Avrupa Birliği sürecini savunanlar, AB'nin ortak ülkelerin toprak bütünlüğünü garanti ettiğini ileri sürüyorlar.

Ülke bütünlüğü hiç yabancı güçlere emanet edilebilir mi?

Bu saflık mıdır yoksa ihanet mi?

AB sürecinin 15 yıldan fazla süreceği bir gerçek. Bu süreç içinde amaçları önce Türkiye'yi parçalamak.

AB raporunda Kürtlerin "azınlık" olarak nitelendirilmesine karşı çıkan Leyla Zana, "bu Kürtleri son derece rahatsız etti. Kürtler çoğunluktur ama, yasal güvenceye sahip değiller" demiş!??

Yeşil pasaportla ödüllendirdiğimiz bu eski milletvekilleri, utanmadan "yasal güvencemiz yok" diyebiliyor!?

T.C. Kanunları, tüm yurttaşlara karşı eşit olarak uygulanır, bu anayasanın hükmüdür.

Uygulamadaki bazı aksaklıklar herkesin başına gelebiliyor. Kürt Halkına yönelik sistemli bir hareket olduğunu hiçbir vicdan sahibi iddia edemez.

AB ve ABD, Türkiye'yi parçalayabilmek için fırsat kolluyorlar. Bu bir parçalanma fobisi değildir. Yüzyıllara dayanan bir hedeftir.

Türkiye'yi suçlayabilmek ve Türkiye'ye karşı harekete geçebilmek için yeni senaryolar üretme çabası içindedir Batı.

Irak devrik lideri Saddam Hüseyin'in nükleer silah programında kullanılan malzemenin bir kısmının Türkiye'ye kaçırılmış olabileceği iddia edildi. İngiliz The Guardian gazetesinin haberine göre, yasa dışı nükleer bomba programında kullanılabilecek malzemenin bir kısmı, Irak'ta daha önce gözlem altında tutulan tesislerden kayboldu. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Başkanı Muhammed El Baradey'in nükleer programında kullanılan malzeme, sistematik olarak sökülüyor ve kaçırılıyordu. Habere göre, Irak'tan kaçırılan nükleer malzemenin bir kısmının Türkiye, Mısır, Ürdün ve Hollanda'da olduğuna inanılıyor.

Bir şekilde ülkemizi de nükleer malzeme konusuna bulaştırmak istiyorlar.

Türkiye dik durabilse, nükleer silah programını açık açık sürdürmelidir. ABD'yi ve İsrail'i caydıracak tek güç nükleer silahlardır.

Barış için nükleer güce sahip olmamız gerekiyor.

Bir inanç için ölmek, onunla yaşamaktan daha kolaydır.

Jorge Louis Borges