Aslında baş edilmeyecek hastalık yoktur. O halde stresle de baş edebiliriz. Sıfır stres istemiyoruz ama aşırı stresi bir miktar azaltmak her zaman mümkündür.
-Yaşam stilinizde bazı değişiklikler yapmalısınız, hobilerinize, ilgi alanlarınıza ve size iyi gelen şeyleri yapmaya yeterince zaman ayırmalısınız.
-Fiziksel gevşemeyi öğrenmelisiniz.
-Zamanı daha verimli yönetmeyi öğrenmelisiniz.
-Yoğun stres altındaki bireyler için sosyal hayatındaki destek oldukça önemlidir. Bu nedenle bireylerin stres altındayken kendilerini mutlu ve huzurlu hissettiren bir ortamda bulunması veya sizi mutlu eden, size iyi gelen, destek sağlayan, günlük yaşamınızda size yardımcı olan insanlarla vakit geçirmeye çalışın.
-Bir miktar zihinsel düzenlemeler yapmalısınız. Bunlardan en önemlisi hayır diyebilmek. Araştırmalar gösteriyor ki; etrafındaki kişilerin isteklerine hayır diyemeyen insanlar çok daha fazla stres yaşıyorlar. O yüzden ilk başta hayır demeyi öğrenmek gerekir. Eğer ki mükemmeliyetçi insan iseniz, hayatınızdaki her şeyin mükemmel olmasını isteyebilirsiniz. Mükemmeliyetçilik bana sorarsanız dumanlı hava ile boğuşmak gibi bir şey aslında, devamlı çaba gösterirsiniz, devamlı koşturursunuz ama bir türlü kendi içinizdeki o mükemmel olma sınırına yaklaşamazsınız. Durmadan koşturmanıza rağmen kendinizi hep gergin, stresli ve mutsuz hissedebilirsiniz. Bundan kurtulmak için bir yerde bunu değiştirmek için çabalamaya başlamak gerekir ve hayatınızı planlamanız gerekir.
Bizi olumsuz etkileyen her şey stres kaynağıdır. Toksik olaylar sizi etkilediyse siz izin verdiğiniz içindir. Yani siz yaşadığınız herhangi bir olumsuzluğun sonucunda çökmeyi ve vazgeçmeyi mi tercih ediyorsunuz yoksa evet buradan dersimi alırım yoluma bakarım mı diyorsunuz. Hayatın keyfini dünya gözüyle aldıysanız, sevdiyseniz ve sevildiyseniz, iz bıraktıysanız bu stresler ve sizi olumsuz etkileyen kişiler, kaygılar aslında size deneyim kazandıran güzel anlamlı öğretiler olarak kalacaktır. Yapmanız gereken eylem hangisi olursa olsun olumsuz düşünceleri kafanızdan atmalı ve olumlu düşünceye yönlenerek olumlu bir bakış açısı geliştirmelisiniz.
Böylelikle stresle etkili bir biçimde başa çıkmayı öğrenmeli hatta kişi kendi kişilik ve yaşam tarzına uygun yöntemleri bulup denemelidir. Bir başka deyişle birey stresinin yönetimini ele almalıdır.