2022 FIFA Dünya Kupası Elemeleri G grubundaki mücadelelerine müthiş başlayan A Milli Futbol Takımımız, rakipleri Hollanda ve Norveç’i peş peşe yenmeyi başardı.

Bu yazının yayınlandığı Salı akşamı da Letonya karşısında grubumuzda üçüncü maçımıza çıkmış olacağız.

Şenol Güneş’in öğrencileri, Hollanda gibi dünya futbolunda ekol olmuş bir takımı 4-2 gibi çarpıcı bir sonuçla devirdi. Doğrusunu söylemek gerekirse, yurdum insanının bu maçtan galip ayrılacağımıza ne kadar inancı vardı bunu tahmin edemiyorum. Ancak eminim ki çok fazla değildi kazanacağımıza inananlar. Üstelik 4-2’lik bir galibiyet alacağımızı düşünen var mıydı, yok muydu buna yanıt vermek hayli zor olsa gerek. Hemen üç gün sonra, fizik gücü çok iyi olan Norveç’i pandemi nedeniyle iç saha maçlarını dışarıda oynama kararı alan Norveç’i 3-0 yenmemiz de çok fazla beklenen bir sonuç değildi.

Şunu çok net bir biçimde söyleyebilirim. Bu takımın, akılcı bir futbol ortaya koyarak, böylesine güzel sonuçlar almasında yatan birkaç neden var.

Bunlardan ilki, halen milli forma altında ter akıtan bu oyuncu grubunun sanki kulüp takımıymış gibi birbirine bağlı olması.

Bir diğer neden de, takım içinde çıplak gözle bile net bir biçimde görülen takımdaşlık, arkadaşlık ve dostluk duygularının yoğun biçimde vücut bulması.

Bunlara ilave olarak, belki de en önemli etken ise Şenol hocanın sevecen ve akılcı davranış biçimiyle oluşturduğu birlik beraberlik ortamı.

2002 yılında dünya üçüncüsü olan A Milli Futbol Takımımızın da teknik direktörlüğünü yapan Şenol Güneş, ister sevin, ister sevmeyin bu ülkenin, başarısı tescillenmiş milli takım hocasıdır. 

O dönemde saç biçiminden diyalektine, ceketini iliklemesinden gömleğinin desenine varana dek o kadar abuk sabuk başlıklar altında eleştirildi ki Şenol hoca, inanın hiçbir tanesine akıl erdiremedim.

Eğitimci kişiliğinden kaynaklı olsa gerek, bu durumu neredeyse hiç takmadı Güneş. İnandığı şekilde, bildiklerinden şaşmadan devam etti yoluna.

Rüştünü ve kalitesini katlayarak ispat ettiği kulüp antrenörlüklerinin ardından şimdilerde, milli takımda başarılarına bıraktığı yerden devam ediyor. Eminim ki, en küçük bir açığında çenesini açmaya hazır olanlar ağızlarının suyunu akıta akıta bekliyorlar onun hatalarını. 

Kanımca çok ta beklerler. Çünkü, Merih gibi, Cengiz gibi sakatlıkları nedeniyle mevcut kadroda yer alamayan isimlerin de katılımıyla, Şenol hocam ve öğrencileri, hem Avrupa Şampiyonası’nda, hem de dünya kupası eleme grup maçlarında tarih yazacaklar. Bundan adım kadar eminim. Onu eleştirmeyi kendisine vazife edinenler de çenelerini kapatacak ve istemeyerek de olsa alkışlamak zorunda kalacaklar.

Haydi Şenol hocam, haydi ‘Bizim Çocuklar’ hep böyle devam edin. Dualarımız ve gönlümüz sizlerle… 

Hoşçakalın…