Amerika Birleşik Devletleri’nde devlet kurumlarıyla çok fazla işim olmuyor. Fakat geçen bir arkadaşım, eyalet dışında olduğundan , trafik cezasını ödemem için mahkemeye gitmemi istedi. Normalde trafik cezalarını ödemek için mahkemeye gittiğiniz falan yok. Ama O, cezaya itiraz ettiğinden iş uzamış ceza mahkemeye taşınmış.

Mahkeme deyince benim de aklıma acaba böyle peruklu yargıçlar ne bileyim salonda görülen bir dava mı olacak diye düşündüm ama siz öyle düşünmeyin. Çünkü bildiğiniz vezneye gidip cezayı ödüyorsunuz sadece. Sıra numaramı aldım ve beklemeye başladım. 3-5 kişi var Allah'tan. Önümdekiler de hızlı ilerledi ve sıra bana geldi. Ben de dava numarasını ve arkadaşımın adını soyadını verip cezayı ödemek istediğimi söyledim. Görevli bir kaç bilgi girip işlemleri başlattı tahsil için tekrar çağıracağız dedi. Yerime geçtim beklerken de 'memur memurdur, nereye gitseniz aynı değişmiyor anlaşılan' dedim. Derken orta yaşlı memur 'sytem is down, system is not working' dedi. Yani Türkçesi sistemlerimiz çalışmıyor. Nasıl ya hu? Ama burası Amerika? Amerika'da sistemin çalışmaması mümkün mü! Türkiye’de bir çok devlet kurumunda duyduğum 'sistem çalışmıyor'u dünyanın süper gücü Amerika Birleşik Devletleri’nde de duydum. Hani dünyanın en iyi ülkelerinden birisi ya ABD kimse sistem çalışmıyor beklemiyor ben de duyunca şaşırdım nasıl ya koskoca Amerika’da da mı aynı? Üstüne bir de 'belki 15 dakika belki 2 saatte, ne zaman geleceği belli olmaz bu sistemin' demez mi? Bak ya, koskoca Amerika bizimle aynı! Olacak şey miydi bu? Ama işte Amerika da olsa bazı şeyler hiç değişmiyordu...

Neyseki sistem korkutuğum gibi iki saatte değil 10 dakikada gelivermişti.

Selçuk Şirin – Ömer Ekinci

Mahkemede işimi hallettikten sonra whatsapptan girişimci iş adamı ve yazar Ömer Ekinci Ağabeyim’den bir resim geldi. Prof. Selçuk Şirin Hoca’nın Türkiye ziyaretinde ikisi bir araya gelmiş, görüşmüşlerdi.

Ömer Ağabey ve Selçuk Hoca’nın yerleri bende çok ayrıdır. İkisiyle de röportaj yaptım ama, onun ötesinde hayatıma dokunuşları beni epey yönlendirmiştir...

Prof. Dr. Selçuk Şirin, New York Üniversitesi’nde başarılı bir akademisyen ve Hürriyet Gazetesi’nde köşe yazarı. Ömer Ekinci ise DESNET’in başarılı CEO’su başarılı bir girişimci iş adamı aynı zamanda Star Gazetesi köşe yazarı. İkisi farklı gazete ve fikirlerde olmalarına rağmen İstanbul’da dostça bir araya gelmişler. Aslında ikisinin bir çok ortak noktası var. En önemli ortak nokta; memlekete bir şeyler yapmak istemeleri. Gönüllerindeki memleket sevdası, onların ortak noktası.

Ve gün biterken Selçuk Hoca İstanbul manzarası attı instagram’a. Fotoğrafın altına da ‘’ İstanbul’a veda etmek hiç bu kadar zor olmamıştı. Bir gün gelecek. Veda etmeyeceğim.‘’ Bunu görünce içim ürperdi duygulandım. Herkes oh ne güzel Amerika’da yaşıyorsun ne istiyorsun der ama gerçek öyle değil. Burada istediğin kadar iyi para kazan ya da iyi bir eğitim görüp özgür(!) bir ülkede yaşa. Ülken ve sevdiklerinin yerini asla tutmaz. Maddi sevgiler geçiyor fakat manevi sevgi daima yüreğinde kalıyor. Yaş ilerliyor ve insan gurbette daha da yabancılaşıyor. 

Öğrenciyken ABD’den gelen Türk hocalarımız vardı. Ve acaba neden dönüyorlar derdim. İnsan yaşayınca anlıyor bazı şeyleri. Ne kadar yazsam da davulun sesi uzaktan hoş geliyor...

Nerede olursak olalım şu dünyaya geldik ve kendi amaçlarımız doğrultusunda yaşıyoruz. İyiliği hiç bir zaman unutmayalım. İyilik paylaştıkça çoğalır...