Sporun kötü adamları…

Abone Ol
Fenerbahçe ile Galatasaray arasında oynanan basketbol final serisinin son maçı öncesi yaşananlar ve 3-3’lük beraberlik sonrasında şampiyonun belirleneceği yedinci maçın oynanmaması sporda yaşanan cinnette geldiğimiz noktanın çarpıcı bir örneğidir. 
Aslında, üzerine konuşulacak, yorum yapılacak, “Böyleyken böyle” denecek de bir şey yok. Lafın, sözün her şeyin bittiği yerdir bu olay.
Haydi bakalım, şimdi o kulüplerini, ‘Bakkal dükkanı yönetir gibi’ yönetenlerle, bir spor kulübünün yöneticisi başkanı olduğunu unutup, kendisini, ‘Elemanlarının’ postabaşısı gibi görüp, hizipleşenler bir vicdan muhasebesi yapsınlar. Türk sporunun geldiği getirildiği şu iğrenç ve içler acısı noktada ne kadar etkin rol oynadıklarını bir gözden geçirsinler bakalım.
Bakın, bana hiç kimse, “Galatasaray taraftarı şunu yaptı” ya da, “Ülker Sport Arena’da olanlar buna nedendi” falan demesin. Tek bir kelimesini bile kabul etmem. 
Edemem…
Çünkü, imam yellenirse, cemaatin ne yapacağını hepimiz çok iyi biliriz değil mi? Öyleyse, kimse boşuna kendini yormasın. 
Sizce, yönetimler istese bu işleri engelleyemez mi? Birlikte hareket ederek, bu işlerin önüne geçmezler mi? Yaparlar tabi ki, yaparlar da işlerine gelmediği, bulanık suları sevdikleri için oralı bile olmayıp, yangına benzin atmakla meşguller. Atın efendiler atın. Yükselen alevlerin arasında sizlerin de yanacağı, günler çok yakında geliyor. Fazla uzakta değil, çocuklarınız, torunlarınız, yakınlarınız da bu ateş kütlesinin içinde kavrulduğunda göreceğiz sizleri.
Siz o koskoca başkanlara, yöneticilere birkaç cümle bir şeyler söylemek istiyorum. Hepiniz mevcut tablonun mimarlarısınız. Tabi ki tek suçlu değilsiniz. Ancak başrollerde olduğunuzu, ‘Sporun kötü adamları’ olduğunuzu bilin. Aynaya bir bakın. Gözlerinizin içindeki karanlığı, sporun doğasıyla taban tabana zıt olan öfke, kin ve nefreti yakından görün. Zaten siyasi, ekonomik ve ruhsal sarsıntı yaşayan, depresyondaki kitlelere ne kadar kötü önderlik yaptığınızı fark edin. Eğer yaptıklarınızın farkında değil, yalnızca oturduğunuz koltukların ışıltısı gözlerinizi kamaştırıyorsa sizin için yapılacak bir şey kalmamıştır zaten. Size bu noktada, ‘Allah yardımcınız olsun’ demekten başka da bir şey gelmez elden.

Son olarak; Unutmayın ki, bugün sizi alkışlayan yağdanlıklar, ağzınızdan çıkanları duyup anlamadan dahi onaylayanlar, yarın çöküşünüzü, bitişinizi izlerken çıtları çıkmayacak…