Ben, Ülkemizi uzaktan izleyen biri olsam  “Bu ülkede ne kadar sık seçim yapılıyor, ne kadar  demokratik” diye düşünürüm sanırım.

Geçtiğimiz 10 yıl içinde yerel seçimler, genel seçimler, Cumhurbaşkanlığı seçimi falan derken 2001'den 2018'e kadar 11 yıl içinde 11 seçim yapmışız. 

Seçim  demek biraz da diken üzerinde oturmak demektir. Bu kadar sık seçim yapmamız toplumun sürekli olarak diken üzerinde oturduğu muzu gösterir. 

Seçim süreçlerinin yarattığı belirsizliklere ek olarak seçim ortamlarının yarattığı gerilimler de başlar,  bir de vatandaşların kendilerini hazırladıkları seçim tarihi değiştmişse, duygusal şaşkınlık yaşarız. 

Bu seçimlerde yaşadığımız gibi…

24 Haziran’da yani bu Pazar bir kez daha seçim yapacağız. Üstelik bu kez sistem de değişecek. 

Seçime gitmenin bir de ekonomik yönü var. Bunu seçmene yönelik ekonomide muslukları açmak şeklinde tanımlıyoruz ve‘’seçim ekonomisi ‘’diyoruz.

Siyasi otorite devlet maliyesini görece daha gevşetir yani genişlemeci bir maliye politikası uygular. Para otoritesi de para politikasını gevşetir.

Seçim tamamlanıp, sonuçlar belli olunca bu kez ters yöne dönüp, muslukların yeniden kısılması gerekir çünkü iktisat politikalarındaki genişlemeci politikalar ekonominin temel dengelerini bozar.

Seçim sonrasında bir süre politikaları ters yöne çevirip, biraz sıkılaştırma yaparak bu sorunları aşmak gerekir.

Bu yılın başından beri özellikle maliye politikasındaki genişlemenin dikkat çekecek kadar artırıldığını söylemek mümkün.

Ekonomik büyüme iç talep çekişli (tüketim harcamaları ile) bir büyüme. 

Bu, zaten hızlı olan enflasyonu daha da hızlandırdı.

√ TCMB’nin enflasyon raporunda 2018 yılı sonu enflasyon hedefinin yüzde 7.9'dan yüzde 8.4 düzeyine yükseltilmesi, enflasyondaki hızlanmanın yıla yayılacağını göstermekte. 

√ İç talebe yaslanan hızlı büyüme aynı zamanda ithalatı hızlandırıp, dış dengeyi bozmuş durumda. 

√ Yılın bütününde dış ticaret açığı toplamı 70 milyar dolara ulaşabileceği tahmin edilmekte. 

√ Dış ticaret açığına ilaveten içerideki bütçe açığının da büyüdüğü gözleniyor. Seçime yönelik yeni önlemlerin daha çok harcama ağırlıklı olduğunu dünürsek, 2018 yılı bütçe açığının önemli bir boyuta ulaşma olasılı 

Dikkat ! “ikiz açık” bu seçim döneminde yine ortaya çıkmış durumda.

Bütçe açığında kısa sürede  toparlanma sağlanabilir. 

Ancak Dış açık, enflasyon gibi dolaylı yoldan etkilenecek makro ekonomik değişkenlerde ise toparlanma daha uzun sürecektir ve Seçimin kazanımları, seçmenler açısından kaybedilecektir.

Son düzlüğe girdik; 

√ Seçim haftasına girerken piyasalarda dalgalanmalar arttı. 

√ BIST 95 binin altına geriledi. 

√ Dolar 4.73 TL’ye tırmandı. 

√ Gösterge faiz 19.12’ye yükseldi. 

24 Haziran seçimlerine girerken (iki gün sonra) ülke piyasalarının diğer gelişmekte olan ülkelerden daha fazla negatif ayrıştığını görüyoruz.

Ülkemizden  para çıkışı yaşanıyor;

√ Türkiye’nin ekonomik verilerindeki bozulma ve artan kur riski, kredi kuruluşlarının olumsuz değerlendirmeleri, fiyatlar üzerinde gerilim yaratıyor. 

√ Türk şirketlerinin borçlarını yeniden yapılandırması, Moody’s’in de 17 Türk bankasının notunu yatırımcı güven endeksindeki düşüş nedeniyle indirmesi olumsuz gelişmeler arasında.

Dolar/TL kurunda 4.70 seviyesi, bu önemli bir seviye.

√ Kur bunun altına inmezse, şirketlerin krizler yaşayabileceği bir şeklinde yorumlanabilir. 

√ 4.70’in üzerinde kalınması halinde ilk hedef 4.92 seviyesi olacaktır. 

Önümüzdeki bir ay daha kurda oynaklığı izleyebiliriz. Kurdaki seviyeler, hareketlilikten ziyade çıkışın kalıcı olup olmayacağı şeklinde önemli. 

Finansal Kırılganlığın oldukça yüksek olduğu böyle bir ortamda yatırımcıların paniklemesi de normal.

Seçimler dolayısıyla olağan dışı fiyat hareketliliklerinin yaşanmakta ve  sermaye girişinde yavaşlama görülmektedir. 

Piyasalarda seçim sonrası normalleşme bekleniyor yani gerilim seçim sonrasında azalacaktır. 

Sonuçta kim kazanırsa kazansın maalesef hiçbirimizi kolay bir süreç beklemiyor. 

Esas önemli olan seçim sonrasında atılacak ekonomik ve siyasi adımlar olacaktır. 

Ayrıca yeni kurulan hükümetin ekonomiyi toparlaması için frene basması gerekmektedir. 

Kaynak: güncel basın yayın organlarından ve ekonomi yazarlarının görüşlerinden özetlemeler (milliyet – dünya)