30 Mart yerel seçimlerinin hemen ardından Türkiye bu defa da Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kilitleniverdi. Varsa yoksa kim cumhurbaşkanı olacak?
İktidar kendi adayını birinci turda seçtirebilmenin, muhalefet de iktidarın hesaplarının nasıl bozulacağının yolları peşinde. İktidarın da muhalefetin de bütün gayret ve enerjilerini harekete geçirdikleri bu sürecin hassasiyetini değerlendirmeye çalışanlar arasında PKK da hemen yerini aldı.
Yeni bir teşkilatlanma öngörülmüş. Öncelikle iki siyasi partiden HDP’nin merkez parlementoda çatı partisi olarak, BDP’nin de bölgesel parlamentoda görev yapacak şekilde teşkili kararlaştırılmış. Nitekim bütün milletvekilleri geçen hafta HDP’ye geçti. 8 Haziran’da BDP’nin kongresi yapılacakmış.
Kongrede daha çok bölgeye hitabedecek ve demokratik özerkliğin inşasına katkıda bulunacak BDP’nin ismi de Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) olarak değiştirilecekmiş. 
Kendilerine göre Türkiye’yi 25 bölgeye bölmüşler, her bölgede DBP gibi partiler kurulacakmış.
Yerel seçimleri kazanan belediye eşbaşkanlarına demokratik özerklik ve mevzuat eğitim seminerleri verilmeye de başlanmış. BDP Genel Başkan Yardımcısı Demir Çelik’in açıklamalarına göre; özerklik eğitimine iki grup halinde, 7 gün süre ile 202 belediye eşbaşkanı katılıyormuş.
Bölücübaşı da; ziyaret eden BDP heyeti aracılığı ile, Türkiye’nin “Avrupa Yerel Yönetim Şartı”na koyduğu çekinceleri kaldırmasını, yerel yönetimler için “Özerklik Yasası” ile “Demokratik Sivil Toplum Yasası”nı çıkarmasını talep etmiş.
Bu seminer konuları ile bölücübaşının talepleri daha önceleri de açıkça dile getirilmişti.
Mali ve diplomatik açıdan özgür, kendi özsavunma imkanlarına sahip, bayrağı olan, eğitimin Kürtçe yapıldığı halkın kendi kendini yöneteceği ve Türkiye’nin de gelirlerinden pay vereceği Özerk Kürdistan.
Çözüm sürecinden bölücülerin anladığının bunlar olduğu apaçık ortada. Daha şimdiden bölgenin bir çok yerinde PKK, güvenlik kuvvetlerini taciz ediyor, saldırıyor. Şırnak’ın Uludere, Hakkari’nin Şemdinli, Diyarbakır’ın Lice ilçelerinde, karakol inşaatlarını durdurmak için PKK sempatizanları güvenlik güçleri ile çatışma halinde. Yol kesip, iki uzman çavuşu silahları ile birlikte kaçırmışlar, müdahale eden güvenlik kuvvetlerinden dokuz askeri de yaralamışlar.
Devlet de BDP yöneticilerinden aracılık talebetmiş, eylemcilerle temastan sonra Diyarbakır BDP il Eş Başkanı; bölge halkının karakollara tepkili olduğunu, eylemcilerin inşaat durdurulursa askerlerin bırakılacağını ve barikatın kaldırılacağını belirttiklerini açıklarmış.
Seçim süreci 3-4 ay daha sürecek ve PKK da bu süreci bulabildiğine istismar edecek.
Devletin bu yaklaşımı çare olacak mı? Ne dersiniz?