(MU LİPİS AFORİTA) 
GİDENLERDEN
Gidenlerden en çok özlenendir, en çok üzen yüreği. En çok vuran sevilir gidenlerden, en çok sevilir, gidişi en çok koyar. Her şeyin en fazla anlamını ona yüklersin, gün olur, gece olur da; yıldız yıldız parlar zihninin en kuytusunda.
Dönüşü yoktur gidişinin, bilirsin de, hep gelecekmiş gibi umut edersin, hiçliklerin içinde. 
Belki bir oyundur kader, belki oynanması gereken bir rol, hayat hep aynı çıkmaz sokak, hep aynı tiyatro. Başrolde sen, bazen. Bazense işe yaramaz bir figüransındır. Belki hayat bir dönme dolaptır, miden bulansa da durduramazsın, inmek istersin, bitmek istersin de olmaz yine. Çarklar çevirenin elindeyse eğer, yapacak fazla da bir şey kalmaz hani. Ya da bazen hiç bitmesin, gitmesin hiç! Dediğin de kapanır perde. Sonu olmayan tek perdelik oyunda tıkanır kalırsın. Perde aralanmaz, sözler cümleye dönüşmez, tek hecelik kalıplarda yazılırsın. Giden dönmez, kalan ölmez. Arafı yaşarsın.
‘’Neden’’lere boğulursun da; bir tek’’neden’’ bulamazsın. Yavaş yavaş alışırsın gidişine, ya da yüreğinin ölümüne. Azdan yaşar gibi yaparsın, çoktannnn onda kalırsın. Vazgeçersin, umudun biter, ama yüreğine anlatamazsın. Belki sevdan da sona erer gerçekten ama yine de kalıcıdır o misafir her zerrende.
Giden gider, kalan sağlar ellerin olur. Sen de ellerin olursun, elinde başka bir el, yüreğinde bir yaban! Yabancı sokaklarda adressiz kalırsın. Hayat buymuş anlarsın. Ama ille de kalır bir rengi gidenin, kimine matem siyahı, kimine Karadeniz yeşili. Hırçın deniz, sevda yolu, oynaşın kurdu.. Milyonlarca sıfat verirsin gidene. Adını bilirsin aslında, hepsi aynı yolun yolcusu, aşktan mağrur, yağmurdan ıslak… Islanır çok geceler gözlerin, ıslanır yüreği, yetimliği işte o zaman bilirsin.
Giden gider, yollar ayrılır. Sevda yeni çıkmazlar arar. Radyoda bir şarkı çalar:
‘’Gidenlerden bir tek seni bana ekledim.’’ 
Seni deli gibi özledim. MU LİPİS AFORİTA!