Kuru bir ayaz arkasından iliklerimize kadar değen soğuk ile kara kış mevsiminde buluverdik yine kendimizi.

Her bir kış mevsiminde ruhum üşür düşüncelerim artar. 

Soğukla gelen yağış kalbime ağır vurur.Ayaz derin eser bıçak gibi saplanır sırtıma.

Kemiklerimin sızladığını hissederim,kış aylarında.

Üşüyen bedenim hemen aklıma düşürür;sokaktaki kimsesiz,evsiz çocukları.

Hani çoğumuzun;

’’İğrenç çocuk dediği görmezden geldiği hatta tekme tokat attığı o sokağın üşüyen çocukları.’’

Kendi çocuğunun konforlu yaşamıyla mutlu olan aynı yaslardaki sokak çocuğunu görmemesini istediğimiz,yakınlardan hızla kaçtığımız sokağın gözleri yaşlı çocukları.

Aslında yüreği buruk,unutulan sokağın çocukları o masum çocuklar da bizim.!

O üşüyen çocuklar bizim ayıbımız ama anlamazlıktan hep geliriz.

İnsanlığımız çoktan kara kışta boran oldu.Çoktan tipiye kapıldık.Çığ düştü aklımıza;insanlığımız dona kaldı.

İyi niyetli,iyi kalpli görünen biz insanların unuttuğu sokak çocukları bu kış mevsiminde yine üşüyorlar.

Yine yarınsız,yine köprü altlarında,yine evsizler…

Koşullarının acısıyla sokağa düşen kalbi temiz çocuklarımıza;

’’Bana ne.!Annesi babası düşünsün,yada kaderi böyleymiş’’ diyecek kadar acımasız olduk.

Yargısız infaz yapmayı beceri sayan biz insanların,insanlığı ise:kara kışta çıplak soğukta kalmış ama kimseler kabul etmiyor.

Hangi ara bu kadar vicdansız olduk?

Hangi ara bu denli bencil acımasız olduk?

O hangi zamandı;kardeşlik duygusundan yoksun büyütüldük?

Yoksa iyilik yapmanın acısını mı yaşayacak kadar yoksun kişiliklere sahip olduk?

Sanki bir sokak çocuğunun başını okşamanın suç olduğunu hisseder olduk.

Ya da o sokak çocuklarını‘’mutluluğumuzun kaybı’’gibi görüyoruz.

Hızla yanlarından uzaklaşmanın erdemli bir davranış olduğunu sanıyoruz.(!)

Hepimiz çıkarlarına şartlanmış ve otomatiğe bağlanmış hayat şeklimiz de iyilik yapmayı iptal etmiş durumdayız.

Bilemiyorum!

Şaşkınım,

Üzgünüm!

Sokaktaki üşüyen yavrularımıza hiç bir şey yapamıyorsak,eski kıyafetlerimizi yada çöpe atarken sevinç duyduğumuz o fazlalıklarımızı sokağın çocuklarına versek iyi olmaz mı?

İyilik yaptığında vicdan azabı yaşayacak kadar kendini kötü hissedenler de var.

Bu tarz insanlar var diye hepimiz mi duyarsız olalım?

Her birimiz insanlığımızı mı unutalım?

O vakit;insanlık adına sokakta üşüyen çocuklarımıza imkanlarımızdan minik ölçütleri ikram edelim.

Kış mevsiminde yağan yağmur ve kar altın da umutsuz kalan çocuklarımızı kalplerimizin ısısı ile ısıtalım.

Sokak çocuklarına varlığımızı,insanlığımızı hissettirelim.

Onlara bir damla vicdan gösterelim.

Sokak çocuklarımız merhametli bakışımızla mutlu olurken,bizlerde’’vicdanlı insan’’olmanın’’para kaybı’’olmayacağını bir daha öğrenmiş olalım.

Bir parça umut,sevgi dolu bakışlarla sokağın soğukta titreyen yavrularını ısıtalım mı,ne dersiniz.?