Merhaba Sevgili Okurlar..

Sevgililer Günü yine geldi çattı kapımıza. Her yıl yaşıyoruz ve yaşatıyoruz...

Sevgilisi olan, olmayan var ama nedir sevgililer günü? Bizim dinimizde yeri var mıdır? Sevgililer Günü’nün kökeni Roma’ya dayanmaktadır. Sevgililer günü, resmen Roma Katolik Kilisesinin, bir dini ritüeli olarak kutlanmaya başlanmıştır. 

Valentine ismindeki bir din adamının adına ilan edilen bir bayram günü olarak. Bunun için de birçok Hıristiyan ülkede hâlâ “Aziz Valentin Günü” olarak kutlanmaktadır.

Valentine kelimesi batı medeniyetlerinde hoşlanılan kişi veya sevgili anlamlarında kullanılmaktadır. 

Bir Hıristiyan efsanesine göre Roma imparatorlarından 2. Claudius savaşa gidecek asker bulmaktan zorlanmaktaydı. Askerler eşlerini ve nişanlılarını bırakıp savaşa gitmek istemiyorlardı. Bundan dolayı da evlenmeyi yasakladı. Ancak Aziz Valentine isimli bir din adamı ise bu yasağı çiğneyerek askerleri evlendirmekte idi. İmparator bu durumu tespit ettiğinde, Aziz Valentine’yi tutuklatarak öldürür. İşte, ölüm günü olan 14 Şubat o günden bu zamana Sevgililer günü olarak kutlanmaktadır.  Eski Roma’da dini bir bayram olarak kutlanan sevgililer günü'nün, bugünkü şekliyle kutlanmasının ise 200 yıllık bir tarihi vardır.

14 Şubat, 1800 yıllarda Amerikalı Esther Howland'ın ilk Sevgililer Günü kartını yollamasından bu yana çok sayıda insanın kutladığı toplumsal bir olay olmuştur. Yaklaşık 200 yıl önce bir kartın yollanması şeklinde başlayan kutlamalar, günümüzde tüketim ekonomisinin en önemli argümanlarından biri olmuştur. Liberal ekonomilerin kapital uğruna büyüttükleri Sevgililer günü, günümüzün vazgeçilemez fuzuli tüketim günlerinden biri haline getirilmiştir. Sevgiler gününün tarihsel gelişimi böyle. Aslında bir Hristiyan bayramı olan Sevgililer günü, artık bir ticari bayram olarak kutlanmaktadır.

Sevgi bir günle sınırlandırılmamalı. Zaten dinimiz eşlerin birbirine karşı olan haklarını en mükemmel şekilde düzenlemiştir. Aslında ortada gerçek anlamda sevmek sevilmek varsa, sevgi adına sevgililer gününü kutlayanlara yinede saygı göstermek gerekir diye düşünüyorum. Çünkü standart yaşam süren bireyler için hayat şartları oldukça yoğun. Geçim derdi, koşuşturmaca derken gün içinde yorulup eşine yada sevgilisine bir çiçek almayı bile düşünmeyen çok maalesef. Bu nedenle sevgilier gününü bir hatırlatma olarak algılamak ve sevdiğimize hayatın koşuşturmacasından ayıramadığımız zamanı ayırmak onunla bir sinemaya ya da bir yemeğe gitmek hoş olurdu aslında. Gerçek anlamda sevgiyi yaşayanlara zaten her gün sevgililer günüdür. En azından emek vererek onun için güzel bir yemek yapmak, içine sevgisini katarak ve bir gülümseme ile sevdiğinin gözlerine bakmak, hiçbir şey yapamasa da sevdiğini söylemek bile yeterli..

''Bazen Bir Tek Kişinin Eksikliği Bile Bütün Dünyanızı Issızlaştırabilir..'' Bu nedenle sevdiklerinize sevdiğinizi söyleyin. Gerçek sevgiyi yaşayan ve yaşatan, sevgiye değer verenlerin ''Sevgililer Günü Kutlu Olsun..'' Sevgiyle kalın ve sağlıcakla..