(Güfte: Canfer Balçık)
Gözlerin; geceyi ağartır gibi/
Sevinçten, semayı ağlatır gibi/
Ezeli, ebede bağlatır gibi/
Sen benim gönlümü, Kış’ta yeşerttin//

Sen bana sevmeyi, beni öğrettin/
Gönence vardıran yönü öğrettin/
Bengi bir sevdayı, seni öğrettin/
Sen benim gönlümü Kış’ta yeşerttin//

Kendimi, kendimde kaybettiğimde/
“Artık bu son!” diye hükmettiğimde/
Avazım evreni titrettiğinde/
Sen bana çareyi, sabrı öğrettin//

Dertler, bir dağ gibi, biriktiğinde/
Kaderin cilvesi ürküttüğünde/
Sendeleyip, yere, her düştüğümde/
Ayağa kaldıran sırrı öğrettin//

Hasretin oduyla kavrulduğumda/
Gülistanda güller kuruduğunda/
Yapraklar dökülüp, savrulduğunda/
Sen benim gönlümü; çölde yeşerttin//

Umut, kör zindanda, hapsolduğunda/
Güneşin ışığı kaybolduğunda/
Başıma, zamansız, kar yağdığında/
Sen benim gönlümü Kış’ta yeşerttin//

Seninle renklenir ömrün dokusu/
Yayılır gönlüme cennet kokusu/
Seninle açılır Firdevs kapısı/
Sen benim gönlümü Kış’ta yeşerttin/

Seninle, her derde, bulunur çare/
Sen varken, ömrümüz vermiyor fire/
Rab, ömrümden alıp, ömrüne vere/
Çünkü sen gönlümü, Kış’ta yeşerttin///
(Canfer Balçık; 15.07.2021)