Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni, Sayın Ahmet Hakan Coşkun, geçtiğimiz günlerde, köşesinde; “Hiçbir parlak beyinli genç, haşhaş çekmiş gibi abuk sabuk bir adamın peşinden gitmeye katlanamaz.” diye yazmış.

Çok doğru bir tespit; lâkin hiçbir parlak beyinli genç, Allah’a şirk koşarcasına hareket eden, tarikat ve cemaatlerin arkasından gidebilir mi, bunu da sorgulamak lâzım.

Bir elinize Hazret-i Peygamber’in hayatını tebliğ etmeye vakfetmiş olduğu, Hazret-i Kur’an’ı, bir elinize de bu tarikat ve cemaat öğretilerini alın, bakalım ne kadar bir paralellik göreceksiniz?

Hazret-i Kur’an ile çelişen her söz, şüphesiz ki Hazret-i Peygamber ile de çelişmektedir. Yüce Kur’an’a arz ettiğimiz vakit, paralellik göstermeyen hiçbir söze, itibar etmediğimiz gibi, itimadımız da bulunmamaktadır!

Tabii ki biz, bu tarikat ve cemaat anlayışını, Vatan’a ihanet noktasında sorgulayıp, herhangi bir iftirada bulunup, müfterilik yapamayız; lâkin Allah adına hüküm koyup, Allah’ın dinini; tarikat ve cemaat anlayışının dar kapsamı içerisine alan ve Allah’ın dinini parça parça eden, sapkın düşüncelere karşı, kalemimizin ve kelâmımızın kudreti nispetince, mücadelemizi eder, bu noktada insanlarımızı aydınlatmak adına, aydınlık yarınların savaşını veririz.

Burada bu yapıların isimlerini tek tek saymamızın ve yazmamızın lüzumu yok; lâkin bu gibi birçok merdiven altı yapı, ele alınıp, insanlar aydınlatılmalıdır.

Yoksa geleceğimizi aydınlık yarınlar değil, “din kisvesi” altında; faşist, tek tipçi, kendisi gibi inanmayanlar hakkında Allah adına hüküm koyan, insanların giyimlerine müdahale etme hakkını kendinde gören, farklılıkları zenginlik olarak değil, kendi fikriyatına karşı düşman olarak görüp, kin ve nefret söyleminden hız alan, çağdışı beyinlerin, çağdışı yöntemler ile yönettiği, söylemde Ali-Ömer, eylemde ise Muaviye-Yezid zihniyetinin hâkim olduğu, karanlık günler beklemektedir.

Yarınlarımız için geç olmadan, gerekli önlemler alınmalıdır.

Selâm, sevgi ve muhabbet ile…