Aksaray belediyesi tarafından organize edilen Uluslararası “Somuncu Baba ve Kültür Çevresi” sempozyumu 23–25 Eylül 2011 tarihlerinde Aksaray’da gerçekleştirildi. Memleketim olan Aksaray’a uçakla İstanbul’dan Kayseri’ye Prof.Dr. Cihan Okuyucu ile birlikte gittik. Kayseri’den otobüsle Aksaray’a geçtik. Aksaray’da hoş dört gün geçtirdik. Bu zaman zarfından gerek sempozyum esnasında ve sonrasında çok önemli şahsiyetlerle tanıştık, konuştuk ve Somuncu Baba’nın gölgesinde hoş ve bereketli sohbetler yaptık. Gelelim sempozyumda kimler ne söyledi. Aradan geçen iki hafta zarfında konuşulanları bir araya getirip özetleyerek siz aziz okurları böylesine faydalı toplantıdan haberdar etmek istedim. Prof. Dr. Ahmet Akgündüz: Somunca Baba Bir Güneştir Sempozyumun renkli simalarından biri olan Rotterdam İslam Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.Ahmet Akgündüz heyecanlı konuşmasında, “Somuncu Baba’nın Aksaray’da mı, yoksa Darande’de mi olduğu belli olmamakla birlikte ruhaniyeti hiç şüphesiz buradadır” dedi. Akgündüz; “Somuncu Baba gibi değerlere sahip çıkan Aksaray Belediye Başkanımıza teşekkür ediyorum. Somuncu Baba Külliye ve Cami projesi de gerçekten çok güzel olmuş ve bu çalışmada emeği geçenlere ayrıca teşekkür ediyorum. Yalnız sizin bir baba ve dede çıkartmanız lazım. O zaman Somuncu Baba’ya sahip çıkmanız daya iyi ve kolay olur. Bizim yaptığımız ve 2500 civarındaki belgelerde Somuncu Baba’nın Bursa Ulu Cami açılışının ardından Aksaray’a geldiği görünmektedir. Hatta Osmanlı arşivlerinde de bunlar açıkça ifade edilmiş. Ayrıca belgeler içinde Somuncu Baba’nın şeceresinde açıkça gözüküyor ki çocuklarının bir kısmı burada bulunuyor. Somuncu Baba bir güneş ve bu güneşten kopan bir yıldız olan Yusuf Hakiki Baba Aksaray’da bulunuyor. Somunca Baba döneminin kutbudur. Somuncu Baba şeceresinde torunları Aksaray’da Sadi Somuncuoğlu’na kadar uzanıyor” dedi. Akgündüz’ün konuşması sonunda Somuncu Baba’nın soyundan geldiğini söyleyen Zuhal Güzel itiraz etti. Ancak Akgündüz itirazı dikkate almadı ve kitabında bahsettiğini söyledi. Görüştüğüm İbrahim ve İbrahim Güzel çifti Akgündüz’ün kendilerinden Somuncu Baba ile ilgili gerçek belgeleri geçmiş yıllarda aldığını ve bu aileden hiç bahsetmemsi kendilerini son derece üzdüğünü belirttiler. Ayrıca Zuhal Güzel bir başka iddiası da Sadi Somuncuoğlu’nun Somuncu Baba soyundan gelmediğini söyledi. Ancak bu iddiayı doğrulayan başka bir bilgi ve belgeye de ulaşamadım. Güzel’ler ailesinin Somuncu Baba’nın mezarının hemen yanında büyüklerinin mezarı var ve bunlar Somuncu Baba’nın aile efradı olarak geçiyor. Bu da gösteriyor ki Güzel’ler Somuncu Baba’nın soyundan gelen ve neslini de takip eden en önemli kollardan biridir. Aksaray Belediye Başkan Nevzat Palta Aksaray Belediye Başkanı Nevzat Palta, dinamik, iyi ve düzgün iletişim kuran bir kimse. Misafirleriyle tek tek ve yakından ilgilendi. Sempozyum boyunca konuşmaların hepsini dikkatli bir şekilde izledi ve not aldı. Somuncu Baba külliye projesi hakkında bilgiler verirken projenin kısa süre içinde tamamlanacağını ifade etti. Somuncu Baba’nın çok büyük bir değer olduğunu ifade eden Başkan Nevzat Palta, “Hocalarımız tarihin düştüğü notlar doğrultusunda bugün bize Somuncu baba’yı anlatıyorlar. Biz bu değerimizi gelecek nesillerimize en iyi şekilde anlatmalı, onun nasıl biri olduğunu göstermeli ve nesillerimizin Somuncu Baba örneğini en iyi şekilde anlamasını sağlamalıyız.”dedi. Aksaray Üniversitesi Rektörü Mustafa Acar; “Beklide bizlerin günlerce konuşsak anlatamayacağız gerçekleri onlar birkaç cümlede çok iyi anlatabiliyorlar. Somuncu Baba gibi değerleri iyi anlamalı ondan kendimize örnekler alabilmeliyiz.”dedi. Devlet Eski Bakanı Sadi Somuncuoğlu ise yaptığı konuşmada; “Öncelikle Değerli Belediye Başkanımıza teşekkür etmek istiyorum. Hakikaten Somuncu Babanın külliyesinde kolları sıvamıştır. Ve Somuncu Babanın büyük oğlu Yusuf Hakiki Babanın perişanlık içerisinde olan türbesini aslına uygun olarak yeniden imar ederek adeta gelecek asırlara emanet etmiştir. İkincisi Yusuf Hakiki Babanın muhabbetnamesini yayınlamıştır. Buda çok önemli bir hizmet olarak fikir kültür hayatımıza yapılmış bir hediyedir. Ayrıca yine belediye başkanımıza bir teşekkür daha ediyorum. Bu sempozyumu uluslar arası bir bilimsel temelde başlatmış olmasıdır. Bu hizmetler paha biçilmez ve kalıcı hizmet olduğu için huzurunuzda teşekkür ediyorum. Bu arada temennim şu bu başlangıç burada kalmamalı valiliğimiz, belediyemiz, üniversitemiz öncülüğünde el ele vererek bu birlikteliği sürdürmeli. İşadamlarımız, meslek gruplarımız, basın kuruluşlarımız, konuyla ilgilenen Aksaray dışındaki bütün bilim adamlarımız bu konuyu halka mal oluncaya kadar halkta böyle bir bilincin doğmasına kadar sürdürmelidir. Halka mal olduğu an işte o diriliş dediğimiz safhanın içine girmiş olacağız ki halk zaten onu yürütecektir.”dedi. Milletvekili Ruhi Açıkgöz konuşmasında Somuncu Baba’nın çok önemli bir değer olduğunu ve yapılan projenin çok önemli olduğunu belirterek, Somuncu Baba’nın tüm insanlığa en iyi şekilde anlatılması ve onun sözlerinin herkese örnek olması gerektiğini ifade etti. Aksaray’ın kitap aşağı valisi Orhan Alimoğlu kültür ve sanat etkinlikleriyle çok yakından ilgilenen aydın bir insan. Kısa zamanda Aksaray’a çok güzel bir kütüphane kurmuş. Kitaba ve okumaya özel önem veriyor ve il dâhilinde bunu daha da yaygınlaştırmış. Yaptığı kültür, kitap ve sanat için diğer illerimize örnek olacak şekilde çalışıyor Alimoğlu. Vali Orhan Alimoğlu yaptığı açılık konuşmasında; “Eskisini anlamayanın, iyi bir yenisi olamıyor. Çağımızda depresyon, stres, bunalım tabirleri çok kullanılıyor. Ruh sağlığı merkezlerine ihtiyaçlarımız artıyor. Bu işleri bilen büyüklerimizi bizim bilmeye ihtiyacımız var. Bu sempozyum çok isabetli bir çalışma olmuştur’’ dedi. Somuncu Baba hepimizin bir değeri, ona sahip çıkmalı örnek almalıyız. Bu tür etkinlikler yapılan projeler gelecek nesillere bu örnek insanların aktarılmasını sağlayacaktır. Onları her yönüyle örnek almalıyız.”dedi. Prof.Dr. Hasan Kamil Yılmaz: Model Bir Veli Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz, Somuncu Baba’nın her yönüyle örnek alınması, değer verilmesi gereken bir kişilik, veli olduğunu belirterek Aksaray’ın bu değerine sahip çıkması önemli olduğunu vurguladı. Diyanet İşleri Başkan Vekili Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz da, “Devletlerin gündemini işgal eden, toplum bilimleri ile uğraşan insanların gündemini işgal eden, öteki ile mücadele ve ötekileştirme kavramının gündemimizden düşmesi, paylaşmayı birlikte yaşamayı öğrenmemiz açısından Somuncu Baba’nın yeniden okunması, yeniden algılanması ve o yolun devamı olan şahsiyetlerin hayatlarının düşünce ve fikirlerinin yeniden gündeme taşınması çok önemli’’ dedi. İnsanlık tarihinin en büyük problemlerinden birisinin insanların birbirlerini ‘‘önce ötekileştirmesi’’ olduğuna dikkati çeken Yılmaz, bununla başlayan problemin, öteki ile birlikte yaşayamama, ötekini yok etme şeklinde gelişerek, dünyada medeniyetler savaşına kadar sebebiyet vermiş bir hadise olduğunu belirtti. Yılmaz, şunları kaydetti: ‘‘(Somuncu Baba) Şam da ve Anadolu’nun pek çok medreselerinde çok iyi bir İslami ilimler tahsili yapmış ve maneviyatta hem sıddıki hem haydari geleneğini birleştirmiş olmasına rağmen kendisini asla öne çıkarmayan, meçhul kalmayı tercih eden tavrı ile daha sonra halkın gönüllerinde bu özelliğiyle taht kurmuştu. Daha sonra Sempozyuma geçildi. Sempozyumun ilk oturumunda Prof. Dr. Ahmet Akgündüz, Prof. Dr. Cihan Okuyucu, Prof. Dr. Turan Koç ve Prof. Dr. Mehmet Akkuş Somuncu Baba ile ilgili geniş bilgiler verirken Osmanlı arşivlerinden de detaylı bilgi sundular. ‘Ak Saray’ın yerinin bugün bilinmediğini ve buranın behemehâl bulunmasının gerektiğini vurgulayan Şair-Yazar Muhsin İlyas Subaşı bir de ikazda bulundu; “ Somuncu Babayı anıyorsunuz, vilayetin ve Belediyenin sitelerine girdim en ufak bir bilgi yok. Benim yazdığım bilginin altına da uydurma bilgiler diye yazan da bir Aksaraylı. II. Kılıçaslan tarafından yaptırılan Aksaray her yönüyle tam bir Türk-İslam şehridir” dedi. Yrd. Doç. Dr. Nevzat Topal’ın konuşması içinde tırnak içine alınacak şu cümlesi çok önemli idi; “Aksaray gibi bir şehrin Osmanlı döneminde geçmesi ile Aksaray Osmanlı yönetiminde önemli görev aldığını gösteriyor” derken bir gerçeği öğrenmiş bulunmaktayız. Azerbaycan’dan gelen Dr. Namık Musalı konuşmasının nerede ise tamamına yakınını Ahmet Akgündüz’e cevap vererek tamamladı. Çok genç ve heyecanlı olan bu hoca “keşke Akgündüz burada olsa idi” derken ona çok içerlemiş bazı tarihi olayları saptırdığını iddia etti. Bendeniz de genç ve heyecanlı akademisyen Dr. Kardeşime eleştirilerini e-mail yoluyla Akgündüz hocaya iletmesi gerektiğini buradan olmayan ve savunma hakkı bulunmayan bir kişinin arkasından konuşmanın ve sözlerini yorumlamanın doğru olmayacağını söyledim. Somuncu Baba’nın Eğitim Metodu Bendenizde “Somuncu Baba’nın Eğitim Metodu” konulu tebliğimde;“Bugün insanlığın manevi boşluktadır. Somuncu Baba ve benzerleri dönemlerinde önemli boşluğu doldurarak birlik ve beraberliği gerçekleştirmişlerdir. Bugün Amerika’da Mevlana kürsüsü açılıyor, nedeni ise buradaki manevi boşluğu doldurmak ve insanların İslam’a girişini kolaylaştırmak içindir.” Yrd. Doç. Dr. Ramazan Topdemir konuşmalarında; “Somuncu Baba ya ait 6 tekke 5 türbe bulunmaktadır. Bunun ekserisi Aksaray’dadır. Mesela Şeyh Gaz nevi, Şeyh Hamza ve Şeyh Hamid gibi türbeler” dedi. Bir hatırlatma yapayım, veliler, büyük zatlar yani şeyh dediğimiz mübarek zatlar. Tekke, türbe ve tarikat kurmamışlardır. Onları takip eden talebe ve yakınları vefatlarından sonra kurmuşlardır. Bütün âlimlerin hayatına bakarsanız bunu görürsünüz.” Yrd. Doç. Dr. Mustafa Gümüşsoy ise; “ Somuncu Babanın mezarı Aksaray’dadır, Aksaray da tasavvufla ilgili çok ders vermiştir. Menakıbı Akşemseddin de bu konuda açık ve net bilgiler vardır, onun için Somuncu Baba buradadır” dedi. Değerlendirme oturumunda herkesi coşturan bir etkili konuşma yapan Prof. Dr. Bilal Kemikli, “İlk defa bir sempozyumda Vali, Milletvekili, Belediye Başkanı, Rektör ve katılımcının bulunduğu bir sempozyum yaşadık. Çok verimli ve bereketli bir sempozyum oldu. İlk defa geniş bir ve teferruatlı bir sempozyumu başarılı bulduğumu ve eksik gedik aramanın bir manası olmadığı kanaatindeyim. Tavsiyenin dışında tenkit olmaz. Şahsen ben büyük keyif aldım ve tüm emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Eğer bu çalışmalarımızı dünyaya duyuracaksak ve medyada yer alacaksak, inanç turizminin kapısını da aralayacaksak birkaç yazarçizer ve ulusal televizyonu da bilim adamlarının içine katmamız lazım” dedi. Prof.Dr.Erdoğan Boz tarafından doktora tezi çalışması Aksaray Valiliği tarafından “Yusuf Hakiki Baba Divanı” neşredildi. Şimdi ise Aksaray Belediyesi tarafından neşredilen“Yusuf Hakiki Baba Divanı’ndan Seçmeler, Prof.Dr.Erdoğan Boz, Yusuf Hakiki Baba Sevgi Yolu kitabı, Doç.Dr.Ali Çavuşoğlu, Kültür ve zihniyet Doç.Dr.Ali Çavuşoğlu, Mahabbet-Nama isimli kitap ise Doç.Dr.Ali Çavuşoğlu tarafından hazırlanmış. Bu çalışmalar çok faydalı ve bir o kadarda önemlidir. Yrd.Doç.Dr.Ömer Solak ve Dr.Emek Üşenmez tarafından kaleme alınan ve belediyeye teklif edilen kitaplarda neşredilmelidir. Bendeniz de gerek valiye ve gerekse belediye başkanına “Aksaraylı Meşhurlar” isimli bir kitap çalışması önerdim. Önerilen bu çalışmalarında dikkate alınması ve en kısa zamanda hayata geçirilmesi temenni ediyorum. Şeyh Hamid-i Veli: Somunca Baba Asıl adı Hamid Hamidüddin olan, Somuncu Baba olarak da bilinen Şeyh Hamid-i Veli Hazretleri, Osmanlı Padişahı Yıldırım Bayezid Han zamanında yaşamıştır. Miladi 1331 tarihinde Kayseri’nin Akçakaya köyünde doğmuştur. Anadolu’yu manevi fetih için gelen Horasan erenlerinden Şemseddin Musa Kayseri’nin oğludur. Soyu Peygamber Efendimiz (s.a.s)’e ulaşır, 24. kuşaktan torunu olan bir seyittir. Şeyh Hamid-i Veli Hazretleri ilk tahsilini babası Şemseddin Musa Kayseri’den almıştır. Bilge kişiliği olan Şeyh Hamid-i Veli Hazretleri, ilim alanındaki çalışmalarını Şam, Tebriz ve Erdebil’de sürdürmüştür. Alaaddin Erdebili’den ve Bayezid-i Bistami’nin ruhaniyetinden manevi terbiye almıştır. Dini ve dünyevi ilimlerle ilgili icazet alarak, irşat vazifesi için Anadolu’ya dönmüş Bursa’ya yerleşmiştir. Bursa’da çilehanesinin yanında yaptırdığı ekmek fırınında somun pişirip çarşı pazar dolaşarak “Somunlar Müminler” nidasıyla insanlara ekmek dağıtmıştır. Bu sebeple Şeyh Hamid-i Veli Hazretleri, Somuncu Baba ve Ekmekçi Koca olarak da tanınmıştır. Zamanın Padişahı Yıldırım Beyazıd Han Niğbolu zaferini kazanınca Allah’a şükür nişanesi olarak Bursa Ulu Camiini yaptırmıştır. Ulu Cami’nin açılış hutbesini Şeyh Hamid-i Veli Hazretleri okumuş, hutbede Fatiha Suresini yedi farklı şekilde yorumlamıştır. Bu olağanüstü hutbeyi dinleyen cemaat Şeyh Hamid-i Veli Hazretlerine büyük bir teveccüh ve tazim göstermiştir. Manevi kişiliği ve bilgelik yönü ortaya çıkan Şeyh Hamid-i Veli Hazretleri şöhretten korktuğu için talebeleriyle birlikte Bursa’dan ayrılarak Aksaray’a gelmiştir. Aksaray’da Hacı Bayramı Veli Hazretlerini dünyaya ve ahirete ait ilimlerde eğiterek yetiştirmiş, irşat vazifesi için Ankara’ya görevlendirmiştir. Şeyh Hamid-i Veli Hazretleri, 1412 (h. 815) tarihinde vefat etmiştir. Somuncu Baba Hazretleri ve en meşhur talebesi Hacı Bayram Veli’nin Osmanlı Devletinde yeni Anadolu ve Rumeli üzerinde çok büyük etkileri vardır. Osmanlı kültürünü etkileyen bu önemli simaların hizmetlerini ve kültürümüze katkılarını anlamak için yetiştirmiş oldukları bazı isimleri zikretmemiz gerekir. Böylece kültürümüz için ne kadar önemli olduklarını ve büyük değerler ifade ettiklerini anlamaya çalışabiliriz. Somuncu Baba Hazretlerinin günümüze kadar gelen uzantıları ve yansımaları o kadar mükemmel ki Anadolu’nun her köşesinde bir parçasını bulmak ve yüreklerde hissetmek mümkündür. Âlim ve tasavvuf ehli kimseler üzerinde emeği ve etkisi bulunan Somuncu Baba Hazretleri için kültürümüzün temel taşıdır diyebiliriz. ‘Keşke kabri görme imkânımız olsa’ Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Eğitimi Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Mustafa Tatcı, Somuncu Baba’nın Aksaray veya Darende’de bulunduğu ve bu iki yerden birinde metfun (gömülü) olduğu ile ilgili tarihi belge aranmaması gerektiğini ifade ederek, “Somuncu Baba’nın mezarı nerede? Restorasyon gibi bir vesile olsa da ucundan kenarından cesedi görme imkânı olsa. Böyle bir imkân olursa bakıldığında hangi ceset çürümediyse Somuncu Baba O, tarihi belge aramayın” dedi. Tatcı, İbrahim Has’ın “Tezkiretül-Has” adlı eserinde kesin bir dille Somuncu Baba’nın kabri şeriflerinin Aksaray’da olduğunun belirtildiğini dile getirerek, “Diriyiz daim ölmeyiz, karanlıklarda kalmayız çürüyüp toprak olmayız. Bize leylü Nehar olmaz, leylü Nehar gece gündüz demektir’ Somuncu Baba’nın bu sözü üzerinde bile günlerce konuşabiliriz. 1751 yılında yazılan Tezkiretül-Has adlı eserde Somuncu Baba’nın Bursa’da Beyazıt Han Camii’nin açılış vaazından sonra büyük bir zat oluşunun ifşa olması üzerine Bursa’yı terk ederek Aksaray’a yerleştiği, burada irşat çalışmalarının yanı sıra ziraatla meşgul olduğu belirtilmektedir. Bu sempozyumda ilk defa açıkladığımız kaynak bilgisi ile Somuncu Baba’nın Aksaray’a geldiğini ve kabri şeriflerinin de burada olduğunu tespit etmiş oluyoruz” diye konuştu. Tatcı ayrıca kaynak eserde Somuncu Baba’nın Darende’de bulunması ile ilgili herhangi bir bilgiye yer verilmediğini belirtti. Sempozyuma beş kişilik heyette kardeş ülke Azerbaycan gelen akademisyenler ilgi odağı oldu. Bunun yanında Yemen ve İran’dan da birer katılımcı vardı. Türkiye’nin farklı üniversitelerinden otuz civarında bilim ve fikir adamı iştirak etti. Dilek ve Temenni Daha önce Darende’de yapılan Somuncu Baba etkinliklerine katılıp bildiri sunmuştur. Darende’de yapılan etkinliklerde Somunca Baba, Hulusi Efendi’nin gölgesinde kalıyor. Aksaray’da ise merhum oğlu Yusuf Hakiki Baba’nın gölgesinde kaldı. Bu da hazretin yine kendini gizlediğine açık bir delil olarak görülebilir. Nihayetinde her iki kimsede ondan neşet ettiğine göre dolaylı olarak gizli bir O anlatılıyor demektir. Somuncu Baba ve kültür çevresinde olan kişilerin, düşünce ve uygulamalarıyla maddî ve manevî yaşamın çeşitli boyutlarına getirdikleri anlayış ve algılamaların incelenmesi; yazılı ve sözlü kültürde zamanımıza kadar gelen değerlerin bize ne söyleyebileceği, bizim onlardan ne anlamamız gerektiği gibi konuların araştırılması gayesiyle organize edilen sempozyum büyük oranda amacına ulaşmış ve başarılı olmuştur. İnşallah devamı gelir ve geleneksel hal alır. Önerim belediye tarafından sempozyum öncesi daha fazla tanıtımla halk dahil edilmelidir. Akşamlar halk konseri, Türk Tasavvuf müziği ziyafeti ve halka yemek gibi etkinlikler yapılabilir. Gece fener alayı ve temsili gösteriler yapılabilir. Yurtdışından katılım daha fazla olursa tanıtım daha etkili yapılmış olur. Bu tür etkinlik sadece belediyenin sırtına yüklenmemelidir, Aksaraylı hamiyetperver iş adamlarımız da yardımcı olmalıdır. Misafirler Ağaçlı tesisi yerine otantik şehir içinde tarihi yerde misafir edilirse kanaatimce daha hoş olur. Misafirlere yöresel yemekler ikram edilmelidir. Ağaçlı tesislerinde standart ve rutin yemeklerden gelen misafirlerin şikâyetçi olduklarına kulak misafiri oldum. Yine sempozyum esnasında her program bitiminde bir yer gezilebilir. Bunun içine Ihlara vadisi ve Sultanhanı de dâhil edilebilir. Devlet büyükleri de sempozyuma en az bakan seviyesinde önceden kulis yapılarak getirilmelidir. İlk olunca bazı acemilikler kabul edilebilir. Ancak bundan sonra daha profesyonel yapılmalıdır. Konuklara musiki eşliğinde sadecileştirilmiş Yusuf Hakiki Baba Divanı’ndan parçalar okunabilir, Mesnevi’den okunduğu gibi. Fatih Üniversitesi’nde içinde bulunduğu Büyükçekmece’nin nüfusuna denk olan Aksaray şehrimiz bu tür ilmi ve kültürel etkinlikle gündeme gelmesi sağlanmalı ve Aksaray’ın Anadolu’nun bir kültür ve sanat şehri hüviyeti için gayret edilmelidir. Şair ve yazar Muhsin İlyas Şubaşı’nın dediği gibi Aksaray tam anlamıyla bir Türk ve İslam şehri olarak kurulmuştur. Bu yapısını büyük ölçüde bugün de korumaktadır. Sempozyuma Türkiye’nin daha farklı üniversitelerinden hocaların gelmesi sağlanmalı ve bunun içinde ilmi heyetin daha önceden çalışması sağlanmalıdır. Somunca Baba CD’si en güzel şekilde yapılmalıdır. Sempozyumun İstanbul ayağı olmalı ve bu ihmal edilmemelidir. Teşekkürler… Uluslar arası Somuncu Baba ve Kültür Çevresi Sempozyumunu başarılı bir gerçekleştirmede emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Başta Aksaray Valisi Orhan Alimoğlu olmak üzere, Aksaray Belediye Başkanı Nevzat Palta, Aksaray milletvekilleri, Alirıza Alaboyun, Ruhi Açıkgöz, ve İlknur İnceöz’e, Somuncu Baba Cami Yaptırma ve Yaşatma, Ervahı Koruma Derneği yönetici ve muhiplerine, Devlet Eski Bakanı Sadi Somuncuoğlu’na, Aksaray Üniversitesi Rektörü Mustafa Acar’a, Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ali Öztürk’e, Ticaret Borsası Başkanı Kemal Gümüşsoy’a, Esnaf ve Sanatkarlar Odalar Birliği Başkanı Doğan Ceylan’a, AGİAD Başkanı Reha Güven’e, MÜSİAD Başkanı Zeki Kalya’ya, Sosyal Program Sorumlusu Hüseyin Altınsoy’a, Prof. Dr. Ahmet Akgündüz’e, Prof.Dr.Cihan Okuyucu’ya, Prof. Dr. Erdoğan Boz’a, Prof. Dr. Bilal Kemikli’ye, Doç. Dr. Ali Çavuşoğlu’na ve isimlerini sayamadığım diğer hizmetkarlara ayrı ayrı teşekkür ediyorum.