I-ıııh benim kalemimden kan damlıyor. Şehit analarının içi kan ağlarken kalemimden bal, damlayamıyor.
Yüreğim kanıyor, damarlarımı aşıp kalemimin ucundan şıp şıp yüreğime damlıyor.
Yıllar önce hastanede, 9 ay bedenimde kanımla beslediğim kızımı, “Al bu senin bebeğin emzir...” deyip elime verdikleri miniminnacık insan yavrusu için tüm bedenimi saran tek duygu vardı; Sorumluluk...
Muhteşemdi ve ağlıyordu tek sığınağı bendim. Bunu anlamak için ne yazık ki sadece ana olmak gerekir...
Ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar... demeleri de boşa değildir.
Zorlu ve keyifli bir içsel yolculukla başlar analık. Maddi manevi en iyisi ne ise onu yapar ana...Ayaklanmaya başlayıp ilk zil sesiyle ki şimdilerde bebişler zorla sınıfa sokuluyor- 4+4+4 çağının geçiş mağdurları-ana, sorumluluğunu aldığı bebişini okula teslim eder. Sorumluluk artık okuldadır. Ana güvenmek zorundadır. Çünkü kıymetlisi eğitim görmek zorundadır. Ana da, çocukta sorumluluklarını üçüncü kişilerle paylaşmaya başlarlar.
İnsan olanın sorumluluk duygusu gelişmiştir. Çünkü kendi değerlidir karşısındaki de değerlidir. İnsanı ayakta tutan, ne iskeleti ne kasları; Prensipleri, sorumlulukları ve inançlarıdır.
Sorumluluk, güven duygusunun en üst kademesinde gelişir. Güvenin olmadığı yerde ot yeşermez. Sorumluluk, emanete olağanüstü sahiplenmek demektir. Tıpkı Tanrının analara verdiği sorumluluk gibi...
“Sorumluluktan kaçmak, insanın kendisine ihaneti olur.”
Gecegündüz aldığı sorumluluğu tüm hücrelerinde hisseden, gözünden sakındığı yavrusunun sorumluluğunu önce okulla, sonra iş hayatıyla, sonra vatan borcuyla, sonra da eşiyle paylaşır ana. Hep olağanüstü sorumluluğunun benzerini paylaşacağını düşünür. Çünkü aklına başka bir düşünce getirmek istemez.
Ta ki kötü bir haber gelene kadar güzel dualarına sığınır ana...
Yaşamımda gayret ede ede empati yapmayı çok geliştirdim. Bir ananın kapısında ,resmi kıyafetli bir kişinin bayrak getirmesi nasıl bir zulümdür tahmin edebiliyorum.
Tanrının onları yapabildiği en etkili ilaçla sarmasını diliyorum. Artık analar üzülmesin istiyorum.
Son zamanlarda görülen o ki sorumlulukların yerine getirilmesinde aksayan bir yan var, durumu tekrar gözden geçirmek gerek....
Ne demiş J. G. Holland; “Sorumluluk, kapasite ve güçle elele yürür”
Evi haşereler basarsa ilaçlarsın. Hastanede bulaşıcı bir hastalık varsa karantinaya alırsın...Ben...
Olağanüstü bir durum da ne yapılırsa yapılsın istiyorum.
Olağanüstü analar ağlamasın istiyorum.
Olağanüstü güzel haberler duymak istiyorum.
O-hal mi, Bo-hal mi gelmedi mi artık?
Ohal-Olağanüstü hal ise biz Bohal e geldik, yani .om.ok hali...