Ülkemiz balıklar anlamında bahtı açık bir konumda, öyle ya üç yanımız denizlerle çevrili ve vatan topraklarımızın her yanında göller var. Cumhuriyet tarihimiz boyunca, özellikle ikinci yarıda barajlar ve çoklukla barajların asıl amacı dışında elektrik üretimi, sulama ve balık üretimlerinin yapılması, hızlandırılması. “Handan Peşkircioğlu” Balıklarımızın çokluğu ve çeşitliliğini ve göstermemiz gereken özeni hassasiyetle kaleme almış, aynı haliyle ekledim.

Onun adı Pomatomus Saltatrix

Karadeniz'de çıkar yumurtadan,

Ağaç yaşken eğilir misali daha 3 cm. boyundayken bile ilaryaları kovalayacak cesarettedir.

Büyür, o yağlı güzel Karadeniz hamsisini yemeye başlar, hem de daha Defne Yaprağı iken.

Samsun, Sinop, Kastamonu derken Zonguldak, Düzce geçilir birde bakmışsın ki bizim ufaklık delikanlı bir Çinakop olmuş.

Heyecanla beklediği memleketine, İstanbul Boğazı'na girer Çinakoplar, Bu sefer boğazın en lezzetlisi İstavritlerine göz koyar doyurur kendini iyice boy atar, olur yağlı bir Sarıkanat.

Artık tam bir kreatördür kendi cinsi dahil uçan, kaçan her balığı jiletten keskin dişleri, çeliği kesen güçlü çenesiyle tek darbede parçalar.

Bu hırçınlık ve beslenme alışkanlığı bizimkine yarar, boğazda akıntılarda yüze yüze iyice parlayan belirginleşen pullarıyla endamı güzel, kendisi güzel bir Lüfer olur.

Artık babayiğittir, gören balıklar aman diler yüzüşünden, Gecelerin adamıdır gafil avlar koca koca kefalleri, zarganaları.

Boğaz dar gelir Marmara'da eser geçer Kofana olur.

Çanakkale'yi geçer bir selam çakar Seddülbahir'e, çıkar Ege'ye...

Balık çiftliklerinde bekçilik yapmaya başlar, kaçanı affetmez ispendekleri, lığdakileri çekirdek gibi yer, öyle olunca ona Sırtıkara derler...

Öyle bir balıktır ki;

Doğumundan, ölümüne neredeyse her santim büyümesinde ismi değişir.

* Defne yaprağı

* Çinakop palazı

* Çinakop

* Kaba Çinakop

* Sarıkanat

* Lüfer

* Kaba Lüfer

* Kofana

* Sırtıkara...

Her boyda ismi değişse de değişmeyen tek şey, kaderidir.

Bu bizim balığımız ve artık yok olmakla yüz yüze.

Bugün bu balığı yaşatmak, öldürmekten çok daha kıymetli...

Av limitlerine riayet edin, balığı yaşatın, keyfini yaşayın.

Balıklar bu kıyağı asla unutmaz…

..

İnsan olarak sahip olduğumuz değerler gibi somut varlıkların da hassasiyetle önemini fark edip, bilinç sahibi halimizle koruyup kollamalı ve bizden sonraki nesillere aktarabilmeliyiz. Ruhumuzda ki bilgi, görgü, bakış açısı, algı gücü gibi, coğrafyamızda ki, Dünyamızda ki güzellikleri de farkındalık içinde, bilinçli halimizle görüp, koruyup kollayıp var edebilmeli, dengeli ve ölçülü tüketip, sonramızda ki zaman dilimlerine yeni nesillere aktarabilmeliyiz.