RÖPORTAJ: Habib BABAR

O Türk Sineması’nın çok yönlü oyuncularından… Deyim yerindeyse bir koltuğunda on karpuz bulunan tam bir set sevdalısı… Çocukluğunda da başarıdan başarıya koşuyordu Derya Şen Akbacak…  Öyle ki Çukurova bayanlar voleybol takımının gözde oyuncularındandı… Bazen oynadığı futbolla da erkekleri dize getiriyordu adeta… 8 yaşında babasının yanında başladı çalışmaya güzel oyuncu… Babasının yanında olmak, O minik elleriyle doğradığı soğanları babasının tezgahına koymak dünyanın en büyük mutluluğuydu ünlü oyuncunun… Üniversite eğitimiyle birlikte hiç düşünemediği oyunculuk serüveni başladı Derya Şen Akbacak’ın… Kurduğu oyunculuk Akademisi’nde oyuncu yetiştiren ve 100’ü aşkın öğrenciye ders veren ünlü oyuncuyla dününü, bugününü konuştuk…Haydi buyurun bu keyifli sohbetimize…

BİZE BİRAZ KENDİNİZDEN SÖZ EDER MİSİNİZ?

Ben Mersin’in Tarsus İlçesi’nde dünyaya geldim. Babaannem ve  dedem 1924 mübadelesi ile Selanik’ten vatanına dönmüş Türklerden. Annem ev hanımı, babam emekli öğretmen. Evin en küçüğüm. İki tane dünya güzeli ablam var. Eğitimci bir ailenin kızıyım. Bu yüzden hayatım boyunca hep kendimi geliştirmeye ve daha ileriye nasıl taşırım ona odaklandım. Çocukluğumda biraz da erkek gibiydim aslında. Mahalledeki erkekler benden korkardı. Futbolda hep kızlar takımı olarak yenerdik erkeleri. Daha çok küçüktüm 6 veya 7 yaşlarında babam ö dönem öğretmenliği ile beraber lahmacun restoran işleri yürütüyordu ve ilk iş hayatım onun yanında maydanoz ve soğan soyarak başladı. 

BABAMIN YANINDA İŞ HAYATINA ATILDIM

Küçücüktüm ‘Anne ben evleneceğim’ diyerek, babamdan aldığım paralarla kendime bir valiz bir de midyeli altın küpe almıştım. O soğanları soyarken bir taraftan gözlerimden yaşlar akardı ama bir taraftan para kazanıyorum diye mutlu olurdum. Dedim ya en fazla 8 yaşındaydım babamın yanında iş hayatına atıldım. Mahallem de her ne kadar erkek Fatma olarak bilinsem de okulumda içine kapanık sessiz bir çocuktum. Kolej düzeyinde Anadolu lisesini kazandım ve yedi yıl İngilizce ve Almanca eğitimi gördüm. Okul eğitimi  ile beraber 9 yaşımda okulumun ve Çukurova bayanlar voleybol takımının pasörü  olarak gözde oyuncularındandım.

KAÇ YIL OYNADINIZ PEKİ?

Tam olarak 10 yıl… Sonra İstanbul Üniversitesi Sosyoloji Bölümünü kazandım ve Üniversite eğitimim başladı. Tabi Voleybol benim için bir tutku bir aşkı. Hatta liglerde voleybol maçlarıma İstanbul’a geliyordum ve ta o zamanlar İstanbul da üniversiteyi okuyup yaşayacağıma karar vermiştim. Aslında çocukluktan beri süre gelen bir oyunculuk hayalim hiç olmadı veya şartlar dolayısıyla hiç düşünmemiştim. Sene 2000 İstanbul’a gelmemle serüvenim başladı diyebilirim. Babam o dönem üç kızını da aynı anda üniversite de okuttuğu için tüm üniversite boyunca gece gündüz demeden Alman şirketinde hep çalıştım hem de restoranlarda halkla ilişkiler yaptım. Yoğun bir iş hayatım olduğu için beş yılda zar zor bitirebildim sosyoloji. Neyse ki tüm üniversite hocalarım hem çalışıp hem okuduğum için her zaman desteklediler beni özellikle bölüm başkanım Mahmut Aslan’ın benim için çok kıymetlidir yeri.

YURT İÇİ VE YURT DIŞINDA TANINMAYA BAŞLADIM

PEKİ OYUNCULUK SERÜVENİNİZ NASIL BAŞLADI?

 Yıldızların dünyasına 2005 yılında duayen reklamcı yönetmen yapımcı Alinur Velidedeoğlu’nun 4 yıl boyunca asistanlığını yaptığım dönemde girdim. Etrafımda hep ünlü insanlar, şöhretli hayatlar ama ben hala kendi içimdeki oyunculuğun farkında olmadan yaşantıma devam ediyordum. Alinur Beyin yanından yine çok değer verdiğim yapımcı Fatih Aksoy’un yanına transfer oldum. Fakat 2009 krizi o dönem tüm televizyonları ve yapım şirketlerini vurduğu için hemen hemen hepimiz işten kovulduk. O kadar bunalıma girmiştim ki Plato Film de yoga ve meditasyonlara başladım. Derken sene 2010 Plato Film de kıymetli hocam Ayla Algan ile tanışmamızla oyunculuk serüvenim başladı. Meğer doğuştan oyuncuymuşum da haberim yok. 2011 yılından bu yana aktif olarak dizi, sinema ve reklam oyunculuğu yaptım.

ELİF DİZİSİNDE KAÇ SEZON YER ALDINIZ?

Dört sezon boyunca 700 bölümde oynadım ve Tülay karakterine hayat verdim. Elif dizisi 150 ülkede yayında… Yurt dışında ve yurt içinde bilinen bir oyuncu kimliği kazandım. Taki 2018 Mayıs ayı oğlum Toprak Can karnımda 7 aylıktı diziye ara vermek durumunda kaldım. 2018  yılında ünlü şef Ayvaz Akbacak ile evlendik. Oğlum Toprak Can’ın doğmasıyla oğluma kendim bakabilmek için 2 yıl boyunca dizi işlerini özellikle kabul etmedim. Oğlumun bana hediyesi Derya Şen Akademi oldu. Zaten eğitimci bir ailenin kızıyım. Eğitim her şeyde birinci şart. Evet Hollywood yıldızlarının tekniğini Eric Morris Tekniğini Türkiye’de en iyi şekilde uygulayabilen nadir 1 ya da 2 kişiden biriyim. 

MESLEKLERİMDE YAPTIĞIM İŞTE ASLA MÜTEVAZİ DEĞİLİMDİR

 Özel hayatımda dostluklarımda çok mütevaziyimdir ama mesleklerimde yaptığım işte asla mütevazi değilimdir. 2018 yılında yılın Altın Rehber Ödül Töreninde en dikkat çeken kadın oyuncu ödülüne layık görüldüm. Yine 2021 yılında Yılın Starları Ödül gecesinde En başarılı Oyunculuk Akademisi ödülünü 70 kişilik oyuncu öğrenci kadromla sahnede birlike aldık. Evet başarıyı seviyorum, disiplinliyim çalışkanım ve hiçbir şeyden üşenmem. Şahsıma ve ekibime yanlış yapan biri olursa gruplarımda derhal atarım o kişiyi. Benim için her şeyden önce huzurdur. Mutlu bir şekilde çalışmam lazım çünkü. Mutluyken iş verimliliğim artıyor. Bu arada 2020 yılında sesimin Soprano olduğunu keşfettik. Kadına Şiddet üzerine toplumsal anlamda bir ses olsun istedim Zulmet adlı şarkım ile  beraber klip çektik. Bayağı ses getirdik, yine konuşuldum Önümüzdeki günlerde yine sürpriz bir şarkı çalışmalarım olacak.

MÜZİK AŞKI NE ZAMAN BAŞLADI?

Gülerek yanıt veriyor bu sorumuza… Bu sevdamda çocukluktan gelme. Çocukluğumdan beri muzıka, akordiyon ve cümbüş çalıyorum. Enstrümanları çalmayı kendim öğrendim. Müzik ruhumu besliyor.

300’E YAKIN OYUNCUMUZ VAR

 AKADEMİDE KAÇ ÖĞRENCİNİZ BULUNUYOR?

Yaklaşık beş yıldır 100 öğrencimle akademimin başındayım. Dante Ajans sahibi sevgili Burhan Göktepe ile beraber ajans ortaklığına girdim. 300 e yakın oyuncumuz var. Yetiştirdiğim öğrencilerimi ve oyuncularımı Dizi, sinema, reklam vs Projelere oyuncu olarak veriyorum. Yeni yetenekleri keşfediyorum. Hem oynuyorum hem de oynatıyorum…

BAŞROLÜNÜ PAYLAŞTIĞINIZ BİR FİLM ÇEKMİŞTİNİZ NE ZAMAN GÖSTERİME GİRECEK?

 2020 yılında kanal 7 ekranlarında eşim şef Ayvaz Akbacak, ile beraber kendi markamız olan Mutfağım Şahane adlı yemek programını yaptık. Ekranlarda reyting rekorları kırdık. 2021 Eylül ayında Mert Yapım Medya sevgili yapımcı dostum Mert Ozan Düz ile birlikte ortak yapımcılığını yaptığım, hikayesi tamamen bana ait olan senaryosu Şeyda Delibaşına yazdırdığım benim de başrol olarak oynadığım Afetname adlı sinema filmimi çektim. Umut Özkan, Tolga Öz, Ferdi Atuner abimiz, Naci Taşdöğen, Sevil Uyar, Özlem Savaş, Ebru Kocaağa, İlhan Karamanoğlluları gibi çok kıymetli oyuncu dostlarım benimle rol aldı. Hatta oğlum Toprak Can ve eşim şef Ayvaz Akbacak’ı da oynattım. Tamamen oyunculuk dünyasını anlatan filmimin hikayesi hem komik, hem eğlenceli hem de çok gerçek…2022 yılının Nisan veya Mayıs ayı vizyon tarihimiz olacak inşallah…Hem aile komedisi hem de ajans komedisi oldu İzleyicilerimizin keyif alacağından eminim.

AFETNAME’Yİ NE ZAMAN ÇEKTİNİZ?

Her zaman önce istedim, sonra düşledim ve sonrası da gerçek oldu. Şükretmesini her zaman bildim. Pandemi döneminde bile hiç durmadan çalıştım çalıştım. Afetname Sinema filmi projemi pandemi döneminde yarattım. Yine pandemi döneminde çektim. Afetname vizyona girdikten sonra yine sırada planladığım Mutfağım Şahane yemek programım, bir korku sinema filmi ve de tabi ki Afetname 2 yolda geliyor…Yapacağım, planladığım işe Allahtan başka kimse mani olamaz. İşimde inatçıyımdır, azimliyimdir, odaklanırım ve disiplinle alırım. Çalışmak ve üretmek için, toplum için yaratılmışım.

YEŞİLÇAM OYUNCULARINA SİZCE DİZİLER VE SİNEMA FİLMLERİNDE NEDEN YER VERİLMİYOR?

Sektörün kanayan sorunu bence. Hemen hemen tüm yapımcılar kendi etrafında olan oyunculara şans veriyorlar. Şükürler olsun ben şanslı bir oyuncuyum. Network lerim her zaman sağlamdır. Ama işlerin tanıdık ve torpille döndüğü bir dönem yaşıyoruz. Yetenekten ziyade gücü olan kazanıyor. Ben de Afatname filmimle neticesinde yapımcılığa soyundum. Ve her şeyden önce yeteneğine inandığım öğrencilerimi oynattım. Asla cast yaparken ayrıcalık tanımadım adaletli oldum. Bence herkes daha adaletli olursa kıymetli Yeşilçam oyuncularımız da yeni yeteneklerimiz de unutulmaz…  

 OYUNCULUK, ŞARKICILIK, EĞİTMENLİK VE EV HANIMLISI HEPSİNİ BİR ARADA YÜRÜTMEK ZOR OLMUYOR MU?

Ben oldu bitti zoru seviyorum. Dedim ya damarıma basıl dı mı keçi gibi inatçıyımdır asla bildiğimden vazgeçmem… Biraz deli doluyum kafama koyduğumu yaparım. Daha annemin karnındayken beni erkek çocuk olarak bekliyorlarmış bir de bakmışlar maviş bembeyaz bir kız çocuğu.. dedim ya dişi görünümlü erkek aslan gibi yetiştim. Sosyolog, oyuncu, eğitmen, şarkıcı yönüm her şeyden önce ev hanımlığımdan ve anneliğimden besleniyor. Bu yüzden hepsi benim için bir bütün. İş hayatımda daha hırçın ve iddialı bir yapım var oysaki ev hayatımda bildiğiniz evine bağlı evde yemeğini yapan huzurlu bir ev kedisiyimdir.

Bu keyifli röportaj için çok teşekkür ederim Derya hanım.

Ben teşekkür ederim Habib bey