İSTANBUL

Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, yargıtay kararının ardından itiraz dilekçelerinin Yargıtay Başsavcılığında olduğunu belirterek, hapisten korkmadığını, dava adamı olduğunu söyledi.

CNN Türk'te "Tarafsız Bölge" programına Fenerbahçe Kulübü Genel Sekreteri ve Basın Sözcüsü Mahmut Uslu ile kulüp asbaşkanı Deniz Tolga Aytöre'yle birlikte konuk olan Aziz Yıldırım, yaklaşık 2,5 saat süren programda, yargıtay kararının ardından ne zaman ikinci kez cezaevine gireceğiyle ilgili bir soru üzerine, "Yargıtay Başsavcılığında bizim itiraz dilekçemiz vardı. O inceleniyor. Şu anda bekliyoruz. Çok da önemli değil benim hapse girmem. Önemli olan Türkiye'nin şu anki durumu. Hapisten korkmuyoruz, biz dava adamıyız" diye konuştu.

Yıldırım, "Şike davası olmasaydı sizi başka davadan hedef haline getirebilirler miydi?" sorusuna karşılık, "Milletvekili Sayın Şamil Tayyar, benim Ergenekon'un kasası olduğumu yazdı. Bu işin amacında beni Ergenokon'a bağlamak vardı. Baktılar bağlayamıyorlar. Askerlerle olan yakınlığımdan dolayı onlarla benim ilişkilerim var sandılar. Halbuki bizim onlarla ortak paydamız Fenerbahçe. Bunu yanlış anlamda kamuoyu kullandı" ifadelerini kullandı.

 "Sayın Başbakanın bu işi çözmesi gerektiğine inanıyorum"

 Özel yetkili mahkemelerin yargıladığı kişilerin yeniden adil olarak yargılanması gerektiğini belirten Yıldırım, "Burada Sayın Başbakana ve hükümete görev düşmektedir. Çünkü onlar 'devletin içinde polis ve yargı çetesi var. Günahsız insanları suçluyorlar' dediler. Sayın Başbakan Atatürk Havalimanı'ndaki konuşmasında, 'yeniden yargılama konusunda çalışmalar yapılıyor ve bu çalışmalar bitmek üzere' dedi.  Bu şekilde mağdur olmuş insanların hepsi adil yargılanmanın çıkması için ümitle bekliyorlar. Sayın Başbakanın hükümetin başı olarak bu işi çözmesi gerektiğine inanıyorum" diye konuştu.

Yıldırım, 17 Aralık'ta yapılanların da bir operasyon olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Biz ülkenin şu andaki genel durumu üzerinde kendimizi odaklıyoruz. Bugün Ergenekon, Balyoz, Oda tv, Cüppeli Ahmet Hoca davası, casusluk davası... Özel mahkemelerde yargılananların haksız, kanunsuz yargılandıklarını biz kendimiz yaşadığımız için beyan ediyoruz. KCK'yı bilmiyorum. Telefon tapeleri, kasetlerle cumhuriyet rejiminin devam edemeyeceğini söylüyoruz. 17 Aralık'ta yapılan hadiseyi de kınıyoruz. Aynı şekilde Fethullah Gülen hocanın ses kayıtlarının yayınlanması da bize göre bir operasyondur. Bir cumhuriyette bunlar olmaması lazım. Rejimi sıkıntıya soktuk. AK Parti, MHP, BDP, CHP şikayetçi. Herkes şikayetçi. Bunu çözmek hükümetin görevi. Hükümet bu işi ele alacak. Yeniden adil yargılamalar yaparak bu insanların suçlu olup olmadığını ortaya koyacaklar."

Programda yaşadıkları süreci örnekler vererek anlatan Yıldırım, UEFA Disiplin Kurulu'nun da polis fezlekelerinden dolayı kendilerini suçlu bulduğunu söyledi.

 "Fethullah Gülen ile telefonda konuştum"

Aziz Yıldırım, "CAS davasını neden geri çektiniz?" şeklindeki soru üzerine, "Ben hapisteydim. Arkadaşlar geldiler, 'Türkiye'nin menfaatleri için bunu çekeceğiz' dediler, ben 'hayır' dedim. Ancak 'yönetim kurulu olarak siz yönetiyorsunuz, kararınıza saygı gösteririm' dedim. Şenes Erzik ve Yıldırım Demirören Bey bu konuyu Sayın Başbakan ile konuştular. Platini ile konuşmaları neyse, gittiler anlattılar. Sayın Başbakan da 'Bunun çekilmesi gerektiği' yönünde düşüncesini söyledi. Bizim arkadaşlarımız da bunu uyguladılar" diye konuştu.

Bir soru üzerine, Başbakan Erdoğan ile görüşmediğini anlatan Yıldırım, "Fethullah Gülen ile telefonla görüştüm. Hapisten çıktıktan sonra beni aradı, 'geçmiş olsun' dedi. Kalbinde bana karşı kötülük olmadığını, kendisinin böyle bir şey yapmadığını söyledi. Başbakanla diğer arkadaşlardan görüşenler oldu, en son Mahmut Uslu görüştü" ifadelerini kullandı.

Aziz Yıldırım, kendisinin 150-160 yıl yargılandığını hatırlatarak, "O dönemde Sayın Başbakan bize çok destek oldu. Sayın Başbakan, CHP, MHP destek verdi. Yeni bir yasa çıkardılar. Burada hem Sayın Başbakana hem de katkısı olan herkese teşekkür ediyorum. 1,5 senedir hür olmamı, bu yasadaki değişikliklere bağlıyorum" ifadelerini kullandı.

"17 Aralık operasyonundan sonra Sayın Başbakan bizim düştüğümüz durumları daha iyi anlıyorlardır" diyen Yıldırım, "Başbakanın etrafında olan insanların bizim yapmak istediklerimizi Fenerbahçe için yanlış anlattığından dolayı bize tepkili olabilir. Bunu doğal kabul ediyorum. Ben duruşum ve düşüncelerimle bir bireyim, ben değişmem. Biz  Atatürkçüyüz, laikiz, cumhuriyetçiyiz. Bu eksen içinde görevimizi yaparız. Hapse girersek de Fenerbahçe'nin bir evladı olarak yaşamımıza devam ederiz" dedi.

Yıldırım, "Bu hükümet ve cemaatin ortak bir operasyonu mu" şeklindeki soru üzerine, şunları söyledi:

"Hapisteyken, bir grubun Fenerbahçe'yi ele geçirmeye çalıştığını ifade ettim. Bu cemaattir. Neden bunu söyledim. Çünkü bu operasyonu yapan kişilerin cemaate yakın olduğunu ifade ediyorlardı. Ona göre bu düşünceye sahip oldum. Zaman geçtikçe bana geldiler, yukarı katlarda böyle bir şey olmadığını, aşağıda bazı insanların kendilerin kullanarak böyle operasyon yapabileceğini söylediler. Hükümet kanadından da geldiler, 'bizden değil' dediler. Ancak hepimiz biliyoruz ki ülkede bir gerçek var. 11-12 yıldır bu ülkeyi bu hükümet, cemaatin desteğiyle veya diğer bazı insanların desteğiyle yürütüyor. Belli bir kısma kadar başarılı gelmişlerdir. 2008'den beri yaşananlar özel mahkemelerle yaşadığımız olaylar hiç kimsenin tasvip ettiği şeyler değildir. Yakın zamanda ben yine bunları sordum. Cemaat tarafı 'bize yakın değiller' dedi. Hükümete yakın bazı insanlar geldi, 'biz yapmadık' dedi. O zaman iki tarafa da bağlı olmayan kendi menfaatleri doğrultusunda hareket eden bir gladyo var. O taraf bizden değil, bu taraf bizden değil diyor. Bu şahıslar ortada kaldı."

Aziz Yıldırım, statta küfür ve hareket edilmesine karşı olduğunu, ancak Gezi Parkı ile ilgili 34. dakikada yapılan tezahüratların taraftarların doğal hakkı olduğunu söyledi.

Yıldırım, Sivasspor maçının hakemi Yunus Yıldırım'ın 2010 yılında Trabzonspor maçında verdiği kararla kendilerini şampiyonluktan ettiğini, Sivasspor maçında da böyle maç yönettiğini savunarak, "Bu kadar kişinin emeği bir kişinin düdüğüyle mi yok olacak? Bir daha aynı şeyi yapacaksa gelmesin bizim maçımıza" diye konuştu. 

Fenerbahçe Kulübü Başkanı Yıldırım, pazar günü Kasımpaşa maçı öncesi Bağdat Caddesi'nde taraftarların yapacağı yürüyüşe kendisinin de katılacağını söyledi.

Konuşmasının sonunda kendisine destek verenlere teşekkür ederken, duygulanan ve gözleri dolan Aziz Yıldırım, hapiste bulunan eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ile komutanlara 'geçmiş olsun' dileklerinde bulundu.

Deniz Tolga Aytöre ise programda hukuki konularda görüşlerini açıklarken, adil yargılamanın içini açmak gerektiğini, iddianamelerin gözden geçirilmesi gerektiğini kaydetti. Aytöre, alelacele verilen Yargıtay kararının kendileri için anlaşılır olmadığını kaydederek, Anayasa Mahkemesine de bir başvuru yapacaklarını anlattı.

Mahmut Uslu ise iddianameyi hazırlayan savcıların yargılanması gerektiğini söyledi. Uslu, 3 senedir Şampiyonlar Ligi'ne gidemediklerini, 150 milyon avro kayıpları olduğunu, buna rağmen dimdik ayakta olduklarını kaydetti. Uslu, "Hangi oyuncularımız vardı, kimleri kaybettik. Belki biz şu anda Şampiyonlar Ligi şampiyonu olacaktık. Bir operasyonla buraya geldik. Adil yargılanma istiyoruz. Biz bundan aklanacağımıza çok eminiz" diye konuştu.