RÖPORTAJ: HABİB BABAR
Onu izlenme rekorları kıran efsane dizi ‘Seksenler’in bekçi Bekir’i olarak tanıdık… Dizideki muhteşem oyunculuğuyla gönlümüzde taht kurdu Hacı Ali Konuk… 1968 yılında Erzurum’da dünyaya gelen Konuk, Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nden mezun olduktan sonra Levent Kırca ile üç sezon boyunca hem yazarlık yaptı hem de oyuncu olarak çalıştı… ‘Şeytan Bunun Neresinde’ isimli sinema filmiyle kamera karşısına geçen Hacı Ali Konuk, daha sonra ardı ardına film ve dizilerde rol almaya başladı. Tabii en büyük aşkı tiyatroya da devam etti… Liseyi İzmit’te, Üniversiteyi de hem ilahiyat hem diş hekimliği olarak bitiren ünlü oyuncu , diş hekimliğini, tiyatroyu , dizi ve sinemayı bir arada yürütüyor… Bugüne kadar birçok başarılı projeye imza atan Konuk ile dününü bugününü konuştuk. Haydi buyurun bu keyifli sohbetimize…
BİZE BİRAZ KENDİNİZDEN SÖZ EDER MİSİNİZ?
Ben 1968 yılında Erzurum’da dünyaya geldim. İlkokul ve ortaokulu Aydın’da bitirdim. Liseyi İzmit’te, Üniversiteyi de hem ilahiyat hem diş hekimliği olarak bitirdim, ayrıca Müjdat Gezen Sanat Merkezini bitirdim(mezun oldum). O yıllarda, işte Müjdat Gezen ’den ayrıldıktan sonra Levent Kırca bir yarışma açmıştı, hem yazarlık olsun Hem oyun olsun Levent Kırca ile 3 sezon çalıştım; Bir sinema filmi çekti, “Şeytan Bunun Neresinde!” Daha sonra televizyon dizileri başladı, tiyatro zaten vardı. Liseden itibaren tiyatro vardı. Tiyatro yapmaya da devam ediyorum. Tiyatro benim en büyük aşkım.
‘SEKSENLER’ DİZİSİNDEKİ ‘BEKÇİ BEKİR’ KARAKTERİNİ BİRAZ ANLATIR MISINIZ?
Senaryoda yazılan, İstanbul Türkçesi ile konuşan sıradan bir bekçiydi. Ona bir şey katmak lazımdı. Kattıklarım doğrultusunda Bekçi Bekir bu hale geldi. ‘Seksenler’de herkes tiyatro kökenli olduğu için doğaçlamalar vardır, Bekçi Bekir de doğaçlamaydı.
BEKÇİ ROLÜ VAR, YARIN BAŞLIYORUZ. SETE GEL, OKUMA PROVASI YAPACAĞIZ
PEKİ TEKLİF NASIL GELDİ?
Ben daha önce Mint yapımda Komedi Türk adlı bir program ve Çok Gizli programında çalışmıştım. Bir gün Kadıköy’de Ferdi Akarnur’la karşılaştım. Selamlaştık, biraz konuştuk. Ferdi Abi bana “Seksenler diye bir proje başlıyor, haberin yok mu” diye sordu. Ben de “Yok abi” dedim. “Sadece bekçi rolü kalmış. Gelen-giden oldu ama beğenmediler. Bir uğra istersen, yarın çekim başlıyor” dedi. Üzülmüştüm niye haber vermediler diye. Eve gittim akşam telefon çaldı. Müfit Can Saçıntı ve Birol Bey (Güven) aradı. “Bekçi rolü var, yarın başlıyoruz. Sete gel, okuma provası yapacağız” dediler. Ne olduğunu anlamamıştım. Hemen kalktım, bıyıkları şekillendirdim. Biraz bekçilerle ilgili filmlere baktım ve ağız olarak Erzurum ağzı hiç yoktu bu karaktere oturacağını düşünerek bunu yaptım. Bekçi Bekir Anadolu’yu temsil etme bakımından önemli bir figür. Bu kadar bekliyordum dersem yalan olur ama ilk 3 haftadan sonra bir şeyler olacağını söyleyebilirdim.
DİŞ HEKİMLİĞİNİ FAKÜLTESİNİ NEDEN TERK ETTİNİZ?
Ben diş hekimliği 3. sınıftan terkim. Bunun sebebi de tiyatrodur. Bu arada dişçiliğin teknik kısmını da biliyorum. Unident Diş Merkezi sahibi Doç. Dr. Ahmet Kurtaran’dır. Eski Modern Folk Üçlüsü’nün solisti. İyi bir dişçi ve estetisyendir. Hocam odur. Orada estetik diş üzerine çalışmalar yaptım, vakit buldukça da estetik işiyle uğraşıyorum.
MAŞALLAH SİZDE YOK YOK BİR DE SPORCU GEÇMİŞİNİZ VAR BİRAZ SÖZ EDER MİSİNİZ?
Ben lisede okuduğumda aynı zamanda güreş yapıyordum. İzmit Seka’da. Hem de lise basketbol, hentbol takımlarının vazgeçilmeziydim. İyi de futbol oynardım. Kung Fu’yu da Avrupa Şampiyonu Adem Yurtkuran’dan öğrendim. Halen güreşte beni yenecek birini arıyorum.(Gülmeye başlıyor…)
İZLERKEN ETKİLENDİĞİNİZ SİNEMA FİLMİ VAR MI?
Evet çok var ama beni çok etkileyen son zamanlarda (Parazit) diye bir film var Kore, Güney Kore’deki insanların hayatlarını anlatıyor. Üç kazan düşünün! Orta kazandan büyük kazana daima bir şeyler taşınıyor/katılıyor ama en küçük kazana hiçbir şey taşınmıyor, akmıyor. Biz de eşitsiz ve adaletsiz değil, hayatın insanca yaşandığı yerleri/zamanları görmek istiyoruz.
SEN ROL KESMEZSEN BAŞKASI SANA ROL KESMEZ
OYUNCULUK NASIL BİR MESLEK?
Oyunculuk zor bir meslek, yani insanın kendi karakterinden başka bir karaktere can vermesi çok zor bir iş. Bunun bir eğitiminin olması lazım, eğitimsiz bir oyunculuk hiçbir şeye benzemez. İlla bir okulda/akademide olması şart değil, bir rahle-i tedrisattan geçip bir ustanın yanında eğitim almak lazım. Çünkü oyunculuk öğreti ile gelen bir durumdur. Oyunculuğun bilgi birikimi bir okulda verilse bile alt metni bir ustanın yanında işlenmelidir. Çünkü oyunculuk insanı insanca anlatan bir sanattır. Bu sanatta insanın kalbi ve ruhu birleşmelidir. Birileri bize rol biçerken ne hissediyoruz? Yani biz rol biçmediğimiz için başkasının rol biçmesi biraz havada kalıyor. Yani insanın biraz da karakteri ile ilgili; sen nasıl bir duruş sergiliyorsan karşındaki insan da o duruşu… Yani sen iyi bir adım atarsan karşındaki sana rol kesemez. Sen rol kesmezsen başkası sana rol kesmez.
SİZ HAYATIMIZIN SİNEMASINDA NEREDE OLMAK İSTERSİNİZ?
Ben hayatımızın sinemasında nerede olmak isterdim biliyor musun; kurtla kuzunun kardeşçe yaşadığı bir dünyada olmak isterdim. Kimsenin kimseyi üzmediği, herkesin birbirine tebessüm ettiği o hayat sineması içerisinde böylesi mutlu bir sonla biten bir başlangıç isterdim.
OYUNCULUKTA KIRMIZI ÇİZGİ OLAMAZ Kİ
OYUNCULUKTA KIRMIZI ÇİZGİNİZ VAR MI?
Hayır, yok…Oyunculukta kırmızı çizgi olamaz ki…. Toplumda herkesin bir hayatı var, sana derler ki bu hayatı oyna; o hayatı oynarsın, yani çizgi olmaz, benim için çizgi olmaz, bir başkası için olabilir ama benim için çizgi yok. Bir hikâye var ve hikâyenin içindeki bir karakter var; bazen hayaller kuruyorsun ve her şey hayaller üzerinden yürüyor, ama gerçek hikâyeleri aktarmak başka bir şey… Hayalindeki hikâye senaryosunun oyuncusu olmanın çizgisi olmaz, oynarsın ve orda kalır. Doğrusu budur…
HOBİLERİNİZ NELERDİR?
Basket oynamak, koşmak, kitap okumak, okey veya elli bir oynamak, arkadaşlarımla muhabbet etmek… Çocuklarımla vakit geçirmeyi severim.