16 Mart’ta Afganistan’da Kabil’de helikopter kazasında 12 askerimizin, 21 Mart’ta da Şırnak’ta bir operasyon sırasında 6 polisimizin şehadeti bütün Türkiye’yi derinden yaraladı. Hepsi de mesleğinde seçkin bir kariyere sahip bu kahraman evlatlarımızın acısı unutulmayacak, hele Şırnak’ta kahraman polislerimize haince saldıran PKK militanları cezalarını bulmadıkça acımız dinmeyecektir.
Özellikle Kabil’de askerlerimizin şehadetinden sonra, Türkiye Cumhuriyeti’nin bölgedeki işlevleri ve etkisi ile pek bağdaşmayan, “Afganistan’da ne işimiz var?” gibi, derin üzüntümüzden neşet eden değerlendirmeler de yapıldı. Ancak Afganistan gibi gerçek dost bir ülkede her zaman işimizin olacağı ve TSK’nin ülkemizin yüksek menfaatleri doğrultusunda görev yaptığı unutulmamalıdır. Ayrıca Afganistan’da TSK’ne düşmanca bir tavır da olmamıştır.
Şırnak’ta ise, baharla birlikte bulduğu her fırsatta insanlık dışı hain eylemlerin arkasında olan PKK nın, 2012’de kırsal alandaki ilk büyük teşebbüsü akamete uğratılmıştır.
Şehitler Günü ile de üst üste gelen bu acı haberlerin, ızdırabımızı ve üzüntümüzü artırdığı kadar üzerinde yaşadığımız topraklara anlam kazandırdığı da ortadadır. Ne kadar acı olsa da, hain PKK yı silah bırakmaya mecbur etmekten başka çare olmadığı da unutulmamalıdır.
Bu arada terör ve teröriste karşı halkın duruşunu desteklemek amacı ile, terör olaylarında yaşamını yitiren sivillerin de şehit sayılması için yeni bir yasal düzenleme yapıldığı açıklandı. Önümüzdeki günlerde TBMM’ne sunulacağı tahmin edilen sivil şehit düzenlemesine, başta şehit aileleri karşı çıkmaya başladı.
Bilindiği gibi; ülkesi, kutsal ülküsü, ya da inancı uğruna savaşırken ölen kahramanlar bütün bayak dinlerce şehit olarak vasıflandırılmakta ve şehitliğe dinimizde de çok özel ve önemli bir yer verilmektedir. Dinimizce şehitlik inananların ulaşacağı en büyük rütbelerden sayılmaktadır. Mesela şehitlerin makamlarının peygamberlerden hemen sonra geldiği, bir şehidin çevresinde yetmiş kişiye şefaat edeceği gibi pek çok güzel inançlarımız vardır.
Binlerce yıllık geçmişi olan bu geleneksel kavram yerine terör olaylarında yaşamını yitirenlere daha ayrı ve cazip bir statü verilemez mi?
Bu vesile ile tüm şehitlerimize Ulu Tanrı’dan rahmet diliyorum, mekanları cennet olsun.
Cumhur EVCİL
Not: 26 Mart 2012 Pazartesi günü sehven yayınlanamayan ‘Kahraman Asker’ şiirini okuyucularımızdan özür dileyerek yayınlıyoruz.
KAHRAMAN ASKER
Davulla, zurnayla, kemençe ile askerini uğurlayan,
Seni, bu vatan için yetiştirdim diyen,
Eline kına yakıp, Mehmetçik yapan
Gözündeki yaşlar gül olup akan
Dünyada tek ülkedir Türkiye.
* * *
Asker Ocağı Peygamber Ocağı diyen,
Vatanı, bayrağı canından aziz bilen,
Mehmetçik vatanı beklerken rahat uyuyan,
Ölürse şehit, kalırsa gazi olma onuru yaşıyan,
Böyle büyük bir milletin vatanı Türkiye.
* * *
Ben seni bu vatana asker yetiştirdim diyen,
Askerlik yapmayana sütünü helal etmeyen,
Vatan borcu, namus borcu diye bayrakla yürüyen,
Askerine gururla Mehmetçik diyen.
Dünyada tek millet Türkiye.
* * *
Vatanını bayrağını, anası namusu bilen,
Vatan için vurulup alnından toprağa düşen,
Türk Bayrağına sarılı tabutu öpen,
Şehit oğluna sarılıp ‘Vatan Sağolsun’ diyen,
Onurlu bir milletin vatanıdır Türkiye.