SONBAHAR

Abone Ol
Libya’da ve Mısır’daki Selefiler, ABD’de yaşayan İsrail doğumlu bir Yahudi olan Sam Bacile tarafından çekilen ve ile İslam’a ifadeleri içerdiği belirtilen bir kısa filmi protesto etmek için Büyükelçiliği’ne saldırmış, Bingazi’de de binasını ateşe vermişti. Olaylarda güvenlik görevlilerinden de çok sayıda ölen ve yaralananların olduğu belirtiliyor.
Filmin danışmanı Steve Klein tarafından, Kıpti Hırisyan olduğunu söylenen yapımcı Sam Bacile (evanjelik kilisesiyle yakın ilişkileri olan Nakoula Basseley Nakoula, 52 yaşında İsrail-Amerikan çifte vatandaşı), bu filmin üretilmesiyle ilgili olarak yaptığı bir değerlendirmede, “Bu işe, sonunda ne olacağını bilerek girdik” demiş. 2010 yılında “Kur’an yakma ayini düzenleyeceğim” diyerek ortalığı ayağa kaldıran Amerikalı rahip Terry Jones tanıtımını üstlenmiş. Olay yaratan tanıtımlarını Arapçaya çeviren ise, Ulusal Amerikan Kıpti Meclisi’nin Mısırlı başkanı Morris Sadek, bu olaylara sebep olan başaktörler olarak tarihe geçtiler.
Bazı Müslüman ülkelerde ABD, elçiliklerine yönelen protesto ve saldırılar çığ gibi büyüyor. Polis protesto gösterileri yapanları engellemekte güçlük çekiyor. Libya İçişleri Bakan Yardımcısı Venis eş-Şerif, ABD’nin Bingazi Konsolosluğu’na düzenlenen saldırının, “Ensaru’ş Şeria” adlı grup tarafından gerçekleştirildiğini bildirdi. Libya’nın Ankara Büyükelçisi Abdürrezzak Muktar ise, “Kaddafi döneminin İstihbarat Başkanı Abdullah es-Senussi’nin Moritanya Libya’ya iade edilmesine tepki olabileceği ihtimali üzerinde duruluyor” demiş. Filmin oyuncuları, yanlış yönlendirildik’’ diyerek “kandırıldıklarını ve film karakterlerinin dublajla orijinalinden farklı bir hale dönüştürüldüğünü’’ ileri sürmüşler.
Kuzey Afrika ve Ortadoğu Arap ülkelerinde (Tunus, Mısır, Yemen, Suriye, Libya) diktatöryel rejimlere karşı işsizlik, enflasyon, siyasi yozlaşma, ifade özgürlüğü ve kötü yönetim ve kötü yaşam koşulları nedeniyle gerçekleşen ayaklanmalarla başlayan Arap Baharı bir anda sonbahara dönüştü. Başta ABD olmak üzere Avrupalı ülkeler ayaklananlara para, silah, lojistik ve siyasi destek sağlar ve Libya’yı bombalarken, 20 Ekim 2011’de isyancılar tarafından öldürülen eski diktatörü Muammer Kaddafi’nin başına gelenlerin kendi Büyükelçilerinin başına geleceğini hiç düşünebilirlermiydi?
Siyasetçiler ve diplomatik kaynaklar, “Bu saldırı Arap Baharı’nın da sonunu hazırladı. Batının, Arap halklarının özgürlüklerini kazanmak için başlattığı mücadeleye bakışı değişecek” yorumunu yapmış!!!.
Müslümanların çoğunluğunun fanatik olmamasına rağmen, esirgeyen ve bağışlayan Allah’ın adı anılarak İslamiyet adına hepimizi rencide eden bu tür olayların olması son derece üzücüdür. Hiçbir kimsenin dinimizi bu ve benzeri terör ve şiddet eylemleriyle özdeşleştirmeye hakkı yoktur. Müslüman deyince akla gelen tevekkül sahibi, hoşgörülü, temiz kalpli mütevazi çoğunluk, dinimizi lekeleyen bu kişi ve grupları reddetmeli ve failleri kınamalıdır.
Herkese zarar veren bu çirkin film , derhal  yayından kaldırılmalı ve bir daha ifade özgürlüğünün arkasına sığınarak kendi dininden olmıyanların ötekileştirilmesine ve mukaddes değerlerin rencide edilmesine izin verilmemelidir. Aksi halde sonbahardan da öte bu iş kışa dönüşür ki maliyeti çok daha yüksek olur. Saldırılarda hayatlarını kaybedenlere Allah’tan rahmet , yakınlarına sabır ve başsağlığı, yaralananlara acil şifalar diliyor, Hz. Muhammed’e hakaret içeren bu filmi yapan ve destek sağlayanları şiddetle kınıyorum.