Merhaba güzel insanlar uzun zaman oldu sizlerden uzakta kaldım siz, değerli Önce Vatan okurları hayat devam ediyor birçok arkadaşımızın, dostlarımızın kayıpları bizleri de derinden yaralamakta Allah yakınlarına sabırlar versin. Takdiri ilahi demekten başka bir şey gelmez elimizden, fani dünyada kimin ne zaman nerde hayatının biteceği belirsizdir sizlerde biliyorsunuz ki. İnsan bir var, bir yok misali. Fakat bizler için hayat devam ediyor, yüce Mevla herkese sağlıklı sıhatli ömürler versin, ramazan dolayısıyla oruçlarımızı, namazlarımızı, ibadettlerimizi fitre ve zekatlarımızı yerine getirdik. Yüce Rabbimiz mizanı ve arşı semada kabul ve makbul eylesin inşallah. Bayramı kutladık Ramazan Bayramınızı en içten dileklerimle kutlar sağlık ve sıhhatli günler dilerim.  

Gelelim bugünkü yazımıza bugünkü konumuz yaz aylarının ve ramazanın da bereketli gelmesi, bolluk Rahmet ayı olan bir aylar içeresindeyiz. Bu vesileyle İstanbul’un da bir başka havası ve güzelliklerle, dolu akşamın kız kulesinin, yansıttığı bir ahengi bir başka gözlere nakış, etmekte ediyor. İstanbul’un çok meşhur olan yalıları, adaları, gözüken o güzel kıyı kordonları, sahilleri adeta bir şaheser. Belki sizler görüyorsunuzdur fakat oralara hasret kalan bir çok insan var. Mesala gidemeyip sosyal medya üzerinden fotolara bakanlar TV, vs. üzerinden de belgesellerde görerek hasretlerini gideren çaresiz insanlarımız bireylerimiz var. Bu insanlar hayatlarını yürüyen veya tamamen yatağa bağımlı insanlarımız halkımız vatandaşımız buraları göremeden hayatlarına musallat olan bir hastalıktan yada farklı bir rahatsızlıklardan dolayı gözleri açık dünyadan ayrılıyorlar. 

Dünya hayatının güzelliklerinden mahrum kalan engelli kardeşlerimiz, bireylerimiz, çocuklarımız, göremeyen sadece duyan, hisseden engelli kardeşlerimiz tabii kimileri de götürüp gösterilenlerde karşılaşıyoruz. Lakin bakıma muhtaç olduğu için yatağa bağımlı bir hasta engelli olan birçok insan var bunların da daha çok kötüleri ağızdan mamayla beslenen birçok engelli çocuklarımız bireylerimiz. Bunların içinden bir tanesini ziyatretimde bana şöyle dedi. Hocam ben burada imtandayım, oraları görmesem de rabbim bana hissettiğimde düşüme ayna misali yansıtıyor. 

Kıymetli okurlar inanın bir anda vücudumdan soğuk bir ter indi sordum ki, böyle hayata küsmeden ölümü beklemek sana ne hissettiriyor şöyle cevap verdi; “Ben zaten yarı ölüyüm, tamamını alacağı günü bekliyorum. Allah, benim ruhumu azaptan korusun”. 

Ve şöyle bir soru sordum kendisine; hayatta en çok isteğin elde edemediğin içinde ukde kalan, yapamadığın dileğin var mı? diye. 

Sevgili okurlar bakın ne cevap aldık bu engelli kardeşimizden. “Bir tek kelimede yanıtladı ve şöyle dedi: “Kutsal Kabeyi tavaf etmek ve Rabbime ruhumu orada teslim etmek, düşlerimde hep görüyorum bir gün gerçek olacak mı? diye bekliyorum. Asla olmayacağının da farkındayım” dedi. 

Yardımcımla diğer odaya geçerek gözlerimizdeki yaşı sildik yakını gelerek, bize “Hocam size su vereyim dedi, maalesef kendimize gelemedik bir süre böyle bir insanın, bir hata sonucu hayatının geri kalnını yatağa bağlı ağızdan ve burundan mamayla beslenen bir dünya hayatını yaşamakta idi. 

Bırakın sevgili okurlar bir Fedarasyon başkanı olarak ki ben bu zamana kadar bir çok engelli ziyaretlerimde hiç böyle bir söz yada cevaplar almamıştım ve inanın hayretler içinde kalakaldım. Yardımcıma seslendim hadi çıkalım veda edip. Ama bir türlü ayağımız kapıya gitmiyordu, geri gel diyen bir ses kulaklarımzda çınlıyordu. Yavaş yavaş odaya doğru ilerledik o hala gülümsüyordu, bizleri tekrar karşısında görünce gözlerinin içi gülüyordu. Aslında o da biliyordu bizim üzüldüğümüzü, bize şöyle dedi. “Sizlerden Allah razı olsun beni ziyarete geldiniz”, kelimeler boğazında düğümleniyordu bizler de bunun farkındaydık ancak elimizden bir şey gelmiyordu ve şöyle bir gözlerimize bakarak “Beni hoşnut ettiniz, Allah da sizleri hoşnut etsin” diyerek gözlerinden bir damla yaş süzülmüştü. Yardımcım eğilerek göz yaşını bir mendille sildi. Yardımıcıma seslenerek yanıma çağırdım ve “Yarın ilçe müftüsüyle bağlantıya geçelim” dedim. “Tamam başkanım” dedi. 

Yardımcım da  baya bir etkilenmişti ve oradan ayrılırken anneye; “Biz yine ziyaretine geleceğiz” dedik. İlçe müftüsüyle görüşüceğiz diyerek ayrıldık.

İlçe müftüsüyle görüşerek engelli kardeşimizi geçen sene umreye yolladık, göz yaşlarımızı tutamamıştık, hayali gerçek oluverdi. “Bizler bunun için varız” dedik ve dediği gibi orada bir acı haber aldık müftülükten sıcağın ve tavaftayken hakka yürüdüğünü öğrendik ve çok üzüldük. Aynı zamanda da şaşırdık. Çünkü engelli kardeşimiz biliyordu orada olacağını. 

Gelin sizler de bu olaya şahid olun diyeceğim, fakat belki de böyle bir durumla karşılaşmamışınızdır. Biz bu hadiseyle bir hafta kendimize gelemedik.

Aracımıza binerken engelli kardeşimiz gözlerimizin önündeydi.

İşte değerli sevgili okurlar hayat insanlara neler gösteriyor bizler halimize şükret edelim...

Kıymetli, güzel insanlar ve sevgili okurlar, böyle vakalarla karşılaşmak tabiki insanı duygulandırmadan, hali vakti olan sağlıklı olan bir birey için veya bireyler için yaşadıkları hayatta sağlıklarına çok dikkat etmeleri ve yaradanına bolca dua ve şükürde bulunmaları diye düşünmekteyim. Hatta bu mübarek ramazan ayı içerisinde değerli okurlar, her hafta bir konu üzerinde konuşulup tartışılıyor, bazen medyada bazen de radyolarda konuk olduğumuzda bunlardan bahsedildiğinde sunucular dj’ler gözyaşlarını tutamıyor, gözleri hemen doluveriyor. Hocam “Allah yardımcıları olsun” diyorlar, elimizden ne gelirse varız diyorlar. 

Geçenlerde bir yerel tv’de konuk olmuştum, bu yaşanan ilginç sohbeti anlattığımda spiker hocam “Ben programa ara vereceğim dedi ve o engelli kardeşimizi ziyarete gidiceğim, beraberce elimizden ne geliyorsa yapalım hocam” diyenler bile var böyle sağduyulu insanları yüce yaratan eksik etmesin toplumumuzdan. 

Kıymetli okurlar, unutmayın her yaşayan birey birer engelli adayıdır. Hepinize sevgi ve saygılar sunar bir kusur ihsan ettikse affola. 

Sayılarımla.

Şunu unutmayın, sizlerden ricam yakınlarınızdan böyle hayatını sürdürenler varsa bu mübarek aylarda ziyaret sevabı cenabı hak katında en güzel olan sevaplardan amel defterinize işlenir. Günahlarınızın mükafatı bir hastaya, bir acize, kimsesize el uzatmak. Peygamberimiz de şöyle buyurmuşlardır; ‘Kim ki bir hasta ziyaretinde bulunursa o, cennete ona bir tahta verilecektir. Kim ki akrabasının kabirlerini ziyaret ederse ona cennet kapılarının anahtarı sunulacaktır, kim ki unutulmuş bir dua bekleyen, bir el bekleyen çaresiz, aciz olan insanların bir lokma ekmeğe, bir bardak suya muhtaç oldukları fani alemde ziyaret edip onlara bu imkanları sunan kullar allahın adin cennettin de misafir edileceklerdir’. Peygamberin sancağı altına harş edileceklerdir. Kim ki, bunları yapmaz görmezden gelirse o kullar bizden değildir buyurmuşlardır.

Değerli gönül dostlarımız Rabbim kimseyi aciz muhtaç ve çaresiz bırakmasın. Ramazanınız mübarek olsun, gelecek olan mübarek ramazan bayramınız kutlu olsun \Sevgi ve Saygılarımla.

Allaha Emanet olun.Rabbim.Yar ve yardımcınız olsun. Esen kalın. Sevgiyle kalın.