“Evet Erol Bey anılarını yazdı. Hem de çok ayrıntılı bir şekilde yazdı. Fakat o anılar, o yazıldığı şekliyle yayınlasaydı, büyük sarsıntılara neden olabilirdi. Erol Bey, onca zaman büyük emekler vererek yazdığı o anıları şöminede yaktı. Pişman olur da yeniden yazar mı, bilmiyorum.”

M. KEMAL SALLI

"Erol Simavi, iş insanı Kadir Has'ın eşi Rezzan Germirli'nin teyzesinin kızı, yalı komşuları Yağcıgiller'in torunu Emine Belma Başar evlendi" (1953)

“Hürriyet gazetesinin eski sahibi Erol Simavi’nin eşi Belma Simavi dün başta basın ve iş dünyası olmak üzere her kesimden geniş katılımlı bir törenle son yolculuğuna uğurlandı.

Hürriyet gazetesinin kurucusu merhum Sedat Simavi’nin gelini, merhum Erol Simavi’nin eşi Belma Simavi (89), bir süredir KOAH tedavisi görüyordu. Cuma günü hayatını kaybeden Belma Simavi için dün Kanlıca’daki İskenderpaşa Camisi’nde öğle vakti Cenaze töreni düzenlendi. Törende taziyeleri Belma Simavi’nin oğlu Sedat Simavi ve yakınları kabul etti. Erol Simavi’nin Londra’da tedavi gören ağabeyi 97 yaşındaki Haldun Simavi törene katılamadı.

Erol Simavi 7 yıl önceki vefatının ardından aynı camide düzenlenen törenle Kanlıca Mezarlığı’nda son yolculuğuna uğurlanmıştı. Belma Simavi de öğle vakti kılınan cenaze namazının ardından Erol Bey’in yanı başında toprağa verildi. 

Cenaze törenine Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay, eşi Lidya Yapı A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Kıvanç Oktay, Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan, Rahmi Koç, Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Koç, Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç, Boyner Holding Yönetim Kurulu Başkanı Cem Boyner ve eşi Ümit Boyner, Hürriyet yazarı, tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı, merhum Mustafa Koç’un eşi Caroline Koç, Eşref Cerrahoğlu, Nilgün Soner, Berna Yılmaz, Faruk Süren, Türker İnanoğlu ve Hüner Kırdar’ın da arasında olduğu çok sayıda kişi katıldı.” (Mayıs 2022)

İKİ HABER ARASINDA YAŞANANLAR

Hürriyet gazetesinin kurucusu Sedat Simavi’nin oğlu ve Hürriyet’in eski sahiplerinden Erol Simavi’nin yalı komşusunun kızı Emine Belma Başar ile evlendiğini duyuran haber (1953) ile Belma Simavi’nin son yolculuğuna uğurlandığını duyuran haber  (Mayıs 2022) arasında yaşananlar,  yalnızca Simavi ailesinin değil, Türkiye’nin ayrıntılarıyla bilinmesi ve “Biz nerde, ne hatalar yapmışız?” sorgulamasıyla irdelenmesi gereken bir dönemidir. 

Ne yazık ki o dönemde Bab-ı Ali kulislerinde yaşananlara ve Bab-ı Ali patronlarının özel yaşamlarına ilişkin pek fazla yazılı kaynak yok elimizde. Gizli bir centilmenlik anlaşmasının kuralları hakimdi basın mahallesinde; gazete patronlarının özel hayatları pek dillendiril(e)mezdi.. O dönemi anlatan kitaplarda da, dedikodu kazanlarını kaynatacak, “Vay be neler yaşanmış!” dedirtecek kadar ayrıntılı bilgi ve belge yoktur. Pekçok anı, yaşayanların hafızalarında ebediyete göç edip gidecektir. 

Türkiye’nin çok önemli bir döneminin hikayesi olan Simavilerin o döneminde yaşananlarla ilgili en derli toplu kaynaklardan biri, İrem Barutçu’nun Simavi ailesini inceleyen "Babıali Tanrıları Simavi Ailesi" adlı kitabıdır. 

İrem Barutçu kitabın yazılış hikayesini anlatırken şöyle diyor: 

“Belma Simavi, Hürriyet gazetesi çalışanlarının hitap şekliyle ‘Patroniçe’, Hürriyet gazetesi ve Erol Simavi denildiğinde, asli bir karakter olarak karşımıza çıkar. Hürriyet gazetesini ve Simavi ailesinin üç kuşak öyküsünü irdelediğim, ‘Babıali Tanrıları Simavi Ailesi’ adlı kitabımın röportajları sırasında aldığım izlenimim şudur: Hürriyet çalışanları, Belma Simavi’yi, zor günlerde Hürriyet’in arkasında duran kişi olarak değerlendirir, bu açıdan takdir ve sevgiyle anar.

Belma Simavi, Erol Bey’in ‘vazgeçip’ basından çıkmaya hazırlandığı dönemde dahi Hürriyet’i sahiplenen kişi olmaya devam eder. Gazetesinin satılmasına gönlü razı değildir. Hürriyet’i, kayınpederi Sedat Simavi’nin mirası olarak görmüş ve yaşatmak adına fedakarlıktan kaçınmamıştır. 

60’ların sonunda, Hürriyet’in mali bir sıkıntısında, Erol Simavi’nin haberi olmaksızın tüm mücevherlerini getirip, “Alın bunları kullanın ve bu sıkıntıyı bunlarla aşın!” dediği bilinir. Gazetenin yöneticileri ve yazı işleriyle daima yakın temas halindedir. 

(…) Unutmamalı ki Belma Hanım, gazetenin iki veliahdının da annesidir. Erol Simavi’ye iki erkek çocuk vermiştir. Ne var ki Erol Simavi’nin gerek özel hayatında gerekse iş ilişkilerinde kurmuş olduğu ‘karmaşık’ yapı, onu Erol Bey’in hayatını ve çevresinde dönen olayları dikkatle izlemeye sevk etmiştir.”

İrem Barutçu, Belma Simavi’nin vefatı dolayısıyla sorulan soruları ve kitabının yazılış hikayesini anlatırken, Gönül Yazar ve Erol Simavi ilişkisine değiniyor ve Belma Simavi’nin başlangıçta bu ilişkiye çok sert tepki verdiğini tanıkların anlatımıyla yansıtırken çok ilginç bir Belma Simavi portresi çiziyor. Belma Simavi’nin vefat haberini de, Gönül Yazar’ın duyurduğunu söyleyen Barutçu, Simavi ailesini inceleyen "Babıali Tanrıları Simavi Ailesi" adlı kitabında, bir dönem Türkiye’sini Bab-ı Ali kulislerinde yaşananları çok az bilinenlerle anlatıyor. 

Başlangıçta “‘Babıali Tanrıları Simavi Ailesi’ adlı çalışmasına, ‘unauthorized’, hikayesi yazılan aileden izin almaksızın özgürce, gazetecilik saiki ile” başladığını söyleyen İrem Barutçu, “Belli bir aşamada Belma Simavi ile de görüşme ihtiyacı duydum. Kendisini aradım. İlginçtir; Belma Hanım adına konuştuğunu ve onun mesajını ilettiğini söyleyen kişi, ‘Bizden izin almadan ne cüretle bu kitabı yazarsınız!’ diyordu bana. Bu tepki karşısında ilk anda şaşırdım elbette. Çünkü karşımdaki gazeteci bir aile idi!  Ancak yayımlanmasının ardından kitabımı ilgiyle okuduğu, ortak tanıdıklarımız tarafından bana aktarıldı” diyor.

ŞÖMİNEDE YAKILAN ANILAR

İrem Barutçu’nun kitabının yazılış hikayesini okurken Belma Simavi’nin, Bab-ı Ali’nin efsane patronlarından Erol Simavi’nin anılarına ilişkin söylediklerini anımsadım. Belma Simavi ile, Gazeteciler Cemyeti’nin kendisine ödül verilmesi dolayıyla düzenlediği bir etkinlikte konuşurken, İsviçre’de yaşamakta olan Erol Simavi’nin zamanını nasıl geçirdiğini, anılarını yazıp yazmadığını da sormuştum. 

Sorumu büyük bir samimiyetle cevaplayan Belma Hanım, “Evet Erol Bey anılarını yazdı. Hem de çok ayrıntılı bir şekilde yazdı. Fakat o anılar, o yazıldığı şekliyle yayınlasaydı, büyük sarsıntılara neden olabilirdi. Erol Bey, onca zaman büyük emekler vererek yazdığı o anıları şöminede yaktı. Pişman olur da yeniden yazar mı, bilmiyorum” demişti. 

Erol Simavi anılarını yeniden yazmış mıdır, bilmiyorum, ama Belma Simavi’nin kendi anılarını yazdığı konuşuluyordu. Belma Simavi anılarını yazmışsa, yayınlanmasa bile mutlaka korunmalıdır. Çünkü onlar yalnızca anı değil, yakın dönem Türkiye tarihidir. 

“Hürriyet’in kurucusu Sedat Simavi’nin bütün mektuplarından karikatürlerine varıncaya kadar pekçok malzemeyi topladı, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’ne verdi” diyen Hürriyet’in değerli hafızası Doğan Hızlan’ın bu konuyla yakından ilgilendiğine inanıyoruz. 

 “Bizim tertipten” Ertuğrul Özkök, bu konuda çok değerli bir kaynak eser yayınlayabilir, düşüncesindeyim. 

“Patronçe” Belma Simavi’ye Allah’tan rahmet diliyorum. 

…………………YAKINLARININ SÖZLERİYLE BELMA SİMAVİ………………..

'HÜRRİYET AİLESİ'NİN ANNESİYDİ'

Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay, aileye başsağlığı dilerken “Belma Hanım bizim aile büyüğümüzdü. Sevgili babamın, annemin çok hürmetli yaklaştığı, bizlerin çok sevdiği bir insandı. Hürriyet Ailesi’nin annesiydi kendisi. Sevgiyle, hürmetle hep anacağız, yadedeceğiz kendisini” dedi.

'HEMEN YARDIMA KOŞARDI'

* Rahmi Koç: “Bir devir kapandı. Çok aziz dostumuzdu, çok değişik bir insandı. Kimse hakkında fena söylemezdi. Dedikodusu yoktu. İkram ederdi, çok iyi bir insandı.”

GÜLE GÜLE BELMA HANIM

* İlber Ortaylı: “Çok uzun değil, 25 yıldır tanışıyorduk. Son derece açık, ve dost biriydi. İnsanların başını kendi dertleriyle ağrıtmamaya çalışan ama dert dinleyen, eli açık, çok sadık bir dosttu. En mühimi her şartta, sen iyiyken dost değil kötü zamanda dost olan biriydi. Çok özlenecek. İstanbul’un en İstanbullularından biriydi.”

“BÜTÜN İNSANLARI SEVERDİ”

* Eşref Cerrahoğlu: “Benim ve eşimin halasıydı. Halalıktan çok daha ileri, bize hayat boyu iyi bir arkadaş ve dost olarak davrandı. Ama çok daha önemlisi bütün insanları severdi. İnsanlara yardım etmeyi severdi. Onların sorunlarını çözmeye uğraşırdı. Ve en büyük özelliği de, Belma Hanım’a bir sır söylediğiniz zaman o sırrı asla ve asla hiç kimseye söylemezdi. Dolayısıyla da bütün dostları ona itimat etti. Mekanı Cennet olsun diyorum.”