Serap Öcal ile Medya ve İletişime Dair 

Çok yönlü kişiliği ile tanınan iletişim danışmanı Serap Öcal ile özel bir söyleşi gerçekleştirdik. İyi moderasyondan diksiyona, medya yönetiminden kişisel gelişime pek çok konuyu konuştuk.

Serap Hanım, mesleğe başladığını günden bu güne sektörde neler değişti? Siz kendinizi geliştirmek için neler yaptınız?

Öncelikle nazik röportaj talebiniz için çok teşekkür ederim. Elbette çok şey değişti; başta sosyal medyanın hayatımıza dahil olması, artan akıllı telefon ve internet kullanımı medya sektörünü tabiri caizse dönüştürdü diyebiliriz. Televizyonun icadından bu yana medyatik olma kavramı çok kesin bir ayrım içindeydi. Yaklaşık 18 yıl önce Facebook’un kullanılmaya başlanmasından sonra Andy Warhol’un “Bir gün herkes 15 dakikalığına ünlü olacak” varsayımı gerçek oldu. Şimdilerde herkes kendi medyasının ünlüsü, herkes meşhur (gülüyoruz). Hatta bu ayrımı kolaylaştırmak için mavi tik ile sosyal ağlar onaylanmış kullanıcıları ayırıyor. Dijital dünya derya deniz, sanal ortam en çok medya sektörünü etkiledi. Burada şunu söyleyebilirim, sürdürebilirlik, özgünlük ve kalite dijital medyada halen çok önemli. 

Ben kendimi nasıl geliştiriyorum sorusuna, beslendiğim kaynakları paylaşarak başlayabilirim. Son dönemde okuduğum kitaplar, izlediği filmler, araştırdığım yabancı kaynaklı makaleler ile olayları değerlendirmeye çalışıyorum. Gündemi takip ediyorum ancak politize olmuyorum. Siyaset üstü, bilime yakın, halktan biri ancak kitlelere ulaşan bir yapı ile dijital ağlarda ben de yerimi alıyorum. Çünkü az önce de söz ettiğim gibi medyanın gücü artık dijitalde. Televizyon izleyici kitlesi her geçen gün dijital platformlara kayıyor. Bunun yanında sağlıklı beslenmeye, düzenli spor yapmaya ve iyi uyumaya özen gösteriyorum.

Medya sektöründe çalışmak, bu alanda eğitim almak isteyen gençlere neler önerirsiniz?

Ben herkesin sevdiği işi yapması gerektiğine inandım hep. Kendimde sevdiğim işi yapıyorum. Tabii, mesleği seçerken hayal ettiklerim ile ben mezun olduktan sonra karşılaştıklarım o kadar toz pembe değil. Çok fazla dikkat isteyen, entelektüel bilgi birikimi, duygusal dayanıklılık ve sakinlik gerektiren meslek. Özellikle ekran önünde olmayı kariyer hedefi olarak planlayan kişiler için diksiyon eğitimi başta olmak üzere, çok fazla; her türden kelime dağarcığını geliştirecek şekilde kitap okumalarını tavsiye ederim. Bilgi birikimi, diksiyon ve prezantabl görünüm günümüzde medyada yer alan meslektaşlarımızın temel özelliği. Kişiye özel tarz ve görünüm göreceli olmakla birlikte genellikle bakımlı olmak büyük önem taşıyor. Ancak konu moderasyon olduğunda proaktif yapı, çok yönlü düşünme ve adaletli olma, özellikle tartışma programlarında halk tarafından çok dikkat edilen özelliklerdir. 

Medyada yer almanın sorumluluğu çok büyüktür, gençlere rol model olmak, toplumun ahlaki ve sosyal yapısını bozmamak ve pozitif enerji vermek gerekir. Mesleğim gereği ben gerek televizyonda gerek radyoda gerekse de yazılı basında yer aldım. Tüm bu mecralarda gözlemlediğim ortak özellik, medyada yer alan kişinin “profesyonel” olması gerektiği yönünde. O gün canlı yayın öncesi üzgün, hasta veya aç olabilirsiniz ancak bunu izleyiciye yansıtamazsınız. Bu nedenle her zaman belirlenen saat diliminde yayına hazır, motivasyonu yüksek ve bakımlı olarak izleyici karşısına çıkmak zorundasınız. Kitlelere hitap edip, tanınır ve sevilir bir kişi olmak için medyada olmak en uygun meslek seçimi.

Pandemi medyada neleri değiştirdi, sizin işlerinize etkisi ne oldu?

Pandemi başladığında televizyonda yayınlanan, birisi sağlık, diğeri eğitim olmak üzere iki farklı sektöre ait canlı yayın programlarım vardı. Her iki sektörde hatta medya da pandemiden çok etkilendi; değişti, dönüştü… Pandemi nedeniyle ilk haftalar stüdyodan yayın yapamadık, eve stüdyo kurduk. Canlı yayınlar yerine bant yayınlar çekmeye başladık ve nihai olarak ara verdik. Ekonomik olarak zor günler yaşayan televizyon kanalları pek çok yayına ara verdi bu dönemde. Dijital kanallar bu dönemde daha çok kullanıldı. Reklamveren kurumlar da bütçelerini okunma, tıklanma, itibar ve izlenme oranlarına göre ayırarak dijital kanallara ayırdı. Basılı mecralarda da durum pek farklı değil. İthal olarak ülkemize gelen kağıttaki zamlar ve lojistik dağıtım maliyetleri nedeniyle dergiler, gazeteler baskı sayılarını azalttı. 

Benim üç yıl önce bir kadın girişimci olarak kurduğum medya şirketimin dijital işleri ve özel projeleri artarak devam etti. Youtube üzerinden özel söyleşileri profesyonel kamera ile çekerek gerçekleştirdik. Yine Linkedin Live üzerinden de beyaz yakalı izleyicilerim ile buluşma fırsatım oldu. Burada da geçtiğimiz yıl kurduğum haber sitem üzerinden yayınlar gerçekleştiriyorum. Grafik tasarımdan, dijital pazarlamaya, sosyal medya yönetiminden halkla ilişkiler çalışmalarına 360 derece iletişimin içinde bir ekibim var. Hem yurt içinden hem yurt dışından pek çok kişi ve kuruma ajans hizmeti vermeye devam ediyoruz. Bunun yanında özel etkinlikler, basın toplantıları, ödül törenleri koordine ediyoruz. Eğer bir kurumun kendi bünyesinde bir kurumsal iletişim departmanı kurma bütçesi yok ise bizden veya bizim gibi çok yönlü ve butik olarak çalışan ajanslardan hizmet alması oldukça doğru bir karar olacaktır diye düşünüyorum.

Geleceğe yönelik planlarınız ve hedefleriniz neler?

15 yılı aşkın bir süredir medya sektörünün içindeyim. En aşağı kademeden kendi işimi kurmaya uzanan bu serüvende odağımda hep kalite oldu. Ne görev verilirse verilsin bu görev en iyisini yapmak oldu. Televizyon kanallarında kablo topladığım günlerden bu günlere hayatımda pek çok şey değişti ama özenli çalışma prensibim hiç değişmedi. Deneyimlerimi ve bilgi birikimlerimi bir kitapta toplamayı çok istiyorum, umarım en kısa zamanda gerçekleştirebilirim. Pandeminin bir an evvel sona ermesini diliyorum. Ekranda olmayı da çok seviyorum bunun için görüşmelerini sürdürdüğüm yeni projelerim var. Akademik hayatıma da devam etmeyi planlıyorum. Öğrenmeyi ve öğretmeyi de çok değerli buluyorum. 

Herkese sağlıklı, başarılı ve mutlu günler dilerim.

Teşekkürler.

Serap Öcal Step Media Reklam ve Pazarlama Kurucusu, İletişimi Danışmanı

Serap Öcal kimdir?

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik bölümünden onur öğrencisi olarak mezun oldum. Çeşitli kurumlarda sırasıyla muhabir, editör, kurumsal iletişim yönetmeni, koordinatör ve danışman olarak çalıştı.

2019 yılında Ekonomize Dergisi tarafından düzenlenen Sağlık Turizmi ana temalı ödül töreninde ve 2021 yılında da Saygın Medya tarafından Yılın İletişimcisi ödülüne layık görüldü. EKOTURK TV ekranlarında yapımcılığını ve sunuculuğunu üstelendiği “Sağlık Ekonomisi” programı ile de çalışmalarımı televizyon ekranına taşıdı. Yeni nesil yayıncılık diyebileceğimiz şekilde; özellikle sağlık sektör profesyonellerinin kendini ifade edebildiği samimi ve prestijli bir ortam olan LinkedIn Live üzerinden olan yayınları devam ediyor.

Halen dijital strateji ve sosyal medya kampanyaları geliştirme, dijital PR, konsept ve kampanya çalışmaları, kongre, seminer, toplantı, etkinlik yönetimi konularında çalışmalarını sürdürüyor. Televizyon ekranlarında ve yeni nesil yayıncılık ortamları olarak adlandırabileceğimiz şekilde sosyal medya üzerinde sağlık yayınları gerçekleştirerek; doğru ve bilimsel bilgiyi toplumumuz ile buluşturmaya devam ediyor.

Bunların yanında üniversitelerde, dernek organizasyonlarında ve kongrelerde sağlık iletişimi konusunda bilinçlendirme eğitimleri veriyor. Pek çok dergide markalaşma ile ilgili köşe yazıları yazıyor. Kendi medya şirketinde de sağlık, teknoloji, yatırım ve turizm iletişimi alanında danışmanlık çalışmaları devam ediyor.