Sosyal izolasyon ve yalnızlık 

Abone Ol

İnsanlar doğası gereği sosyaldir ve yüksek kaliteli sosyal ilişkiler sağlık ve esenlik için hayati öneme sahiptir. Bununla birlikte, sağlığın diğer birçok sosyal belirleyicisi gibi, sosyal izolasyon (diğerleriyle nesnel bir sosyal temas eksikliği) ve yalnızlık (öznel izolasyon hissi) önemli ancak yeterince takdir edilmeyen halk sağlığı riskleridir.

Sosyal izolasyon, giderek artan bir şekilde korkunç fiziksel, zihinsel ve duygusal sonuçları olduğu kabul edilen, büyüyen bir salgındır. 1980'lerden bu yana, yalnız olduklarını söyleyen Amerikalı yetişkinlerin yüzdesi ikiye katlanarak yüzde 20'den yüzde 40'a çıktı. 65 yaşından büyük Amerikalıların yaklaşık üçte biri, 85 yaşın üzerindekilerin yarısı şu anda yalnız yaşıyor . Sağlığı daha kötü olan insanlar - özellikle kaygı ve depresyon gibi duygu durum bozuklukları olanlar - kendilerini yalnız hissetme olasılıkları daha yüksektir. Üniversite eğitimi olmayanlar, önemli kişisel meseleler hakkında konuşabilecekleri birine sahip olma olasılığı en düşük olanlardır. Yeni bir araştırma dalgası, sosyal ayrılığın bizim için kötü olduğunu öne sürüyor. Daha az sosyal bağlantısı olan bireyler, uyku düzenlerini bozar, bağışıklık sistemlerini değiştirir, daha fazla iltihaplanma ve daha yüksek stres hormonları seviyelerine sahiptir. Yakın tarihli bir araştırma, izolasyonun kalp hastalığı riskini yüzde 29 ve felç riskini yüzde 32 artırdığını buldu. 70 araştırma ve 3,4 milyon insandan elde edilen verileri bir araya getiren bir başka analiz, sosyal olarak izole edilmiş bireylerin önümüzdeki yedi yıl içinde yüzde 30’dan daha yüksek ölüm riskine sahip olduğunu ve bu etkinin en büyük orta yaşta olduğunu buldu. Yalnızlık, yaşlı yetişkinlerde bilişsel gerilemeyi hızlandırabilir ve izole bireylerin erken ölme olasılığı, daha güçlü sosyal etkileşimlere sahip olanlara göre iki kat daha fazladır. Bu etkiler erken başlar: Sosyal olarak izole edilmiş çocuklar, diğer faktörler kontrol edildikten sonra bile, 20 yıl sonra önemli ölçüde daha kötü sağlık durumuna sahip oldukları görüldü. Hepsine göre yalnızlık, obezite ve sigara içmek kadar erken ölüm için önemli bir risk faktörüdür.

bazı kronik hastalık ve durumların sosyal izolasyon ve yalnızlık için risk faktörleri olabileceğini göstermektedir. Örneğin, kardiyovasküler hastalık ve inmenin sosyal izolasyon ve yalnızlık riskini artırabileceğine dair sağlam kanıtlar vardır; tersine, serebrovasküler veya kardiyovasküler hastalığı olan kişilerin sosyal olarak izole olmaları veya yalnız olmaları durumunda daha kötü sonuçlara sahip olabileceğini gösteren araştırmalar da bulunmaktadır.

Kanser hastalığı sosyal izolasyon ve yalnızlık için tek başına bir risk oluşturmakla birlikte sosyal izole ve yalnız yaşayan kişilerin kansere yakalanma oranının daha yüksek olduğu bilinmekte. Kanser hastası için sosyal desteğin sağlanması hastalığa ait tedavi ve sürecini olumlu etkilediğini gösteren birçok çalışma mevcuttur.

Özellikle COVID‐19pandemisiyle birlikte son 2 yıldır yeni sosyal mesafe pratiği  gelişti ve bu durum yaşlı yetişkinlerde daha fazla olmakla birlikte gençler arasında dasosyal izolasyon ve yalnızlık gibi başka bir ölümcül salgına neden oldu.

Peki, yalnızlığın belirtileri nelerdir? Beslenme alışkanlığında farklılaşma, kilo alma ya da verme,  Uyku örüntüsünde bozulmalar, aşırı uyuma ya da uykusuzluk,  Önemsizlik duygusu,  Sırt, bel, bacak vb. bölgelerde oluşan psikosomatik ağrılar, Pek bir anlam ifade etmeyen, amaçsız tek başına yapılan faaliyetlerde artış (sürekli alışveriş yapma, amaçsız uzun süre televizyon seyretme),  Alkol ve ilaç kullanımında artış,  Öz kıyım girişimleri,  Postür değişimleri (Omuzlar düşmüş, dudaklar aşağı kıvrılmış, yavaş adımlarla acı çekermiş gibi yürüme vb),  Umutsuzluk,  Yaşamdan çekilmek, sessizleşmek, ilgisiz olmak ve amaçsız kalmak… 

Sosyal izolasyon ve yalnızlık bir halk sağlığı sorunu olup bu duyguları azaltmaya yönelik günümüz şartlarına uygun çözüm yolları aranmalıdır. Bireylerin, kendilerini daha mutlu ve güvende hissettikleri aile üyeleri ile bir arada yaşamaları bu duygularla baş etmede önemli bir destek kaynağı oluşturmaktadır. Bu nedenle aile bireylerinin ekonomik, sosyal ve psikolojik yönden desteklenmesi bu sorunun çözümlenmesinde büyük önem taşımaktadır Yapılacak eğitim ve kültürel gezi programları, motivasyonlarını artırıcı sosyal aktivite düzenlemeleriyle bireylerde yalnızlık duygusu önlenebilir.  Herkese yalnızlık duygusunun yaşanmadığı bir dünya diliyorum.

KAYNAK: NationalAcademies of Sciences, Engineering, andMedicine. 2020. SocialIsolationandLoneliness in OlderAdults: OpportunitiesfortheHealthCareSystem. Washington, DC: TheNationalAcademiesPress. https://doi.org/10.17226/25663.