Aylar önceden başlayan Güneydoğu'ya asker sevkiyatı, basına yansıyan haliyle, sanki terörle mücadele değil de bir ülke işgal edilecekmiş gibi büyük boyutlara ulaşmıştı. Bu tür bir harekât, eylem yapılmasa dahi, milyarlarca liraya mal olmaktadır. Hele her gün, birkaç şehit haberi gelmesi, milletin sabrını iyice taşırmaktadır. "Bahar harekâtı" adıyla başlatılan bu operasyonlar maalesef bataklığı kurutmaktan uzak, sadece sivrisineklerle mücadeleden öteye geçemiyor! Türkiye'nin milli davalarına sahip çıkacak bir hükümete ihtiyacı vardır. Dik durabilen, ne ABD'ye ne de AB'ye boyun eğmeyecek bir hükümet. Her gün milletimizin genç civanlarını şehit vermekteyiz. Bu kayıplar hiçbir para birimiyle ölçülemeyecek değerlerdir. Üç aydan az bir zaman var, genel seçimler yapılacak. Türk Milleti, milli bir hükümetin özlemini duyuyor. Her şey, Batı dünyası ile ticaret temeline dayandırılamaz! Bu belayı besleyen Batı'ya ve ilgili ülkelere ağır bir ültimatom verilmelidir. 1960'dan beri yapılan askeri darbeleri hatırlarsınız. Askeri yönetimler söze şöyle başlarlardı: "NATO'ya CENTO'ya ve SEATO'ya bağlıyız" diye. NATO dışındaki askeri paktlar şimdi feshedilmiş durumda. CENTO içinde İran ve Pakistan vardı. Yani bir zamanlar İran'la aynı askeri paktın içindeydik! Neden derseniz, Sovyetlere karşı ABD bizi öyle örgütlemişti. Şah devrildikten sonra, ABD ve biz İran'ın düşmanı olduk! Batı'ya karşı askeri değil, "Sivil bir ültimatom..." verilmesinden yanayım ben. "Bunca yıldır bizi sömürdüğünüz, ticari kotalar uyguladığınız, PKK ve tüm terör örgütlerini desteklediğiniz, Kıbrıs'ı bizden koparmaya çalıştığınız, AB kapılarında süründürdüğünüz, vizelerle insanlarımızın gururuyla oynadığınız, zehirli varillerinizi, asbestli gemilerinizi ülkemize gönderdiğiniz için... AB ülkesi olmasına rağmen, müftüsünü seçemeyen Batı Trakya (Yunanistan) Türklerinin kimliğini inkâr edip, onlara sadece Müslüman dediğiniz için..." sizleri protesto ediyor, NATO'dan ve Avrupa Parlamentosu'ndan ayrılıyoruz. AB bize zaten hayaldi... ABD üslerinin tümünü kapatıp, tırlarımızı haraca bağlayan "Peşmerge Özerk Yönetimi'ne" tüm Akdeniz kapılarını kapatırdım. Bunları yapacak cesaretiniz varsa, tüm bataklıkları kurutup, sivrisineklerle uğraşmaz ve her gün vatan evlatlarını şehit vermezsiniz? Kısa vadeli çıkarlardan vazgeçip, Büyük Türkiye'nin temelleri böyle atılır.