Seçimler ertelenecek mi?

Abone Ol

Kimilerinin savunduğu gibi, "hükümetin gündem değiştirme taktiği" midir, bilemeyiz, ama "sandık güvenliği" gerekçesiyle 30 Mart yerel seçimlerin ertelenmesi gündemimizin ilk maddesi oluverdi.
İçişleri     Bakanı Efkan Ala, 81 ilin valisini 30 Mart'ta yapılacak yerel seçimlerde sandık  güvenliği konusunu konuşmak ve çözüm üretmek üzere Ankara'da topladı. Öğrenildiğine göre, daha önce valilere seçim güvenliği konusunda özel bir genelge de gönderilmiş.
İçişleri Bakanı Ala'nın valilere hitaben yaptığı konuşmanın özü,özeti şu:
"Sandık demokrasinin namusudur. (...) Bu nedenle burada devletin görevi yani sizlerin yani bizlerin görevi seçimlerin tam bir adalet içinde yapılmasını sağlamak. Seçme ve seçilme hakkının en güzel en rahat bir ortamda kullanılmasını vatandaşın hiçbir baskı altında kalmadan bu hakları kullanması için gerekli güvenlik önlemlerini almasını, milli iradeye doğrudan veya dolaylı olarak yönelebilecek tehditlerin bertaraf edilmesini, vatandaşın özgür ve güvenli bir ortamda siyasi tercihlerini kullanacağı ortamın hazırlanmasını sağlamaktır. Bu seçimlerde milli irade hırsızlığına, saygısızlığına, asla izin verilmeyecektir, verilmemelidir.
Seçim propagandası yapan, bu çalışmalarda bulunanlara ve seçim bürolarına yönelik tehdit ve saldırılara kesinlikle müsaade edilmeyecektir. Bu saldırılara yeltenenler hakkında gereği süratle yapılacaktır”

SANDIK GÜVENLİĞİ

Yerel seçimler yaklaşırken, toplumun çeşitli kesimlerinden sandık güvenliği konusunda duyulan kaygılar dillendirilmeye başlandı. MHP Esenler seçim bürosunun açılışında gazeteci arkadaşımız Cengiz Akyıldız'ın şehit edilmesi, Şişli Belediyesi binasına otomatik silahla saldırı düzenlenmesi, Ankara Keçiören'de seçim bürolarının saldırılara uğraması, Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek'in öldürülmek istendiğini söylemesi, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin'in ilan edilmemiş bir olağanüstü hal dönemi yaşadığımızı, böyle durumlarda yerek seçimlerin bile askıya alınabileceğini dillendirmesi, Güneydoğu illerinde BDP ile Hizbullah çizgisindeki Hüda-par arasında taban kapma kavgasının giderek derinleşmesinin bölgede gerginliklere neden olması, sandık güvenliği konusunda, kafalarda soru işaretlerinin doğmasına neden oldu.
Kimilerinin savunduğu gibi, "hükümetin gündem değiştirme taktiği" midir, bilemeyiz, ama "sandık güvenliği" gerekçesiyle 30 Mart yerel seçimlerin ertelenmesi gündemimizin ilk maddesi oluverdi.
17 ve 25 Aralık operasyonları sonrasında altı binden fazla polisin görev yerleri "paralel devlet bağlantılı" kuşku ve gerekçesiyle değiştirildi. Pekçok hakim ve savcı da aynı kuşku ve gerekçeyle görevinden alındı.. Emniyet ve yargıda böylesine geniş çaplı bir yer değişiminin yaşandığı bir ülke, ilan edilmemiş bir olağanüstü hal yaşıyor demektir. Böyle bir ortamda "demokrasinin namusu" sayılan sandıkların güvenliği önem kazanıyor. Çünkü, emniyette yapılan geniş kapsamlı atamalar nedeniyle ülke genelinde bir güvenlik zaafiyeti yaşanması olasılığı doğmuştur. Bir emniyet mensubunun yeni atandığı yere uyum sağlaması, çevreyi tanıması için gereken süre en az altı aydır. 30 Mart'ta yapılacak yerel seçimlerde bu konunun da dikkate alınması gerektiği belirtiliyor.

AK PARTİ-HİZMET HAREKETİ ÇATIŞMASI NEREYE KADAR SÜRECEK?

Bu konuda asıl dikkat çekmek istediğimiz bir diğer önemli konu, 17 Aarlık operasyonları sonrasında "Paralel devlet", "Milli orduya kumpas kuruldu" gibi söylemlerle su yüzüne çıkan Ak Parti- Hizmet Hareketi çatışmasının 30 Mart yerel seçim iklimini ne yönde, hangi boyutta, nasıl etkileyeceğidir. Ak Parti-Hizmet Hareketi çatışması olarak  su yüzüne çıkan çekişmenin gerçek dinamikleri henüz netleşmedi, ama iki tarafı da yıpratan güç mücadelesi bütün şiddetiyle sürüyor.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, ABD'de ikamet etmekte olan Hizmet Hareketi Lideri Fethullah Gülen'e Türkiye'ye dönmesi için çok anlamlı mesajlar içeren çağrıda bulundu: "16 yıldır ABD'desiniz. Artık gelin Allah aşkına. Kardeşiniz öldü cenazesine gelemediniz. Yoksa orada sizi istemediğimiz şekilde bir bağlantılar içine mi soktular, bırakmıyorlar mı?"
M. Ali Şahin'in mesajı paralelinde İngiliz gazeteci Gareth Jenkins'ın konuyla ilgili değerlendirmesini paylaşmak isteriz. Jenkins, Leyla Tavşanoğlu ile yaptığı söyleşide önemli bir konunun altını çiziyor:
"Gerek Erdoğan gerekse de Gülen için bu savaş artık bir ayakta kalma mücadelesi haline geldi.
Bütün bu olayların patlak vermesinin zamanlaması Erdoğan'a yerel seçimlerde ağır hasar verme niyetini gösteriyor. Evet, Erdoğan adalet ve emniyet teşkilatında çok insanı yerinden etti, ama Gülen hareketi de şimdi kendine başka bir çıkış yolu arayacaktır."
İngiliz gazeteci Jenkins'ın değerlendirmesini ciddiye almak gerekir; çünkü, 2007'de kaleme aldığı "Ergenekon Davası: Düşler Gerçek Arasında" başlıklı raporunda yazdıkları, basın dünyamızda bu davalar konusunda gayet mahçup bir edayla kalem oynatan pekçok yorumcumuzu utandıracak doğru ve cesur değerlendirmeler içeriyordu.
Jenkins'ın "Gülen hareketi de şimdi kendine başka bir çıkış yolu arayacaktır"  saptaması önemsenmesi gereken bir uyarıdır. Jenkins, Ak Parti ile Cemaat arasındaki savaşta her ikisinin de, özellikle Türkiye'nin bütünüyle kaybedeceğine işaret ettikten sonra bizim adımıza kaygılanıyor:
"Koltuğunuza rahat rahat oturup 'Gülen Hareketi de AKP de büyük hasar aldı. Şimdi bir başka siyasi parti ortaya çıkıp da bütün pislikleri temizleyecek' umuduna kapılamıyorsunuz. Çünkü, Türk siyasetinde ufukta böyle bir ihtimal görülmüyor."

CHP NE DÜŞÜNÜYOR?

Peki, sandık güvenliği konusunda kaygıların seslendirildiği şu ortamda CHP ne düşünüyor?
Son günlerde siyaset iklimimİzde ciddi olarak tartışılmaya başlanan "Yerel seçimler ertelenebilir mi?" sorusuna CHP Genel Başkan Yardımcı Gürsel Tekin'in verdiği yanıtlar özetle şöyle:
 “Olağanüstü hal dönemi yaşıyoruz, sadece yasası yok. Böyle durumlarda her şey yapılabilir, yerel seçimler bile askıya alınabilir.
Seçim güvenliği konusundaki tartışmalarına dikkat çeken Tekin, “Halen YSK çıkıp de yüksek sesle ‘Biz bu seçimin güvencesiyiz’ diyebilmiş değil. Geçen iktidara yakın bir gazeteci YSK içindeki paralel yapının oyları iktidar aleyhine değiştirebileceğini iddia etti. Böyle bir şey olabilir mi? YSK vatandaşın oyunu değiştirilebilecek durumda mıdır? YSK bu konuda da cevap vermedi. Bu mümkünse geçmiş dönemlerde de oylarla oynanmış demektir. O zaman da 2011 de 2009 da şaibeli seçimdir” diyor 
Seçim güvenliği konusundan birinci derecede hükümetin sorumlu olduğunu belirten Tekin, İçişler ve Adalet bakanlarına büyük görev düştüğünü söylüyor.

GENELGEDE NELER VAR?
Ankara'da yapılan valiler zirvesi öncesinde, valiliklere, Başbakanlığa, Genelkurmay Başkanlığı'na, Adalet Bakanlığı'na, Yüksek Seçim Kurulu'na, seçimlerde güvenlik önlemi alacak olan jandarma, emniyet ve sahil güvenlik birimlerine "demokrasinin namusu" olan sandık güvenliğine ilişkin bir genelge gönderilmiş. Genelgede, sandık ve seçim güvenliğini sağlayacak kurumların ve seçim sürecinde vatandaşların neler yapması gerektiği ayrıntılı olarak anlatılıyor.
Bir taraftan seçim hazırlıkları sürdürülürken, diğer taraftan 30 Mart yerel seçimlerinin ertelenmesi konusu ciddi ciddi tartışılmaya başlandı.
Görünen o ki, önümüzdeki yerel seçimler, eğer ertelenmezse, milletin iradesi çok yönlü saldırılara hedef olacak ve çok yönlü bir referandum havası içinde geçecek.