Kitap Dünyası 

ASPERN’İN MEKTUPLARI

HENRY JAMES ASPERN’İN MEKTUPLARI adlı eseri Everest Yayınlarından çıktı. 

Çeviren: Emre Ağanoğlu

Mazide kalmış bir aşk hikâyesi. Şair Aspern’in sevdiği kadına yazmış olduğu ve kimsenin bilmediği eski mektupların peşine düşen saplantılı bir editör. Mektuplara ulaşabilmek için varını yoğunu ortaya koyan, Juliana’nın Venedik’teki konağında çok yüksek bir meblağa birkaç oda kiralayan editör amacı uğruna neleri göze alabilecek, hangi sınırları aşabilecektir? Saplantılı editör, Juliana ve yeğeni Tina’nın arasında, şair Aspern’in hayaletinin gölgesinde oynanan sürprizlerle dolu oyunu kim kazanacaktır? İlk olarak 1888’de yayımlanmış olan Aspern’in Mektupları, modern edebiyatın kurucu yazarları arasında sayılan Henry James’in gerilim inşa etmedeki ustalığının, karakter yaratmadaki gücünün parlak bir örneği.

SERÇELER DÜŞERKEN

SEZGİN IRMAK SERÇELER DÜŞERKEN adlı Romanı Mona Kitap’tan çıktı. 

Sınır hattında gece...

Patlayan bir mayın, biri kaçak diğeri kaçakçı iki çocuğun kaderini birlikte çıkacakları uzun bir yolculukta birleştirir.

Her ikisi de o gece ailesini kaybeder. Mina köklerine dönmeye, Devran ise köklerinden kopmaya çalışır.

“Ağlıyor. Ben de ağlıyorum. Susmuyor. O ağlıyor, ben de ağlıyorum. Elindeki kanı yok etmek istercesine ovalıyor. Bense burnumdan akmaya devam eden kanı elimin tersiyle siliyorum.

O hâlâ ağlıyor, ben susuyorum. Elinde tuttuğu oyuncak düştü önce, sonra o. İçim titriyor. Öldü mü? Şimdi değil. Burası ölmek için iyi bir yer değil…”

1980’ler Türkiye’sinde, yuvalarından savrulan hayatların iki çocuğun yolculuğu üzerinden hikayesi. Darbeyle, soruşturmalarla, yoksunluklarla ve yanı başındaki savaşla içten içe kaynayan ülkenin sınırından kanatsız düşen insanların öyküsü.

ZAFER TAKI

ERIC MARIA REMARQU ZAFER TAKI Romanı Everest Yayınlarından çıktı. 

Çeviren: Aziz Merhan

“... Viyana’dan kahverengi gömleklilerin vahşetinden dolayı kaçtım. Şimdi siyah gömleklilerin cinnetinden İtalya’yı terk ettim. Başka bir yerde yeşil gömlekliler varmış. Amerika’da elbette gümüş renkliler...

  Yeryüzü bir gömlek çılgınlığı mı yaşıyor?

  ‘Öyle görünüyor. Ama bu durum kısa sürede değişecek. Hepsinin   ortak rengi kırmızı olacak.’   

‘Kırmızı mı?’

‘Evet, kan kırmızısı.’”

Yıl 1938. İkinci Dünya Savaşı patlak vermek üzeredir. Nazi zulmünden Paris’e kaçan Alman cerrah Ravic, sınır dışı edilme tehlikesine karşı mülteci otellerinde saklanmakta, çok düşük ücretler karşılığında iki Fransız doktorun hastalarını tedavi ederek hayata tutunmaya çalışmaktadır. Onun gibi bir mülteci olan şarkıcı Joan’la yaşadığı ilişki tüm karmaşasıyla devam ederken beklenmedik bir karşılaşma hayatının akışını bir anda değiştirir: Bir gün Paris sokaklarında dolaşırken Nazi hapishanesinde türlü işkencelerine maruz kaldığı Gestapo subayı Haake’yle karşılaşır ve önünde intikam hissiyle yüklü bambaşka bir yol açılır. Başkahramanın karmaşık ruhsal dünyasını büyük bir ustalıkla yansıtan Erich Maria Remarque, Zafer Takı’yla dönemin faşist terörüne başkaldıran edebi bir anıt inşa ediyor.

“Modern edebiyatta eşine az rastlanır türden tarihi bir tanıklık ve bir aşk rapsodisi.” FRANKFURTER ALLGEMEINE ZEITUNG

SENE 84

DEVRİM ALKIŞ  SENE 84  Romanı Everest Yayınlarından çıktı. 

Beş arkadaşın hayatını değiştiren bir sır, şişede durmayan hatıralar, fikrini arayan bir doktora tezi, dikiş tutmayan bir şimdiki zaman, kahramanlara boş vermiş bir gelecek... Ve çok uzaklarda bir yerde, bütün kaygılardan azade parıldayıp duran, giderek afili bir masala dönüşen geçmiş...

Viyana’nın küf kokulu kütüphanelerindeki nafile mesaisine ara verip eski sevgilisinin düğününe katılmak üzere İstanbul’a dönen genç bir adamın on günlük macerasının romanı bu: Ayrılan yollar, biten aşklar ve yarınlar ­belirsizleştikçe kusursuz kontrastıyla gözümüzü alan o eski günler...

Bugünün gerçeğine etkileyici bir dikkatle eğilen ve zamanın ruhunu incelikle okuyan Devrim Alkış, hepimizin iç sesinden yankılar taşıyan cesur bir dille, “tarih bitince” başlayan döneme, dayanağını yitiren dünyaya bakıyor. Hikâyesini kaybetmiş insanın “tarihin istenmeyen tüyleri”yle imtihanına... 

Geleceğin umudunu, geçmişi iyimser bir mite dönüştürererek derlemeye çalı­şan zamane insanının fotoğrafını çekiyor Sene 84: Gülümseyin, Gripin kadını size bakıyor...

ÖTEKİ CANLAR

BEŞİR AYVAZOĞLU  Öteki Canlar adlı eseri Kapı Yayınlarından çıktı. 

Hayvanlar, görüşlerini bizim anladığımız bir dille açıklama şansına sahip olsalardı belki de her bakımdan ne kadar çirkin ve acımasız yaratıklar olduğumuzu söyleyecek, bitmek bilmeyen bir iştihayla sömürüp tahrip ettiğimiz tabiatta birçok bitki ve hayvan türünü yok ederek ilahi dengeyi bozduğumuz için bizi suçlayacak, esfel-i safilinde sürünmekte olduğumuzu yüzümüze vuracak ve diyeceklerdi ki: “İnsanoğlu, kendine gel! Bu dünya sadece senin değil, bütün canlılarındır! Üzerine aldığın, taşıyamayacağın bir emanetti, ama taşıyabileceğini iddia ettin, çünkü sen gerçekten zalim ve cahilsin!” Beşir Ayvazoğlu, edebiyat ve kültür tarihi ağırlıklı bir kitap olan Öteki Canlar’da bu temel görüşten hareket ederek hayvanların günlük hayatımızdaki yerlerinin yanı sıra modernleşme maceramızla ilişkilerini yansıtan dikkate değer hadiseleri anlatıyor! Üzerine aldığın, taşıyamayacağın bir emanetti, ama taşıyabileceğini iddia ettin, çünkü sen gerçekten zalim ve cahilsin!” 

Beşir Ayvazoğlu, edebiyat ve kültür tarihi ağırlıklı bir kitap olan Öteki Canlar’da bu temel görüşten hareket ederek hayvanların günlük hayatımızdaki yerlerinin yanı sıra modernleşme maceramızla ilişkilerini yansıtan dikkate değer hadiseleri anlatıyor.

Kalkıp Giden Resimler

SÜHAN BOZDAĞ  Kalkıp Giden Resimler  adlı eseri Mona Kitap’tan çıktı. 

Yalan da aşk gibiydi.

Ancak çiviyle, zincirle ya da çekiçle çıkılabilirdi doruğuna.

“Sıcaktı. Sayısız hayatın birkaç alçağın ağzından akan zehirle çepeçevre kuşatıldığı zamanlardı. Şehrin deşilmiş, çürümüş karnındaki çukurlardan yeşil sarı örümcekler, görülmedik iğrenç hayvanlar fışkırıyordu. Caddeler, vitrin camlarında kendileriyle karşılaştıkça sendeleyen, rüzgâr, su ya da başka bir ten değdiğinde korkuyla yalvarıp diz çöken insanlarla doluydu. Her yanda koyu giysileri makinelerin koşusunda ezilmiş, paslı birer çengele asılmış kanlı et parçaları gibi erkekler vardı. Havada çarpışmış iki kılıç gibi çıplak omuzları ve yüksek, ince şeylerle dolu bir dünyaya benzeyen gözleriyle kadınlar, umutsuzluk içindeydiler.

Yemek dükkânlarının, meyhanelerin önlerine çıkartılmış masalar, dünyadan kalkan son trenin vagonları gibi tıklım tıklımdı. Ellerde cep telefonları rengârenk böcekler gibi yanıp sönüyor, çapkın bakışlar karşılıklı göze kestirilen uzuvların keskin kenarlarında geziniyordu.”

Doğdum. Kızdım

AYŞE KULİN Doğdum. Kızdım Everest Yayınlarından çıktı. 

“Doğdum. Kızdım. Bu dünyaya hiç gelmemiş saydılar İlk avazda beşik kertip kaderimi yazdılar Bez bebekle oynatmadan otlaklara saldılar Mahsul biçtim, hayvan güttüm Yeşermeden büyüdüm” 

Adı: Aylin, Sevdalinka, Köprü, Nefes Nefese gibi romanlarıyla milyonlarca okur tarafından çok sevilen Ayşe Kulin öyküleriyle açıkhava’da! Kulin, kadına şiddete, yoksulluğa, sınıf farklarına, kapalı topluma edebiyatın olanaklarıyla bakmaya çağırıyor. Ayşe Kulin’in iyi bilinen yalın, sinematografik tarzıyla dokunmuş bu metinler, bir yazarın kendi ülkesine sorumlu bakışının ürünleri.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’ne bir an önce geri dönülmesi ısrarıyla bu kitaptaki öyküleri ülkemin, erkekler tarafından şiddet gören ve öldürülen genç kızlarıyla kadınlarına adıyorum.    

Telif gelirim MOR ÇATI’ya bağışlanacaktır.  AYŞE KULİN

Kim Kimdir ? 

Özge Buyruk 

26 Mart 1990’da Antalya’da doğdu. Koç burcudur. İlköğrenim ve lisenin ardından Akdeniz Üniversitesinde Biyoloji Bölümü okudu. Halen Anadolu Üniversitesi’nde Adalet Bölümünde eğitimini sürdürmektedir. İş yaşamında bir süre Gayrimenkul sektöründe çalıştı. Daha sonra asıl yapmayı istediği işlerden birisi olan medya ve iletişime yöneldi. Başkent İletişim Bilimleri akademisinde spikerlik sunuculuk eğitimi aldı. Daha sonra bu konuda kendisini daha da geliştirmek için Hakan Öztürk Medya’dan bireysel eğitimler aldı. Şu sıralar farklı kanallarla görüşmelerini sürdüren Özge Buyruk çalışmalarını çok yönlü olarak sürdürmektedir. Müzikten dansa Oyunculuktan sanata pek çok farklı alana ilgisi bulunan Özge Buyruk enerjiktir ve iletişimi çok kuvvetlidir. Özge Buyruk bu alandaki yeteneği , birikimi , kendine özgü sunum tarzı gibi özelliklerinin yanında pozitif enerjisi , ışıltısı ve güzelliğiyle de dikkat çekmektedir. Özge Buyruk tüm bu nitelikleriyle gelecekte de adını sıkça duyacağımız çok önemli bir isimdir.

Nazlıcan Elestekin

1992 doğumlu, Ankara’da doğdu büyüdü yaşadı. Bilkent Lisesi’nden mezun olduktan sonra Üniverste eğitimi için ABD ‘ye Los Angeles’a taşındı. Amerika ve Kanada’da toplam 6 sene yaşadı, burada Gazetecilik ; Basın & Yayın okudu. Aynı zamanda ikinci yabancı dil eğitimi Fransızca için Paris Fransa’da 1 sene geçirdi ve bu esnada Kamera Önü eğitimi aldı. Aynı zamanda Alliance Française ‘den de Fransızca eğitimleri tamamladı. 2013 senesinde Londra’da Miss Turkey olarak Top Model Worldwide yarışmasında ülkesini temsil etti. Los Aneles’ta da UNESCO sponsorluğunda Queen of the Universe ‘ Kainat Güzellik Yarışmasında’ Miss Turkey olarak seçildi. Kendi mesleğini ülkesinde icra edebilmek için, 6 senelik yurtdışı hayatını noktaladı. Ülkesine taşındı. NTV, Habertürk, TRT Haber gibi TV kanallarında staj ve profesyonel iş hayatına atıldı. Haber Muhabiri olarak dış haberler/ ve diplomasi haber merkezlerinde gazetecilik yaptı. Ardından spor basınına geçme kararı aldı. Ekim 2021 ‘den bu yana, spor sektörümde özel röportajlar - konuklu maç yayını moderatörlükleri, iddaa sponsorluğunda maç yayınları, Espor Yayınları, ve basketbol - futbol özel röportajları , kadınların spor hayatındaki yerini vurgulayan ‘Sporu Yöneten Kadınlar’ program formatı, bunların yanı sıra Spor Borsası programları da yapan Nazlıcan Elestekin yoğun iş hayatının yanı sıra ikinci üniversitesi olan Hukuk Fakültesine devam etmek üzere sınavlara da hazırlanıyor. Nazlıcan Elestekin bu alandaki yeteneği , çok yönlü birikimi , kendine özgü sunum tarzı ve moderatör yönü gibi özelliklerinin yanında pozitif enerjisi , ışıltısı ve tescilli güzelliğiyle de dikkat çekmektedir. Nazlıcan Elestekin tüm bu nitelikleriyle gelecekte de adını sıkça duyacağımız çok önemli bir isimdir