5 Eylül günü Afyon’da TSK’ne ait bir mühimmat deposunda meydana gelen patlama ile ikisi astsubay 25 Mehmetçiğin şehadeti PKK nın hain saldırıları ile adeta bunalan halkımızı adamakıllı sarstı. Yürekleri dağlayan bu elim olay iki haftadır enine boyuna tartışılıyor.
Niçin gece vakti çalışma yapıldığından tutun erlerin acemi olup olmadığına, bombaların teknik özelliklerinden mühimmat depolarının yapısına kadar olayın ayrıntıları masaya yatırılmaya başlandı. Tabii olay mahalline mümkün ve bir soruşturma sonucuna ulaşmak mümkün olamadığından bir anda çelişkili haberler ortalığı karıştırdı.
Ayrıca 25 Mehmetçiğin kaybı ve sivil asker 8 kişinin yaralanması yanında, civarda 150 kadar evde kaya ve demir parçalarının meydana getirdiği hasar ve deprem gibi algılanan sarsıntının yol açtığı olay her gün yeni yeni olaylar da doğuracak şekilde ilgi odağı oldu.
Ve tabii bu arada, gazete ve televizyonlarda da pek çoğu emekli asker olan yorumcuların eksik bilgilerle yaptıkları değerlendirmelerle toplumun her kesiminden yorumlar ve yakınmalar başladı. Olay hemen siyasi arenada da tartışılırken Sayın Kılıçdaroğlu’nun sabotaj olasılığını öne çıkarması yeni gelişmeleri de beraberinde getirdi.
Yıllar önce idi. Afganistan’da çalışmaların had safhada olduğu bir gün cep telefonumdan bir televizyonun canlı programı için arandım. Benden ısrarla Afganistan’daki olaylar konusunda görüş talebediliyordu. Yolda olduğumu, önümde bir harita bile olmadığını belirterek affımı dilemiştim. Daha sonraları da hazırlık zamanı olmayan hiç bir davete icabet etmedim.
Basının acil olaylar karşısında hemen bir bileni aramaya, görüşlerini almaya ve kamuoyunu bilgilendirmeye çalışması ne kadar doğalsa, bilgisine başvurulanların da hazırlık yapmaları o kadar gereklidir. Aksi takdirde yapılan hatalar bir türlü düzeltilememektedir.
Afyon’daki bu elim olayın tahkikatı esnasında bütün olasılıkların dikkate alınarak eğri veya doğru bir sonuca varılacağından kimsenin şüphesi olmamakla beraber doğru bir sonuca kısa sürede ulaşılması da önemlidir.
Sayın Kılıçdaroğlu oldukça kısa bir sürede, sabotaj olasılığını kesin bir kanaat gibi ifade etmiş ve bu kanaate de bazı emekli komutanlarla görüşüldükten sonra varıldığını açıklmıştır.
Bu açıklama görüşlerine itibar edilen emekli komutanların yeterli araştırma yapabilmiş olduklarını zımmen de olsa içermiyor mu?
Ne dersiniz?
                    
Not: Soruşturmayı yürüten askeri savcılık olayda terör ve sabotajla ilgili bir delil elde edilemediğini açıkladı. Siyasi arenada tartışma devam ediyor.