Sevgili Ülkem

Abone Ol

 
Seçimlere kadar geçecek sürede de ülkemiz birçok komplo iddiasıyla karşılaşacak. Bütün bunlar bir yana. Doğruluğu ne kadar tartılırsa tartışılsın, kesin olan bir şey var. Tarihimizin en kirli seçimini ve sürecini yaşıyoruz. Demokrasi tarihimizde böyle bir seçim yaşanmadı. Böyle iddialar hiçbir seçimde gündeme getirilmedi. Sadece ülkemizde değil, bilindiği kadarıyla dünya da böyle şey görülmedi.
 
Ülkemizin içinde bulunduğu seçim süreci bu ay sonunda da bitmeyecek. Hemen beş ay sonra bu sefer Cumhurbaşkanlığı seçimleri var. İddialar doğru çıkarsa hemen arkasından da sonbaharda erken genel seçimlere gidilecek. Daha yerel seçimlerde bu kadar kirlenen bir siyaset anlayışıyla böylesine gerilimli bir süreç nasıl atlatılacak? Bu soru hayati önemde. Çünkü ülkemiz dünyada ki gelişmelere paralel olarak ekonomik olarak çok sıkı bir döneme giriyor. Kolay ve bol para dönemi bitti. Amerika küresel krizi önlemek için etrafa saçtığı dolarları geri çağırıyor. Gelişmekte olan ülkeler bundan çok kötü etkileniyor. Bu ülkeler arasında Türkiye’de var. Artık açıkça söylemeliyiz ki, yaşanılan ekonomik sıkıntıların, Türkiye’de ki olaylarla bir ilgisi yok. Yaşanılan sıkıntıların temeli yukarıda da değindiğim gibi Amerika’nın parasını tüm dünyadan geri çağırmasında. Amerika bunu geçen sene Nisan ayında açıkladı. Önlemini alan ülkelerde bizimki kadar sert geri dönüşler yaşanmadı.
 
Ekonominin sıkıştığı bir yıl içinde en az iki, belki de üç seçim yaşayacağız. Bu süreçte de Ak Parti iktidarını ve üst yönetimini çok sıkıştıracak iddialar ortaya çıkacak. Ben bugüne kadar ortaya çıkan iddiaların amacının AK Parti’den çok Başbakan R.Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı adaylığını engellemek amacını taşıdığına inanıyorum.
 
Sonuç ne olursa olsun. Ak Parti bu süreçte büyük bir hata yaptı. 17 Aralık soruşturmasına konu olan kişilerin hepsi tahliye olmuş durumda. Halkın ve kamuoyunun nezdinde henüz aklanmamış olan bu kişilerin tahliyeleri, Ak Parti’ye soruşturmanın açılmasından daha çok zarar verecektir.