Sokaklar tanıklık eder her şeye

Umuda
Hayale
Düne
Bugüne
Çocuğa
Kadına
İnsana
Sokaklar tanıklık eder hayata yaşanmışlığa…

Bir gök ki yağmur yağmur ağlıyor sokaklara. Kaldırımlar gölet, ışıklı vitrinler yağmurdan leke, herkesten bir özlemi ağlıyor adeta gökyüzü sokakları yalarcasına.
Yağmur bir yaşlı çocuk gibi sağnak sağnak savruldukça, evlerin camlarında yüzlerce konuşan damla sesleri kötülükleri temizleyecek sanıyor insan.
Daracık kaldırımlara sinen birkaç kedi isyanla miyavladıkça, yüreğim ürperiyor. Zamanımız nasılda pahalı öyle. Egomuzu ağzımızda çiğneyip duruyor durmadan. Mangalda kül bırakmıyor, icraata gelince bin türlü bahanelere sığınıyoruz. Zamanın efsununa öylesine kapılmışız ki, bakıyoruz sadece görmeyi teğet geçiyoruz.
Hazır olanı yaşamayı ne çok seviyoruz. Çaba sarf etmeden, içtenlikten uzak, sevgiden saygıdan uzak. Alışverişe dönmüş anlamak istediğimiz ne varsa.
Sokaklar ve yağmur diyordum evet. Saatime bakıyorum bilinçsiz tik taklarla bulutlardan bunalmışçasına hızla ilerliyor. Gökyüzü mavisini akıtmış gri bir sise dönüşmüş gibi. Avuçlarımda kalbimden yükselen dualarla izliyorum yağmurun şiddetini gök gürlemesi veryansınında.
Köşe başında gurbet duruşlu çiçekçi kadının elleri oluyorum bir an. Yüzünü yağmurdan uzak tutan bilinci, ekmek kaygısı biraz da. Hüznün kalbine dokunuyor gözlerim bu zamanlarda.
Mutsuzluğun günahı var mıdır? Diyorum sessizce!
Derken;
Vitrinin ardından yağmuru izleyen lokantacının gözleriyim. Çaresizce gelen gidene bakan. Upuzun suskunluğum yani yutağıma dalgınlıklar dizilen.
Uzun bir caddenin ortasında ki ağaca sığının çocuğa takılıyor gözlerim. Çaresizliğini özümsemek ne kadar ağır geliyor bu zamanlarda. Ruhum ter içinde sessizce kalakalıyorum o ağacın altında.
Yüz karasıyız göğün çaresizlik hâsıl olunca.
Bir sokağa dünyayı sığdıran sessizlik faslındayım. Yağmurdan damlalar düşüyor kirpiklerim. Kime baksam kendine konuşuyor, frekansını fısıltıdan alımlayarak.

Bakıyoruz
Bakıyoruz
Sadece bakıyoruz, aklımızın ortasında ki suskuya inanıp susuyoruz sonra. Sokağın acısını küçümseyen ihanetler yutkunuyoruz. Susmak eylemi güç veriyor sanıp, yetiniyoruz bu acizlikle.
Mihrabı çalınmış bir dua gibi yoksul olmamalıydı vicdan. Ve ak kâğıda kederi vurgulamamalıydı insan.
Oysa
Yolcuydu insan, yağmur gölü sokaklarında dünyanın ve anlamaktan yorulan.
Ahir zaman güzellemesi…