Saygıdeğer Önce Vatan Gazetesi okurlarım, 2020 yılının Eylül ayına girdiğimiz bu günlerde mevsim gereği gripal enfeksiyonlar artabilmektedir. Corona aylardır zaten başımızın belası.  Bu nedenledir ki sizlere önemli bir şifa çayı olan adaçayını içmenizi öneriyorum. Sizleri hem soğuktan ve hastalıklardan, hem de sinir sisteminizi yatıştırarak rahat bir nefes almanızı sağlayacak bir çay. Belki içerken tadı sizi zorlayabilir. Ancak biraz sonra arz edeceğim yararlarını okuduğunuz da umarım, daha keyifli yudumlayacaksınız.
Sizlere sunmak istediğim adaçayı bitkisi, yayılım açısından büyük oranda Ege ve Akdeniz bölgesinde yetişmektedir. Anadolu da yaygın 80 kadar türü bulunmaktadır. Leylak renkli çiçekleri vardır. Dalları beyaz renkli tüylerle kaplı çalı şeklindedir. Adaçayı adı Latince ''tedavi veya korunmuş'' anlamına gelen salvia officinalis sözcüğünden gelmektedir. Batı ve güney Anadolu da çok rastlanılmaktadır. En kolay üretim şekli tohumları yoluyladır.  Taze olarak kullanıldığında etkisi daha fazladır. Ülkemizde Tıbbi adaçayı pek kullanılmaz. Genel olarak Elma otu, dağ elması olan adaçayının yaprakları kullanılır. Kaynar suya atılarak çay gibi içilir. Yaprak ve çiçeklerinden Elma yağı ve Dağ elması yağı adı ile adaçayından uçucu yağ çıkarılmaktadır. Bitkinin bazı dallarında elmayı andıran meyveler bulunması yağa bu ismi verilmesine neden olmuştur. En çok bulunan ve yararlı olan adaçayı ilaç olan adaçayı yabani adaçayıdır. Yaprak ve çiçeklerinden yararlanılmaktadır. En öneli özelliklerinden biri uyarıcı etkiye sahip olmasıdır.
Mikro organizmalara, grip, her tür bulaşıcı hastalıklarda adaçayı, kekik, lavanta çiçeği ve biberiye, sarımsak, sirke ile karıştırılır. Bir hafta güneşte bekletilir. Vücuda haricen sürülerek de kullanılmaktadır. Bu karışım 1630 yılarında veba salgınında kullanıldığı literatürler de yer almaktadır. Ayrıca, nefes darlığında adaçayı, anason, melekotu, sığırkuyruğu karıştırılarak kaynar suya atılıp demlendirilip, 1 fincan içildiğinde, sıkıntıyı geçirdiği, göğsü yumuşattığı da bildirilmektedir. Bunlara ilaveten güçlü bir antiseptiktir. Yaraları tedavi de yardımcıdır.
Şöyle ki, kaynatılmış suya 1 tatlı kaşığı karıştırılır. 5 dakika demlendirilip soğutulur. Boğaz iltihaplarında, diş çürümelerinde gargara yapılır. Kesiklere, burkulmalara ve şişmelere kompres biçiminde kullanılmaktadır. Cildin sağlığını korur. Güzellik losyonu olarak kullanılarak deriyi mikroplardan büyük ölçüde temizlediği ve saç dökülmelerini yavaşlattığına dair bazı bilgiler de bulunmaktadır.    Adaçayı yaşamanız boyunca sağlık ve mutluluk içinde yaşamınızı bir ölçüde sağlayabilir. Ancak bazı bünyelerde kan basıncını yükseltici etkisi olduğundan aşırı kullanılmamalıdır. Tansiyonu yüksek olanlar günde bir bardak dikkat ederek içmelidir. Karaciğer iltihabı olanlara ve hamilelere önerilmemektedir. Peklik (kabızlık) yapabilir.
XII yüzyılda Sainte Hildegarde adaçayını gerçek bir panzehir, her derde deva bir bitki olarak öneriyordu. Keza, Yunan hekimi Dioscaride ise, kanamalara, kesiklere, ateş düşürücü, idrar yolları taşlarına, kadınların adet görme düzensizliklerine karşı onu önermiştir. Sürmenaj geçirenlere güçlü bir tonik, dinçlik ve zindelik verici, ödem çözücü, gut hastalığı, romatizma, migrene karşı, adaçayı 1 çay bardağı olarak içilirse yarar sağlamaktadır görüşü de mevcuttur. Haricen kullanımlarda ise mikrop öldürücü özelliğine sahiptir.  Adaçayı sadece kurutulmuş yapraklarla hazırlanan çay şeklinde değil taze yapraklardan özü çıkarılarak hazırlanan yağ şeklinde de kullanılmaktadır. Ancak yağı daha kuvvetli ve konsantre olduğu için kullanmaya başlamadan önce bir sağlık kuruluşuna başvurmamız gerekmektedir. Baharat olarak ya da çay formunda adaçayı kullanımı iltihaplı hastalığı olanlara, bronşiyal astım ve atero sklerozu olan kişilere tavsiye edilmektedir. Doğal bir antioksidan olarak kullanılabilir. 2 çay kaşığı adaçayı günlük K vitamini ihtiyacının %30′unu karşılamaya yeter. K vitamini kanın normal olarak pıhtılaşabilmesi, kemiklerin güçlü kalabilmesi, hastalıklardan daha yüksek düzeyde korunma ve yaraların iyileşmesi için gereklidir.
Bilimsel İngiliz ilaç dergisinde yayınlanan, 45 yetişkin üzerinde gerçekleştirilen araştırma sonuçlarına göre adaçayı içenlerin özellikle kısa dönemli hafızalarında önemli artışlar görülmüş. British Pharma Konferansında sunulan diğer bir araştırma sonucu ise kurutulmuş adaçayı kökünün Alzheimer  hastalığının tedavisinde kullanılan modern ilaçlara benzer maddeler içerdiği öne sürülmüştür. Ayrıca, beyinde bulunan kan damarlarının sağlığını korumak için uzunca süredir geleneksel olarak kullanılan adaçayı beyin fonksiyonunun azaldığı hastalıkların tedavisinde de kullanılmaktadır.
Adaçayı aynı zamanda saç, kepek, yağlı saç, ya da kafa derisi enfeksiyonları için durulama suyu olarak da tavsiye edilmektedir.  Adaçayı, tarih boyunca hem gıda olarak hem de sağlığa faydaları ile bir tedavi aracı olarak geniş çaplı kullanılmıştır ve günümüzde önemli ölçüde kullanılmaya devam edilmektedir. Adaçayını basit olarak hazırlamak için, 2 çay kaşığı kurutulmuş adaçayı veya 2-3 taze yaprak üzerine kaynamış olan su dökülür ve 5-10 dakika kadar beklettikten sonra içilir. Adaçayını çok miktarda kullanırsak acı bir tadı olabilir. Tatlandırmak için bir çay kaşığı bal ekleyebilirsiniz. Ayrıca aromayı değiştirmek için 1 dilim limon kabuğu da atabiliriz. Adaçayını günde 1-2 fincandan fazla tüketmememiz yarar sağlar, fazla miktarda tüketmemiz sıkıntı oluşturabilmektedir.
Tüm içtiğiniz çayların yarar getirmesi dileğimle, sağlıklı günler diliyor, saygılar sunuyorum.