Beklentilerinin karşılanmadığını, halkta aksülamel bulmadığını görenler şehre sırtını dönüp ödünç aldıkları laleleri kırarak şehirden çıkıyorlar. Arkalarında bıraktıkları çamurlu ve kirli halıları temizlemek yine şehre ve şehri özümseyenlere düşecek gibi!
Şehrin ruhunu çalanlar şehre doğru koşmaya ve kollarını açarak şehrin kendilerine ram olmasını bekliyor! Çok bekleyecekler. Gidenler gelmeyecek, gidenler dönmeyecek!
Şehri göremedim bu sabah... Şehir hükumet önündeydi... İnsanlar neredeydi bilemedim! Duygu nerede, düşünce nerede...
Baharın geldiğini fısıldayan Dumanlı Dağdan esen soğuk rüzgârın sesi de lalelerin boy boy, al al açan yanaklarından dökülen şehla bakışlı bir dilberin gülüşlerini andırır bazen!
Baharın geldiğine kani oldum bu sabah. Laleler sabahın ilk saatlerinde canlılığıyla şehri uyandırmak için avazı çıktığı kadar bağırıyordu. Lalenin çığlığıyla uyanmak seslerin en güzel bestesiydi. Bahar gelmiş hoş gelmişti.
*
Lale Türkistan coğrafyasına özgü bir bitkidir. Türklerde önemli yer teşkil etmiş çiçeklerden birisidir. Saruhanoğlularıyla Anadolu'ya geldiğine inanılır. Ancak bu sadece bir inanış… Lalenin kadim Anadolu kültüründe de önemli yeri vardır.
Şehzade Sultan Mehmet’in Manisa’da kaldığı yıllarda Saray-ı Amire’nin bahçesinin lale bahçesine benzediğini söylemek mümkündür. İstanbul'un fethinden sonra Beyazıt Meydanındaki eski sarayın bahçesine Manisa'daki Saray-ı Amire'den lale soğanlarının götürülmüş olması kuvvetle muhtemeldir.
Lalenin daha sonraki dönemde önce Hollanda’ya daha sonra da Avrupa’da sarayları süslediğine şahit oluyoruz.
Lale Devrinde ana vatanına geri dönen lale bir devre de adını vererek edebiyatta, sanatta, siyasi hayattaki yerini sağlamlaştırmıştır. Ancak lale deyince aklımıza dağların ilkbaharda kırmızıya boyanan renginin gelmesi boşuna değildir.
*
Elinde tuttuğu laleleri incitmekten korkan ihtiyar adam halka bağırıp çağıran cazgıra yaklaşarak kulağına “Şehir asla uslanmaz evlat. Sen onları anlayamazsın. Böyle bağırmaya devam edersen şehre geri dönemezsin!" diyerek otobüsten indi. Lalelerin çoğu elinde kalmıştı!
Şehri adeta göğsünde taşıyan ihtiyar adam bahçesinden topladığı laleleri şehrin en kalabalık meydanına götürüp megafonla halka çığlık atan borazana uzattı. "Bunlar dedi. Bunları at insanlara o zaman seni anlayacaklardır."
Lale, şehir ve ihtiyar adam bir nebze olsun rahat nefes aldı!
Ve şehrin sakinleri kısa zamanda kendilerini rahatsız eden ve horlayıp yıpratanlardan hesabını laleyle adamla sordular…