İSTANBUL

Galatasaray TV'ye açıklamalarda bulunan Aysal, eski teknik direktörleri Fatih Terim ile devam etmemeleri konusunda, "Kararları, kişisel değil, günün gerçeklerine ve ilerde çıkacak sorunlara göre almak durumundayım. Fatih hocayı kulüp başkanı olana kadar tanımıyordum. 2.5 sene beraber çalıştık. Çalışabileceğim bir yapı olarak göründü. Zaman içinde yanılmadığımı anladım. Hocayla kısa sürede dostluğa varan ilişki içinde olduk" diye konuştu.

Terim ile 2.5 yıl boyunca iyi bir çalışma içinde olduklarını anlatan Aysal, şunları söyledi:
"Her türlü imkanı ve silahı verdik. O da silahı çok iyi kullandı. Galatasaray tarihine mal olmuş biri. Sevmeyenler olabilir. Ben bunlardan biri değilim. Hem sempatim hem dostluğum devam ediyor. Ama ben her şeyden önce profesyonelim. Kararları; kişisel değil, ilerde çıkacak sorunlara göre almak durumundayım. Alınan karar bu yönde oldu. Sevdim, sevmedim böyle bir şey yok. Hocayla aile ilişkilerine kadar yakınlaştığımız dönemde böyle bir kaza başımıza geldi."

Anlam veremediğimiz beyanatı oldu

Ünal Aysal, Fatih Terim'in milli takımın başında bulunduğu dönemde Medical Park Antalyaspor maçının ardından anlam veremedikleri beyanatları olduğunu ifade etti.

Terim ile 2016'ya kadar devam etme yönünde düşünceleri olduğunu vurgulayan sarı-kırmızılı kulübün başkanı, "Farkında olmadan bir yapının içine girdik. İnşaatın neresi çöker, neresi çökmez şeklinde yapının içine girdik. Bazı tuzaklar olduğunun farkına vardık. Ayrılık kesinlikle düşündüğüm bir şey değildi" ifadelerini kullandı.

Türkiye Futbol Federasyonu'nun Terim'e teklif götürmesinin ardından yaşanan süreçle ilgili bilgiler veren Aysal, şunları söyledi:

"Federasyona 'hayır' desem, federasyon dönüp bir Galatasaray başkanını küçültecek davranışa girebilirdi. Ben 'hayır' desem de alma hakkı var. Federasyon bizden istediği elemanı, oyuncuyu aldığı gibi hocamızı da alabilir. Daha sonra televizyonda merasimi gördüm. Hoca çağrılmış, imza atılıyor. Şoke oldum. Federasyonun Terim ile devam edeceği yönünde konu netleşmeye başayınca bütün camiada rahatsızlık başladı. İleriye dönük riskleri hesapladım. Bunun üzerine yönetim kuruluna hocanın 2016'ya kadar teklifin uzatılması kararını aldırttım. Sonra sessizlik oldu. Antalyaspor maçı sonrası hocanın anlam veremediğimiz beyanatı oldu. Yönetim kurulunun teklifini halka açık olarak reddetti. Bu bizim için haysiyet kırıcı oldu. Mesajlara bakmamış, Fatih hocanın gönderilme sebebi olamaz. Gittikçe aşağı giden başarı çizgisi ve hocanın bu reaksiyonu 4 Eylül'deki kararı getirdi. Hala çok güvendiğim insan."

 Yaşanan süreçte Galatasaray Kulübü İcra Kurulu Başkanı Lutfi Arıboğan'ı Fatih Terim ile görüşmesi için Florya'ya gönderdiklerini aktaran Aysal, "Gitti ve konuştu. Benim, Galatasaray başkanı olarak daha fazla ısrar etmem veya Florya'nın kapısında beklemem mümkün değildi. Oradan 'Ben başkanı ararım' yanıtı geldi. Bu cevaptan sonra da karar alındı" dedi.

"Federasyondan çifte standart gördük"

Süreçle ilgili TFF'yi de eleştiren Galatasaray Kulübü Başkanı Aysal, geçen 2 yılda federasyondan çifte standart gördüklerini öne sürdü.

"Bu işin bir plana dayalı olduğu çok net. Başkanın açıklamaları delil gibi görülebilir. Geçtiğimiz iki yıl içinde federasyondan tam çifte standart gördük. Disiplin ve Tahkim Kurulu kararları, hocaya verilen ceza... Neredeyse hocayı çalıştırmama gayreti... Şampiyonluk primimizin 5 milyon eksik verilmesi... Fenerbahçe'den de 3,5 milyon kesip diğer kulüplere dağıttı. Hoş bir şey değil. Yabancı kısıtlaması... Kupalardan birinin karanlıkta verilmesi. Öbürünü başkan değil, yönetici verdi. İnşallah bu tip olaylarla karşılaşmayız. İlişkilerimiz 'De facto' düzeyinde gidiyor" şeklinde konuştu.

"Dört hoca üzerinde durduk"

Aysal, Fatih Terim'in ayrılmasının ardından dört isim üzerinde durduklarını ve Roberto Mancini ile anlaştıklarını ifade etti.

Teknik direktör arayışları sırasında Giovanni Trapattoni, Dick Advocaat ve Gheorghe Hagi'yi de gündemlerine aldıklarını kaydeden Ünal Aysal, "Trapattoni, Juventus maçına çıkamayacağını söyledi.

Advocaat, milli takım hocası gibi göründü. Hagi ise kendi işinden dolayı gelemeyeceğini aktardı. Yürekli, Galatasaray'a o günkü şartlarında sahip çıkacak, Mancini çıktı. Ben yürekli adamı severim. Sorumluluk yüklenebilen, risk alan insanlar başarılı olur. Ben de kararımı Mancini yönünde kullandım" diye konuştu.

Gönlünde yatan ismin Hagi olduğunu vurgulayan Aysal, "Bir gün Galatasaray'a geleceğine inanıyorum. Ama bu Hagi o Hagi değil, genç Hagi. İki ayağını kullanabilen, Galatasaray için istikbal vadedecek oyuncu" ifadelerini kullandı.

"Hedeflere vardığımda bırakırım"

Kulüp başkanlığını 2016'ya kadar sürdüreceğini hatırlatan Ünal Aysal, hedeflere varılması halinde bu tarihten önce de görevden ayrılabileceğini söyledi.

Camia içindeki, seçimin gelecek yılın mayıs ayında yapılması gerektiği yönündeki düşüncelerle ilgili soruya

Aysal, şu yanıtı verdi:
"Biz hukuki olarak durumu araştırdık. 2016'da seçim olacağı yönünde bilgi aldık. Divan bundan tatmin olmadı. Galatasaray Üniversitesi ile görüştü. Oradan da seçimin 2016'da yapılacağı yönünde bilgi geldi. Reel olarak benim kendime tanıdığım süre, görevlerin bittiği gündür. Hedeflere vardığım gün zaten bu süreyi doldurmuş sayarım. Sürelere bağlı olarak değil, hedeflerle bağlı olarak çalışıyorum. Genel kurul seçim yönünde karar verirse de itiraz edilmez. Kim isterse aday olur. Ama ben aday olmam. Genel kurul böyle bir karar alıyorsa güvensizlik olarak algılarım ve aday olmam. Çok da iyi başkan gelebilir."

Drogba ile devam düşüncesi

Başkan Aysal, Galatasaray'ın yıldız futbolcusu Didier Drogba ile devam etmeyi düşündüklerini söyledi.
Kendisiyle bu konunun konuşulduğunu belirten Ünal Aysal, "Kendisi daha oynayabileceğini söyledi. Teknik görevde olmaktan ziyade oyuncu olarak devam etmek istediğini aktardı. '1-2 sene daha oynayabilirim' dedi. Kontratı uzatmak için kesinlikle teklif edilecek. Drogba'nın da 'hayır' diyeceğini zannetmiyorum" şeklinde konuştu.

Genç oyuncu Bruma ile ilgili soruyu yanıtlayan Aysal, başarıya giden yolda bu oyuncunun katkısı olacaksa başka kulübe vermeyi düşünmediklerini vurguladı.

Ünal Aysal, 10 Kasım'da Kadıköy'de Fenerbahçe ile yapacakları karşılaşmaya gidip gitmemesinin, sarı-lacivertli kulübün yeni yönetimine bağlı olduğunu dile getirdi.